Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bilimin Işığında Felsefe

Nusret Hızır

En Eski Bilimin Işığında Felsefe Gönderileri

En Eski Bilimin Işığında Felsefe kitaplarını, en eski Bilimin Işığında Felsefe sözleri ve alıntılarını, en eski Bilimin Işığında Felsefe yazarlarını, en eski Bilimin Işığında Felsefe yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evet, geniş kapsamlı bir konu bu, ama pek o kadar belalı, içinden çıkılmaz da değil. Bir dildir felsefe. Eline aldığını eleştirir. Üstüne oturduğu dili eleştiren, en etkin biçimde eleştiren bir dildir. Eleştirinin sonunda görülür ki, farkında olunmaksızın kabul ediliveren birtakım ilkeler, hakikat diye bellenen birçok önermeler, düşünülmeden, irdelenmeden kabul edilmiştir. Ben bunları hem felsefede yetişecek, felsefeci olacak kişilere, hem de başka meslekler edinecek ya da edinmiş kişilere, bilimlerle uğraşanlara, sanatla uğraşanlara felsefenin ne katacağını, ne sağlayacağını kendimce anlatabilmek üzere söylüyorum. Felsefe bir bilinçlenme sağlar. Herkesin kendi yaptığın ne olduğu konusunda bir bilinçlenme. Bu da felsefenin insanın her türlü entelektüel etkinliğiyle ne kadar sıkı sıkıya ilişkili olduğunu gösterir.
Yineleyeyim istersen: Felsefe her insanın kendi kişisel etkinliğinin ne biçim bir etkinlik olduğunun bilincine varmasına yarar, insanı sürünün bir bireyi olmaktan çıkarır. Bu da büyük bir kültür ve uygarlık sorunudur. Çünkü insanlar sürüden olmadıklar zaman, sürüden olmadıkların sandıkları halde bile yine de sürüye kapılmış olabilirler. Büyük topluluk olmak, el ele verip destekleşmek, dayanışmalı düşünmek ve etkinlikte bulunmak başka şeydir; kabullerle, eleştirilerek aydınlatılmamış kabullerle düşünmek başka şeydir. Bunların birincisi kültürdür. Kültür sosyolojisinin, kültür felsefesinin daima işaret ettikleri süflileşme tehlikesine karşı etkili bir araçtır felsefe. Sürü insanından, sürüden çıkmış insandan söz ediyorum diye sanmayın ki bir yönünden Nietzsche'ye yaklaşıyorum. Hayır! En ufak bir metafizik yapmadan, seçkincilikle hiç ilgisi olmayan bir kaygıyla, elle tutulur, gözle görülür bir tehlike olarak, somut bir yabancılaşma olgusu olarak görüyorum sürüleşmeyi. Emansipe olmuşlukla iftihar eden insanlar vardır, aslında hiç de emansipe değillerdir, isterim ki felsefe, işte orada rol oynasın.
Reklam
Nusret Hızır Anlatıyor
- Sizin anlayışınıza göre felsefenin bilimlerin "üstünde" olmasının anlamı nedir? - Bilimler doğrudan doğruya gerçekleri ele alan, onlar üzerine söz söyleyen birer konu dilidirler. Felsefe ise konusu bu diller olan, bu konu dilleri üzerinde kurulan, bunları çözümleyen, eleştiren bir üst-dildir. İşte bu anlamda felsefenin bilimlerin "üstünde" olduğu söylenebilir ancak.
Sayfa 15
Nusret Hızır Anlatıyor
Tarih boyunca felsefe problemlerinin nasıl geliştiğini iyice kavrayıp; filozofun öne sürdüğünün gerisindekini, felsefenin ne yapmak istediğini kavramak asıldır. Bunu sağlayacak bir felsefe tarihi de yazılmış değildir. Felsefe, çünkü, Kant'ın, Comte'un ne dediği değildir. Felsefenin ne olduğunu iyice anlamak, ne yaptığını saptamak olmalıdır felsefe eğitiminin amacı.
Sayfa 19
Nusret Hızır Anlatıyor
Bir dildir felsefe. Eline aldığını eleştirir. Üstüne oturduğu dili eleştiren, en etkin biçimde eleştiren bir dildir. Eleştirinin sonunda görülür ki, farkında olunmaksızın kabul ediliveren birtakım ilkeler, hakikat diye bellenen birçok önermeler, düşünülmeden irdelenmeden kabul edilmiştir.
Sayfa 19
Nusret Hızır Anlatıyor
