6 Ağustos 1945’te
nükleer silahların II. Dünya Savaşı’nı bitirmek için kullanılması ile savaş bitti, ama kitle imha silahları için yeni bir dönem başladı. Hiroşima’da ve Nagazaki’de 200.000’e yakın insan öldü. Dünya üzerindeki hiç kimse artık tamamen güvende olmayacaktı.
1930’larda atom çekirdeği hakkında çok sınırlı bilgisi olan insanoğlunun 1945 yılında nükleer bomba yapacak seviyeye gelmesi bilimsel gelişme açısından hayret verici bir hızdı. Aynı zamanda Prof. Bayram Tekin, nükleer bombalara doğru ilerleyen yolda baş döndürücü bir hızla, arkası arkasına gelen bilimsel keşiflerin hikâyesini paylaşıyor. Dr. Emre Sermutlu ise, şimdiye kadar sadece Hiroşima’da ve Nagazaki’de düşmana karşı kullanılan nükleer silahlara sahip olmanın ne anlama geldiğini ve bu silahların ülke güvenliğini korumak için nasıl
kullanıldığını, daha doğrusu nasıl kullanılmadığını anlatıyor “Nükleer Satranç” başlıklı yazısında. Doç. Kadir Demircan ise 6 Ağustos 1945’te olanları seriyor önümüze. Doç. Gökhan Özyiğit nükleer silahların da sebep olabildiği zararlı radyasyonun vücudumuzu nasıl etkilediğini açıklıyor.