Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bilimlerin Işığında Yaratılış

Kolektif

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bir insanın DNA' sındaki bilgiyi ansiklopediye aktarmak mümkün olsa, bunun, yüz metre kare genişliğinde, buradan aya kadar bir alanı kaplayacak ansiklopediye ancak sığabileceği ifade edilmektedir. lğne ucundan binlerce küçük bir alana böyle bir bilginin depolanması, ne muazzam ve ne muhteşem bir kudret, ilim ve iradenin eseridir.
Kâinattaki mevcut atom sayısı için verilen tahminî rakam 10 üzeri 79’dur. 10 üzeri 79'un ikinin üstü olarak yaklaşık değeri ise 2 üzeri 262’dir. Bu değerin yani kâinatta toplam mevcut atom sayısı için verilen tahmini rakam olan 2 üzeri 262'nin, insan beynindeki sinir hücrelerinin nakledebilecek cevap ihtimali olan n = 2 üzeri 10000 00 00 yani ikinin 10 milyarıncı kuvvetinin yanında mevcudiyeti dahi hissedilmeyecek kadar küçük bir rakamdır. Diyelim ki, kâinattaki atom sayısının hesaplanmasında çok büyük bir hata yapılmış olsun, meselâ 10 üzeri 79 rakamı kâinattaki mevcut atom sayısının trilyonda birisini teşkil etsin. Bu takdirde 10 üzeri 79 rakamını sadece 10 üzeri 91 olarak değiştirmek icab eder. 10 üzeri 91'in ikinin Üssü olarak değeri 2 üzeri 302’dir. Bu dahi, dikkat edersek 2 üzeri 10000000000 yani ikinin 10 milyarıncı kuvveti karşısında mevcudiyeti dahi hissedilmeyecek kadar düşük bir rakamdır'sl181 İşte bütün bunlar karşısında ne denilecek? Yine her şey tesadüfün eseri olarak mı değerlendirilecek? Bütün bu ilmî hesaplamalara ve elde edilen sonuçlara rağmen, her şeyin şuursuz kuvvetin ve kör tesadüfün ve tabiatın eseri olduğunda ısrar ediliyorsa, o artık bilime dayalı bir düşünce tarzı değil, dinsizliği kendisine prensip edinmiş bir inanç şeklidir. Herkes inancında serbest olduğuna göre, isteyen ineğe, isteyen sineğe, isteyen de güneşe veya tabiata inanıp, onu kendisine Rab edinebilir.
Prof.Dr.Alparslan ÖzyazıcıKitabı okudu
Reklam
Hipofiz hormonlarına yüklenen görevleri burada saymaya başlasak başlı başına bir kitap olur. Burada sadece hormonlardan bir tanesi olan büyüme hormonunun görevlerini anlatacağım, diğerlerini de meraklısı araştırabilir. Büyüme hormonu büyümeyi, vücutta protein sentezini artırarak sağlar. Aminoasit denilen yapıtaşlarının hücreler tarafından
Op.Dr.Selçuk EskibuçukKitabı okudu
Ülfet perdesi aralanınca, tüm varlıkların mucize eserleri olduğu görülür – 21 gün sonra çatlayan bir yumurtadan yürüyerek çıkan bir civciv gibi. İrade, fizik kanunlarına tabi büyük patlama evrenini delen bir oktur. İradenin varlığı, varlık aleminin madde-enerjiden ibaret olmadığının kesin delilidir. Kanun irade sıfatından gelir, ve fizik kanunları evrensel bir iradenin varlığını yansıtır. İnsanların fizik kanunlarını ihlal etme konusundaki aczlerini Allah’a teşmil etmek ve mucizeleri muhal görmek, Allah’ı da kendimiz gibi bir varlık olarak görme düşüncesinin bir sonucudur. Halbuki Allah’ın kudret ve iradesi her şeyi kuşatmıştır, ve her türlü aczden müstağnidir. İrade sahibi bir kanun koyucu, kanunların mahkumu değil hakimidir. Fizik kanunları, o kanunları koyan Allah’ı bağlamaz. Çünkü iradesiyle kanunu koymaya gücü olanın kanunu değiştirmeye ve gerekirse iptal etmeye de gücü vardır. Tüm mucizeler ve kerametler bir veya birden fazla fizik kanununun geçici ve sınırlı olarak iptal edilmesidir. Zaten bu yüzden mucizeler peygamberliğin gerekli ve yeterli bir şartı olmuştur. Neticede Allah’ın adetleri tabiat kanunları, adet dışı olaylar ise mucize veya keramettir.