Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Grigory Petrov

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Sözleri ve Alıntıları

Beyaz Zambaklar Ülkesinde sözleri ve alıntılarını, Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitap alıntılarını, Beyaz Zambaklar Ülkesinde en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Efendiler! Ne zamana kadar bu saklambaç oyunu­na devam edeceksiniz? Sürekli vatanseverlikten, millet sevgisinden uygarlığa hizmet etmekten bah­sedersiniz. Ama millet için, vatan için, insanlık için ne yapıyorsunuz? Bazıları milyonları vurarak sevgili yurdumuzu na­mussuzca soyuyor, bazıları da dairelerde, matba­alarda, okullarda, üniversitelerde memurluk yapı­yorlar. Diğer tarafta ise milyonlarca halk mahvolu­yor, yozlaşıyor, sarhoş yaşıyor, hayvanlaşıyor!.. Mil­letin temelleri çöküyor!..
Ben isterim ki siz gençler, yalnız Macarlar’ı değil, Fransızlar’ı ve İngilizler’i de mağlup edesiniz. Ancak yalnız bacak gücüyle değil, yalnız top şutlarıyla değil; bilim, tekno­loji, sanat, ticaret, sanayi, hukuk toplumu, ülkenin kalkınma­sı alanında da onlara galip gelesiniz. Bu çetin mücadelede yalnız futbolcuların güçlü kol ve ba­caklarına dayanmak isterseniz, çok ileri gidemezsiniz. Karşı­dan gelen topa vurmak için sağlam bir kafa gerekmektedir. Ancak biliniz ki en sağlam kafaya koç sahiptir. Ben koç kafa­sını Fin gençliği için iftihar duyulabilecek bir şey saymam.
Reklam
....bütün özgürlükleri, mutlulukları ve zenginlik­leri kendisi için isteyen ama halka ise en büyük sefalet ve mahrumiyetlere karşı tahammül etmeyi tavsiye eden burjuva­lara ve seçkinci devlete kızıyordu. Sonra da kendisine dayatı­lan bu mecburiyete tahammül ettiğinden dolayı halka kızı­yordu. Halkın düşünce uyuşukluğuna, maddî ve manevî se­falete, hukuksuzlara ve safehate alışmış olmasına kızıyordu.
Artık halk da bilsin ki memurlar, halkın hizmetçileridirler. İş için size müracaat edenlere, sıkıntı veren sinek muamelesi yapmayın. Elden geldiğince işleri kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Herkese karşı güler yüzlü ve iyi niyetli olun.
Gençlik ise kendini İngiliz sporlarına ve daha da kötüsü futbola kaptırmıştı. Eğitimlerini henüz tamamlamamış olan Avrupa gençleri arasında futbol âdeta bir din olmuştu. ..... Sokaktaki halkı heyecanlandırarak geçinen boş kafalı ve cahil bazı gazeteciler, gençliğin bu yeni tutkusunu kışkırtarak sömürme yoluna gitmişlerdi. Futbol için ayrıca köşe yazıları konulmuş ve sığır bacağı gibi güçlü bacakların meziyetlerin­den uzun uzadıya bahsetmek artık gazetecilik sayılır olmuş­tu.
İnsan yığınlarından canlı kaleler oluşturur gibi ordularını güçlendiren insanlar kendilerini savunurlarken, dünyamız ka­çınılmaz bir şekilde kanlı taşkınlıklara, çılgınlıklara sahne olu­yor.
Reklam
Ordu, fedakâr ve feragatkâr bir dindarlar tarikatı gibidir. Asker olmayan bizler, vatan savunması için oluşturulan canlı kale duvarlarının önemini gereği gibi takdir edemiyoruz. Bu duvarların inşasında kullanılan her tuğla, her harç, canlı birer insandır. Bu zerrelerden herbiri, gerektiğinde bizim varlığı­mızı ve huzurumuzu sağlamak için ölmeye hazırdırlar.
Ülkemizdeki memurların özeti...
