Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Asimilasyon Aracı Olarak Kentler ve Kürtler

Barış A. Çobanoğlu

Bir Asimilasyon Aracı Olarak Kentler ve Kürtler Sözleri ve Alıntıları

Bir Asimilasyon Aracı Olarak Kentler ve Kürtler sözleri ve alıntılarını, Bir Asimilasyon Aracı Olarak Kentler ve Kürtler kitap alıntılarını, Bir Asimilasyon Aracı Olarak Kentler ve Kürtler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeler, merkezden atanmış valiler yerine, kendilerine Osmanlı unvanları verilmiş, etkili Kürt aileleri tarafından yarı otonom bir şekilde yönetiliyordu. Kürt emirliklerinin zamanla güçlenmesi ile birlikte bu durum, merkezce tanınan bazı ailelerin diğer aileler üzerindeki nüfuzunu da artırmıştı. Kürdistan'daki bu emirliklerin özerkliklerinin boyutları farklıydı. Çoğunlukla emirlerin bağlı bulundukları bölge valileri ile olan ilişkileri mevcut askerî ve ekonomik dengelere göre değişebiliyordu. Bazı emirlikler 18. yüzyılın başlarından itibaren merkezin denetimi altına alınmıştı, ancak merkezi yönetim boyunca güçten düştükçe, devletin farklı bölgelerinde faklı yapılanmalar ortaya çıktı. Bunlar arasında en önemlileri; güneyden kuzeye doğru Süleymaniye'yi merkez alan Baban; Revanduz'u merkez alan Soran, Amidiye'yi (İmadiye) merkez alan Bahdinan, Çölemerik'i merkez alan Hakkâri, Cizre'yi merkez alan Bohtan Emirlikleridir. Bu önemli emirliklerin bir başka ayırt edici özellikleri ise hemen hepsinin İran sınırını oluşturan Zağros Dağları boyunca konumlanmış olmalarıdır".
Kan bağı ilişkisiyle meydana gelen bir kavim veya kabilenin saflığını yitirmesi, o kavim veya kabilenin devlet öncesi ya da devlet sonrası süreçlerini bütünüyle etkisiz hale getirir. Bahsi geçen saflığın kaybedilmesi, o toplumun kendi geçmiş ve geleceğinin kaybı anlamına geldiğin- den, nesep ve sebep evrelerinin artık herhangi bir anlamı da kalmamaktadır. Zira toplumları bir arada tutan norm ve bileşenlerin ortadan kalkmasıyla birlikte toplumsal çözülmeler kaçınılmaz bir hal almaktadır.
Reklam
Asabiye duygusunun en güçlü olduğu evre, Nesep evresi iken en zayıf olduğu evre, Sebep evresidir. Sebep evresi ya da diğer ifadeyle "medeniyet evresi", nüfus artışı, coğrafik yayılım, şehirleşme, ekonomik faaliyetlerin çeşitlenmesi, sanayi ve ticaret gibi faktörlerin ortaya çıktığı bir evredir ve toplumsal değişimleri de beraberinde getirir. Bu evre, endüstriyel gelişim, göç, ekonomik büyüme ve kül türel değişimlerin ortaya çıktığı fakat aynı zamanda asabiye duygusunun en zayıf dönemini yaşadığı evredir. Asabiye duygusunu zayıflatan faktörlerin başında ise şehirleşme olgusu gelmektedir. Çünkü endüstriyel büyüme ve gelişim, işgücü talebi, yoğun göç alma, nüfus artışı ve kentsel gelişimi tetikleyerek kentleri ekonomik, sosyal ve kültürel değişimlerin merkezleri haline getirmiştir.
Asabiye kavramının nesep evresini oluşturan temel koşullar dikkate alındığında Kürt ulusunun ve Kürt aşiretlerinin halen büyük oranda nesep evresi koşullarını taşıdıklarını ileri sürmek yanlış bir değerlendirme olmayacaktır. Kürtlerin ve Kürt aşiretlerinin, kandaş ilişkilere dayalı sosyal bağları sayesinde, örf, adet, gelenek, dil, tarih ve kültürel değerlerini koruyarak günümüze dek muhafaza ettikleri ve sürdürdükleri bilinen bir gerçekliktir.
