Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bin Hüzünlü Haz

Hasan Ali Toptaş

Bin Hüzünlü Haz Gönderileri

Bin Hüzünlü Haz kitaplarını, Bin Hüzünlü Haz sözleri ve alıntılarını, Bin Hüzünlü Haz yazarlarını, Bin Hüzünlü Haz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arada bir sesini duyuyor ve şehrin içinde bir yerlerde olduğunu biliyorum ama, çoktan beri yüzünü göremiyordum onun.
Sayfa 21 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Beni en çok suçtan arındırmışlığım tedirgin ediyor.
Sayfa 7 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Anlaşılan, insanoğlunun, kendi yarattığı şeyi bile elinde tutamayacak kadar zayıf ve çaresiz bir yaratık olduğunu bilmiyormuşum daha. Hatta ben kendi dışında kalan birçok şeyi bilmediğim gibi, ne yazık ki insanların aradığını hiçbir zaman, hiçbir yerde bulamayacağını da bilmiyormuşum. Bulamazmış oysa...
Sayfa 52 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Bu, insanoğlunun baştan beri kurtulamadığı ve sonsuza dek de asla kurtulamayacağı, tuhaf bir yazgıymış zaten; önce ne yapıp edip bin bir güçlükle, kıvrana kıvrana yaratır, sonra yaratma sevinci gibi gözüken hazin bir teslimiyetle yarattığının kulu kölesi olur, ardından da ille onu ellerimin arasında tutacağım, ya da içinden bir daha, bir daha doğacağım diye, kendini hırpalaya hırpalaya helak olur gidermiş... İşte ben de öyleymişim şimdi; elime umut denen o en eski ve en dayanıklı bastonu almış, çile odalarından fırlayan dervişler gibi soluk soluğa gözlerimdeki serabın parıltılarına doğru koşuyormuşum. Boşuna koşuyormuşum tabii...
Sayfa 51 - EverestKitabı okuyor
“Herkes leblebi yer gibi sinir hapı atıyor ağzına, herkes gazetelerin birinci sayfasında pıhtılaşan kanlara göz ucuyla bakıp bakıp susuyor ve herkes adımını ileriye değil de, kendi içine doğru atıyor.”
Sayfa 39 - EverestKitabı okuyor
"... dünyada insanoğlunun işleyebileceği ne kadar suç varsa hepsini kocaman bir mıknatıs gibi varlığımda toplamak istiyorum ama , bunu bir türlü başaramıyorum."
Sayfa 7
Reklam
Daha doğrusu, aynı noktalardan aynı darbelerle aynı şekilde yaralandığımız ve aynı acıları çektiğimiz için, ezik harflerin, kırık hecelerin, parçalanmış cümlelerin ve bunların etrafında uçuşan sigara dumanlarıyla bu dumanların çeşitli boşluklarından gözüken çay bardağı, mürekkep şişesi, sandalye, masa ve sözlük gibi eşyaların uğultuları arasına oturup herkes kendi yarasını saracaktı… Üstelik, rengi başka bahçelerin ruhuna kök salmış gizli bir gülün öteki güllerin duruşlarında kuruyan yokluğuna bir başkasının elleriyle sessizce su verircesine yapacaktı bunu. Ya da, şimdiki zamanın içinde boy gösteren yarı uykulu geleceği, sargıların şekline sığınmış yumuşak bir dille usul usul okşarcasına…
Sayfa 22
Kayboluyoruz belki bazı gözlerde; bir alay gürültü şeklinde salkım saçak ortaya çıkıyor, anlaşılmaz işaretler gibi birtakım kafaları karıştırıyor, sonra da ayak seslerimizi şarkıların içine döke saça yavaş yavaş gözden, gönülden ve hayattan uzaklaşıyoruz.
Sayfa 17
Hayat nedir diye sorarsan, bilmiyorum evlât; sormazsan biliyorum... Haraptarlı Nafi
Sayfa 5 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Benimkisi, hiçbir zaman hiçbir şeyle açıklanamayacak kadar derin, hiç kimsenin anlayamayacağı ölçüde karmaşık ve acayip bir yorgunluktu.
Reklam
Dillerde cesetler, hayallerde cesetler, bakışlarda cesetler, gülüşlerde cesetler...
Bunca ürkütücü şeyin arasında, bana benzeyen başka başka cümleleri de peşime takmış sırf doğru yolu yitirmenin zevkini yaşayabilmek için bile isteye oyalanıyordum sanki.
Anlaşılan, insanoğlunun, kendi yarattığı şeyi bile elinde tutamayacak kadar zayıf ve çaresiz bir yaratık olduğunu bilmiyormuşum daha.
Ruhumda uğuldayıp duran boşluğu doldurabilmek, giderek dipsiz bir boğuntu kuyusuna dönüşen şu lanet olası hayatın ağırlığına katlanabilmek, ya da içimde açılan çeşitli yaraları onarabilmek için, belki de farkına bile varmadan ben yaratmıştım bu serabı...
Sanki boyutları akla hayale sığmayan bir resmin hem içinde hem de dışındaymışım, sanki ruhumu ele geçiren bir sonsuzluğunun karşısındaymışım, ya da hemen hemen her şeyle ilişkimi çoktan kesmişim de artık yüreğimin bir köşesindeymişim gibi öylece dikiliyordum.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.