Felsefe bir bilinçlenme sağlar. Herkesin kendi yaptığı işin ne olduğu konusunda bir bilinçlenme. Bu da felsefenin insanın her türlü entelektüel etkinliğiyle ne kadar sıkı sıkıya ilişkili olduğunu gösterir. Yineleyeyim istersen: Felsefe her insanın kendi kişisel etkinliğinin ne biçim bir etkinlik olduğunun bilincine varmasına yarar, insanı sürünün bir bireyi olmaktan çıkarır.
Sayfa 19
Reklam
Nusret Hızır Anlatıyor
Felsefeci bilim adamının hizmetindedir. Bilim adamı da bu hizmetten yararlanmalı, o da felsefeciye yardımcı olmalıdır ki, elbirliğiyle bilinçlenebilsinler, bilinçlendirebilsinler.
Sayfa 20
Nusret Hızır Anlatıyor
Mantık özel bir üst-dildir. Tam olan, yani hem bir sentaksı, hem bir semantiği olan üst-dil, felsefedir. Mantık, bunun üzerine eğilen, denetlemeye ve temizliğe yarayan, biraz genişletilmiş bir sentaks olan yani semantiği tam olmadığı için tam sayamadığımız bir üst-dildir.
Sayfa 22 - Semantik genel olarak dilin anlam yönünü ele almaktadır. Cümlelerin, kelimelerin incelemesini anlam açısından yapmaktadır. Cümlelerin kural ve yapı açısından incelemesini yapan bilim ise sentakstır. Sentaks, kelimelerden oluşan cümlelerin kurallarını işle
Nusret Hızır Anlatıyor
Tarihçi geliyor diyor ki, "Her türlü savaşım sınıf savaşımdır." Ben derim ki, "Eğer yaptığın endüksiyon seni tatmin ediyorsa bunu söyleyebilirsin, yoksa bunu söylemeye hakkın yoktur."
Sayfa 24 - Endüksiyon: Tümevarım
Diyalog çok samimi, bence her eğitimcide olması gereken mizaç.
- ... Yolunuzda yürüyecek gençlere öğüdünüz var mı? - ...Öğüt vermeye gelince, benim yapacağım iş değil bu. Bir genç, yaşlı bir adamdan gider öğüt ister, değil mi? O yaşlı adam sklerozuna "tecrübe" adına takmışsa kendinde öğüt verme yetkisini bulur. Çok şükür benim beynim skleroza uğramadı, unumu elemiş de değilim. Gençlerin ben problem arkadaşıyım, dert ortağıyım. Gençlerin problemleri benim de problemlerim olduğu içindir ki onlarla iletişimim yaşlılardan daha iyi. .... Yine de otorite olarak değil, dostça öğüt vermem gerekirse, öğüdüm yalnızca "içtenlik"tir.
Sayfa 29
Reklam
Bilimsel disiplinlerin hepsi, ancak ciddi, sürekli çabalarla üstesinden gelinebilecek disiplinlerdir. Bunlarla uğraşırken, başta sözünü ettiğim iç bunalım söz konusu değildir. Daha doğrusu, bunalım ancak güçlüklerden ileri gelir ve bunlar yenilince ortadan kalkar.
Sayfa 32
Fizik ve bütün bilimler -hatta günlük dilimiz- konu dili ile üst-dilden oluşan birer karmadır.
Sayfa 33
Yüzyıllar boyunca felsefe, bilimin çözemediği, daha doğrusu bilimin soru diye ortaya atamayacağı soruları; örneğin evrenin başlangıcı-sonu var mı sorununu, böylece de bilimin çerçevesini aşan, bundan ötürü de uydurma (sahte) diye nitelediğimiz soruları kurcalamıştır. Metafizik olarak adlandırdığımız bu tür bir uğraşı, aslında bilimle hiç ilgisi olmayan konu dili sorularını kapsar.
Sayfa 34
Konu dili dediğimiz malzeme olmaksızın bilim olamayacağı gibi, o malzemeye anlam veren, onu bilim yapan üst-dilsiz de bilim olamaz.
Sayfa 35
Kant'ın, temeli çürük olan bu dizgesi, ölü doğmuş bir dizgedir. Bu durum, başka yönden de gösterilebilir: Salt Aklın Eleştirisi'nde "Transandantal Diyalektik" in en önemli bölümü olan Antinomilerde: 1. Antinomi: Acunun, zamanla uzayda sonsuz; sonlu olduğunu; 2. Antinomi: Maddenin sonsuza dek bölünebilirliğini; bölünemezliğini; 3. Antinomi: Acunu yöneten bir özgür neden, hayır bir zorunlu neden olduğunu; 4. Antinomi: Acunda koşulsuz bir varlığın varlığını, yokluğunu sav, karşı-sav olarak karşılaştırıyor Kant. Bunların içinde yalnız 3. Antinomi, karşıtları karşılaştırmakta, onu da iki kavramı birbirinin "Korrelat"ı olarak almadan yapmakta, öbür üç Antinomide çelişkiler sadece karşılaştırılmakta, onun için de düşünce havada kalmaktadır.
Sayfa 43
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.