Kürt oylarının son derece önemli hale geldiğinin farkına varan DP, seçim öncesinde Kürtlerle iyi ilişkiler kurma yönünde bir politika izlemiş, Özalp veya Muğlalı Olayı olarak bilinen ve dönemin 3. Ordu Komutanı Orgeneral Mustafa Muğlali'nin emriyle Van'ın Özalp ilçesinde 33 Kürdün kurşuna dizilmesi olayını yargıya taşıyarak Kürtler nezdinde sempati toplamaya ve bu vesileyle Kürt oylarını elde etmeye yönelik stratejiler gütmüştür. Benzer şekilde, "şakilik" yaptıkları gerekçesiyle muhalif aşiret mensubu 103 Kürdün jandarma tarafından kurşuna dizilerek infaz edildiği 1936'daki "Karaköprü Olayı" da DP tarafından verilen soru önergesiyle TBMM gündemine taşınmıştır.
Sayfa 101Kitabı okudu
Kürt il ve bölgelerini hedef alan bir diğer göç ettirme yöntemi, sürgün edilen Kürt nüfusun terk ettiği tarım arazileri ve diğer varlıklarına el konulması yoluyla yoksullaştırılmasıdır. Böl- genin ekonomik ve sosyal ambargolar yoluyla geri bıraktırılması, bireysel veya kitlesel göçleri hızlandırmanın bir diğer yoludur. En- düstriyel yatırım ve gelişimlerden mahrum bırakılarak bölgenin başlıca gelir kaynakları olan tarım ve hayvancılık ekonomisine zarar verilmesinin yanı sıra üretim ve istihdam eksikliği, gelir dü- zeyinin düşük tutulması, sosyal olanaklarda getirilen kısıtlamalar gibi sosyoekonomik ambargolar nedeniyle kentlere göçler neredeyse kaçınılmaz hale getirilmiştir.
Sayfa 158Kitabı okudu
Reklam
"Azınlık bilinci için "tarihsel mekân" önemlidir. Yani bir ülkede otokton (yerleşik) olan azınlıklar, sonradan o ülkeye gelenlere göre alt kimliklerine daha sıkı sarılmaktadır. Otokton azınlıklar göçmen olan azınlıklara göre kimlik ve milliyetçilik konularında daha has- sas davranmaktadır. Ayrıca "ortak ekonomik pazar" ile azınlık bilinci arasında ilişki mevcuttur. Bir ülkede ortak pazar daha önce kurulduysa azınlık bilinci gelişmeyebilir. Fakat ortak ekonomik pazar, azınlık bilincinden daha sonra ortaya çıkmışsa muhtemelen söz konusu azınlıklar asimile olmazlar."
Kentlere göçün getirdiği işsizlik ve barınma sorunlarının yanı sıra şehrin varoşlarında gerçekleşen gettolaşmalar nedeniyle ekonomik, sosyal ve politik ayrılıklar derinleşmiş, kır yaşamına özgü kültürel yapı ve davranış biçimleri korunarak devam ettirilmiştir. Bu süreç, akrabalık ilişkilerinin zayıfladığı, aile bağlarının ve toplumsal dayanışmanın önemini yitirdiği kentlileşme sürecinin tersi yönde ilerleyerek, kentlerin belirli bölgelerini kapsayan kırsalın parçaları halini almış toplumsal öbekleşme alanlarının ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Bahsedilen öbekleşme alanları, coğrafi dini, sosyal, kültürel veya etnik nedenlere bağlı olarak oluşturulan kent içi yerleşim bölgeleridir.
Sayfa 180Kitabı okudu
Zira yerleşik hayata geçmeyi reddeden veya "itaatkâr davran mayan" konar-göçer, yani göçebe (Koçer) Kürt aşiretlerini dene tim altına alamamak ve zorunlu iskâna tabi tutamamak, işgalci devletler için daima bir asayiş ve güvenlik sorunu olarak algılan mıştır. Göçebe Kürt aşiretlerinin bahsi geçen devletler tarafından çizilen sınırları dikkate almayarak ana yurtlarını mevsimine göre yaylak veya kışlak olarak kullanmaya devam etmeleri İran, Rus ve Osmanlı devletleri tarafından "kontrol edilemeyen, devlet düzeni ve güvenliğini yok sayan" eylemler olarak değerlendirilmiş ve bu aşiretlerin kontrol ve denetim altına alınabilmeleri için öncelikle nüfus sayımlarının yapılarak kayıt altına alınmaları, son aşamada ise denetim altına alınmayanların iskân edilmeleri hedeflenmiştir.
