Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Beyaz Açlık

Aki Ollikainen

Beyaz Açlık Gönderileri

Beyaz Açlık kitaplarını, Beyaz Açlık sözleri ve alıntılarını, Beyaz Açlık yazarlarını, Beyaz Açlık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kim gerçek özgürlük diye bir şey olmadığını ona fısıldayabilir? Özgürlüğe ne kadar yaklaşırsak gitgide artan bir telaşla ulaşabileceğimiz bütün zincirlere dokunmaya çalışıyoruz. Kendi özel mecburiyetlerimiz bizi yanılgıların peşinden koşturuyor. Zincirlerin uzunluğu serbestliğimizin sınırlarını ortaya koyuyor, sadece kaderimizden tatmin olarak o zincirlerden bağımsız yaşayabiliriz. Zincirlerin en ağırı bizim kendi arzularımızdır. Ancak arzularımızı yok edersek kurtulma çabamızdan vazgeçebiliriz.
Sayfa 106Kitabı okudu
...ama hiçbir zaman "anne" diye hitap etmiyor. O kelime artık yok, aklının bir yerlerinde kaybolmuş. Bir gün o kelime fırına üflenecek ve soğuk, açlık ve yorgunluk ile birlikte sel gibi akacak, oğlanın hissettiklerini uyku bile teselli edemeyecek.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
Tepeden bakılınca güneş ışığında yüzen kış manzarası güzel görünüyor. Yöreye vurulmuş olan sefalet damgası kar yağışı ile aklanmış.
Kim ona gerçek özgürlük diye bir şey olmadığını fısıldayabilir? Özgürlüğe ne kadar yaklaşırsak gitgide artan bir telaşla ulaşabileceğimiz bütün zincirlere dokunmaya çalışıyoruz. Kendi özel mecburiyetimiz bizi yanılgıların peşinden koşturuyor. Zincirlerin uzunluğu serbestliğimizin sınırlarını ortaya koyuyor, sadece kaderimizden tatmin olarak o zincirlerden bağımsız yaşayabiliriz. Zincirlerin en ağırı bizim kendi arzularımızdır. Ancak arzularımızı yok edersek kurtulma çabamızdan vazgeçebiliriz..
Sayfa 106Kitabı okudu
İnsanların detaylara çok meraklı olduklarını düşünüyor. Ama önemli olan bütünü görmek, detaylar sadece bütünlük içinde anlam kazanır, aksi taktirde boşlukta sallanır; alındaki kırışıklığın sadece penceredeki bir çatlak gibi görünmesi mesela..
Ne dendiği hiç önemli değil, biri onunla konuşsun da. O zaman dünyada başka insanların da olduğu ve insanların birbiriyle konuştukları hatırlanıyor. Ve belki bir gün ekmek ve kıtlıktan, açlık ve hastalıklardan başka şeyler de konuşulabileceğine dair bir umut doğuyor..
Reklam
“Baharın geleceğinden ümidini kesmiştir.” “Gelecektir, bahar hep gelir, zorlu bir kışın ardından bile.”
Bir de kendisiyle hep aynı fikirde oldukları için yine aynı fikirde olmaya devam edenler var. Onlar kendi akıllarıyla düşünemez; Senatör’ün onlar yerine de fikir sahibi olması gerekir..
Bu boşlukta cansız, koyu renkli bir bataklık var..
Reklam
Lauri’nin tabutu çok küçüktü. Nasıl olur da o kadar küçük bir tabuta sığabilmişti. Soğuk gecelerde nasıl ayaklarını karınına çekip uyuyorsa Lauri de öyle mi yatırılmıştı tabutun içinde? Annesinin açıklamasına göre insan ölünce küçülüyormuş, insandan bir şey yok oluyormuş. Yok olan ruh muydu? Ruhsa eğer, ruh tencerede kaynayan su gibi buharlaşıp yok mu oluyordu yoksa yapışkan ve koyu bir sıvı gibi akıp gidiyor muydu, bunu annesi de bilmiyordu. Belki farklı insanların ruhları da farklıdır..
Mataleena’nın mektubu
Ölümün rengi beyazdır ama cenazelerde insanlar siyahlara bürünür, yani yaşayanlar.
Yemek yerken pembe güle bakmaktan hiç bir zaman sıkılmazdı . Güle bakarken babasını hatırlardı . Babası onlar adına mutlu olur ama Viklundlara gelmek yerine bir bulutun kenarında otururdu . Her yaz yağmuru yağdığında , Mataleena pencereden akan yağmur damlalarının babalarının mutluluk gözyaşları olduğunu anlardı
Açlık halkın en zayıf fertlerini , bahçıvanın elma ağacının dayanıksız dallarını budaması gibi eliyor
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.