Bu memurlar çalışmak istemezler ve aslında işten de anla­mazlardı. Görevlerine karşı ne kadar ilgisizlerse, halka karşı da o denli mağrur ve kibirliydiler. Mesai saatlerinde kahve ve sigara içerek, gazete okuyarak veya dostlarıyla sohbet ederek ya da tartışarak zaman öldürürlerdi. Bir iş için kendilerine müracaat edenleri saatlerce bekletir­lerdi. Kaba ve küstah odacılar bile halka bağırıp çağırıyordu. Halk saatlerce bekledikten sonra işini yaptıramadan dağılırdı.
Devletlerin güç ve zaafı, milletlerin ilerleme ve yozlaşma­sı, yalnızca devlet adamlarının ehil oluşlarından ve yönetim kabiliyetlerinden veya beceriksizliklerinden kaynaklanmaz. Yöneticiler iyi veya kötü olsunlar, kahraman veya zalim ol­sunlar, onlar kendi milletlerinin birer yansımasıdırlar. Onlar, milli ruhun birer kopyasıdır, halk kitlesinin içinden doğmuştur. Bir millet nasılsa, devlet adamları da onlar gibi­dir. İşte bu nedenledir ki eskiden beri “Her millet, layık ol­duğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur.” denilmiş­tir.
Baba mirası veya halkın yuvarlandığı yozluk bataklıklarından bir okul diploması elde ederek yükselen, korunaklı ve uygun bir yere ulaşan hiç kimse sonrasında parmağını dahi kıpırdatmayacak, milyonları o karanlıktan kurtarmaya yeltenmeyecektir. Ve aydınlanmamış, sarhoş, aç bir halka sahip büyük ülkelerin bataklık üzerine inşa edilmiş büyük birer kule gibi olduklarını da bilmeyeceklerdir.
Sayfa 72 - Türkiye iş bankasıKitabı okudu
Reklam
Birçok ülkede ise devlet adamları, halk yönetiminin ve toplum eğitiminin aşama aşama düzenlenmesi gerekliliğini kavramıyorlar veya anlamak istemiyorlar. Devlet yapısının duvarları harap oluyor, yer yer çatlaklar baş gösteriyor ama gittikçe derinleşen ve genişleyen bu çat­laklar önemsenmiyor. İşte bu nedenlerden dolayı dıştan sağ­lam ve güçlü görünen devlet kurumlarının çatlamasına, hat­ta yıkılmasına asla şaşırılmamalıdır. Eski İran yıkıldı. Eski Osmanlı Devleti, Eski Avusturya İmparatorluğu yıkıldı. Koca Rusya devrildi. Bismark’ların ve Wilhem’lerin Almanya’sı da yıkıldı gitti.
Cumhuriyetimizin 100. yılında sanatçımıza sonsuz teşekkürler...
Carlyle’a göre millet cansız bir kil tabakasından ibaret­tir. Eğer ona bir sanatçının eli değmeyecekse, sonsuza dek şe­kilsiz ve hareketsiz kalacaktır.Milletlerin ve hatta tüm insanlığın tarihini oluşturanlar, ruhen güçlü olanlar, ze­kâ ve yetenek sahibi olan bireylerdir. Yani kahramanlardır.
Johan Wilhelm Snellman;
Ne zaman bizim küçük milletimiz, kendi büyük komşularından daha yüksek bir medeniyete sahip olursa, işte o zaman tehlike bertaraf edilmiştir.
İnsanın zekâsı, dehası, kudretli iradesi, doğanın karanlık kuvvetlerinin hepsinden üstündür.
Zavallı millet, talihsiz insanlar. Hem soyulurlar hem de birbirlerini soyarlar. Tanrı aşkı için büyük tapınaklar yapıyorlar. Sonra bu tapınağın önünde binlerce insanı diri diri yakıyorlar. Birtakımları tanrı aşkına ölüyor, birtakımları da aşkına öldürüyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.