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; bütün teknolojik üstünlük ve güce sahip olmasına rağmen, yeryüzündeki canlılar, aynı sistemleri insan gibi çalıştırma melekelerine sahip olmuş olsa ve bu melekelerin gelişmesi yalnız maddî yapıya bağlı olsa idi, bir gecede tüm insan nesli sona erdirilebilirdi. Yeryüzündeki yukarıda yapılanlardan rahatsızlık duyma sonucu, diğer mahlükat, ”Nedir bu insanoğlundan çektiğimiz?”, diye her biri kendi karşı gelme özelliği ile üzerimize yürüse idi her halde, teslim olma ve yok olmadan başka, yapacağımız fazla bir şey kalmazdı. Bırakınız güçlü olan varlıkları, en zayıflarından bile kurtulmak mümkün değildir. Nitekim Nemrut'un burnundan giren topal bir sinek işini bitirmiştir. Firavun kavmine gelen karınca, bit ve kurbağa istilası yaşanmış hadiselerdir. Allah'tan ”İnsanın hesa-bını gör” emrini alacak karınca, ya da arıdan kim yakasını kurtarabilir ve nereye kaçabilir? Dahası, binlerce defa büyütülünce ancak görülebilen bir mikrop, sözgelimi akciğer veya karaciğere oturdu mu, dünyayı insana zindan ediyor. Demek ki, kâinattaki varlıkların ipleri Allah’ın (celle celâluhu) elindedir. Dolayısıyla kâinattaki canlıların hayatlarının devamlılığını, güçlüyle güçsüzün mücadelesi sonucu meydana geldiğini iddia etmek kadar gülünç bir tez olmaz.
Prof.Dr.Ali AkmazKitabı okudu
Varlığı maddeden ibaret görenler ve dolayısıyla ruhun varlığını reddedenler de beden ile beraber bedene nüfuz eden bir mânânın varlığının ve onun madde-üstü özelliklerinin farkındadırlar. Ancak onlar kolaycılığa kaçıp ruhun tercih etmek ve emir vermek gibi tüm özelliklerini beyne vermektedirler. Bunun sonucu olarak da yapısı bir parça etten pek de farklı olmayan beyne, idrakte zorlandığımız âdeta ilahlık derecesinde bir harikalık vermek zorunda kalmaktadırlar. Beyin aslında bedenin kontrol merkezidir (aynen pilot kabininin bir uçağın koca gövdesinin kumanda merkezi olması gibi). Uçağın tüm parçaları vücuttaki sinir ağı gibi iletkenlerle pilot kabinine bağlıdır ve tüm komutları oradan alır. Ama uçağı sevk ve idare eden, kumanda merkezi değil, uçağın cinsinden olmayan ve şuur, görme, işitme ve irade gibi uçağın malzemesinde bulunmayan özelliklere sahip bir pilottur. Pilotlar greve gidince uçaklardan hiçbir şey eksilmez ama tüm uçaklar yerde hareketsiz kalır. Pilotun (veya uzaktan kumandalı uçaklarda operatörün) varlığını inkârda ve her harikalığı pilot kabinine vermekte ısrar ederek, uçan bir uçağı doğru olarak anlamak ne kadar mümkünse; madde-dışı bir ruhun varlığını inkâr ederek ve hayat, şuur, hayal, görme ve irade gibi madde-üstü her harikalığı kalın duvarlı karanlık bir kap içine doldurulmuş olan beyin maddesine atfederek bir insanı doğru olarak anlamak da o kadar mümkündür.
Reklam
Şimdi isterseniz gözdeki mükemmelliği sadece Fizik açısından inceleyelim. İnsan gözü çok kompleks anatomik bir alettir. Bir kameradan daha mükemmel bır şekilde yakındaki ve uzaktaki cismin odaklanmış görüntüsünü beyindeki görme merkezine anında aktarmaktadır. Cismin ve görüntünün merceğe uzaklığı ve merceğin odak uzaklığı arasında; 1 bölü
Prof.Dr.Selahattin ÇelebiKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.