Beyaz zambaklar ülkesi, bataklık ülkesi finlandiyanin, geri kalmış küçük bir ülkeyken, bir avuç aydının çabası ile nasıl yaşanılabilir hale geldiğini anlatıyor.
Kitapta da anlatıldığı uzere halkın refahini yukselten, cahillikten kurtaran ve ülkeyi yaşanılabilir hale getiren en büyük etken eğitimdir.
"Ülke halkının en kalabalık ve önemli bir kitlesinin eğitimden yoksun bırakılması bir cinayettir. Devletin kendi kendini yıkması, yok etmesi demektir. (Syf 106)"
Eğitim sadece gençlere verilmez, aileye verilir, çiftçiye verilir, yediden yetmişe herkese verilebilir.
Önemli olan kimsenin kendini yetersiz görüp "ben ne yapabilirim ki tek başıma, ne önemim var ki" diye düşünmemesidir. Kunduracı, yumurtacı kendilerini küçük görmeyip daha iyisi için çabalamış, fabrikalar kurup işinde en iyisi olmuştur. Bu sayede hem kendileri zengin olmuştur, hem ülkeyi kalkındırmışlardır.
Yani sonuç olarak; kitabın verdiği etki güzeldi. İçimde bazı duyguların canlanmasına vesile oldu. Aslında bizler de çabalamalıyız. Daha iyisi için, en iyisi için.
Kendimizi geliştirelim dostlar, önce biz yeşerelim, sonra çevremizi yeşertelim. Umudumuzu kaybetmeyelim, guzel günler bizim elimizde.. ♡