Osmanlı kolonizasyon politikası, 16. yüzyılda başlatılan fakat 18. yüzyıldan itibaren gerilemeye başla- yan bir politika olmuş, zorunlu yani mecburi iskân uygulaması ise 19.yüzyıldan itibaren uygulamaya konulmuş bir politika olup imparatorluğun ele geçirdiği veya denetimi altındaki topraklarda ya- şayan etnik grupları zorla başka bölgelere yerleştirme metotlarını içermektedir. Bu politika Osmanlının doğusundaki Kürtler, Süryaniler ve Ermeniler gibi azınlık toplulukları özellikle hedef alan bir politika olmuştur. Mecburi iskân uygulaması, ıssız ve boş arazilere, uzak kasabalara veya Türk nüfusun hâkimiyeti altındaki bölgelere ulusal veya dini azınlıkların zorla gönderilerek üzerlerinde kontrol sağlamak ve böylece birbirinden uzaklaştırarak birleşme- lerini veya isyan çıkarmalarını önlemek amacını taşımaktadır.
Reklam
"Eğitim alt başlığı, biyo-iktidar teknolojilerini görebilmemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Eğitim, adapte etmenin, Türklük içinde eritmeye el verdiği ölçüde sunulması gereken bir hizmettir'. Adaptasyonun mümkünlüğü azaldıkça, mahrum bırakma dinamiklerinin işlediği görülecektir. Bu durumda öncelik üst kümeye tanınmaktadır".
Sayfa 151Kitabı okudu
"Göç veren iller tabakası" olarak tanımlanan 14 Kürt ilindeki göç nedenleri sıralamasında, birinci sırada ekonomik, ikinci sırada ise güvenlik kaygısıyla gerçekleştirilen göçler yer almaktadır. Güvenlik kaygılarıyla gerçekleştirilen göçlerde ise belirleyici göç tipinin "aile göçü" veya "yerleşim yerinin topluca göçü" olduğu belirtilmektedir. "
Sayfa 178Kitabı okudu
Kürt çocuklarının devşirilmesi amacıyla yarısı Türk çocukların- dan oluşması koşuluyla yatılı bölge okullarının açılması, öğretmen olarak atanacak kişilerin Türklüğü aşılayabilecek vasıf ve yeteneklere sahip olmaları, Kürt ve Türk çocuklarının aynı okula gönderilerek Türkleştirilmelerinin hızlandırılması gibi uygulamalar bahsi geçen raporlardaki en belirgin yöntemler olarak öne çıkmaktadır. Bunun- la birlikte, Kürt illerinde ve bölgelerinde Türklüğün yayılım ve gelişimini hızlandırmak amacıyla Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları, Türk Ocakları ve Halkevleri gibi kurumların zaman kaybetmeden açılması ve etkin bir şekilde işletilmesi önerilmiştir.
Sayfa 140Kitabı okudu
Dil, tarih ve kültür yönünden ortak bir paydada bulunmaları, kandaş aile ve sülale ilişkilerine dayalı olmalarının yanı sıra aralarında ekonomik, dini ve etnik bağların bulunması, aşiret oluşumlarını belirleyen temel kurallardır. Aşiretler ayrıca, ekonomik ihtiyaçların karşılanması, dış tehditlere karşı can güvenliklerinin sağlanması gibi amaçlarla inşa edilen toplumsal örgütlenme modelleridir ve bu nedenle aşiretler, devlet öncesi örgütlenme modelleri olarak ele alınabilirler.
CHP 9. Bürosu tarafından 1944 yılında kaleme alındığı düşünülen "Azınlıklar Raporu'nda Kürt illerine yönelik asimilasyon politikalarının uygulamaya konulduğu açıkça dille getirilmekte, Kürtlerin bir an önce Türkleştirilmesinin sağlanabilmesi için şehirlerin önemine vurgu yapılarak Kürtlerin şehir ve kasaba merkezlerine nakledilmelerinin kazancına dikkat çekilmektedir. Şehir ve ilçe merkezlerindeki pazarların güçlendirilmesi halinde Türkleştirmenin hızlanacağı belirtilerek bu merkezlere ulaşımı edilerek Türkleştirilmelerini sağlama amacıyla zorunlu göç, iskân ve sürgün uygulamalarının ayrılmaz bir parçası olarak hayata geçirilmiştir. Göçlerin hızlı ve kitlesel ölçekte gerçekleştirilebilmesi için Kürt illeri ve bölgelerine yönelik planlı ekonomik, sosyal ve kültürel ambargolar uygulanmıştır.
Sayfa 149Kitabı okudu
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.