Herkese selamlar . Bu aralar naif mahalle hikayelerine sarmış durumdayım. Bu sebeptendir ki yine o güzel hikayelerden biri ile geldim.
Sıcacık, içten, bizden, yaz tadında bir mahalle kurgusuna ne dersiniz? Ben de öyle düşünmüştüm. Okurken yüzümde eksik olmayan bir gülümseme ile son derece keyif alarak ve her yastan kişinin rahatlıkla okuyacağı bir kitabın kapağını kapadım bugün. Karakterler hem guclu hem eglenceliydi. Kötü, olmamış, eksik bulduğum bir yön vardı diyemem. Hepsi çok dozundaydi.
Kitap tam yaz dizisi klişesi ile başlıyor . Bahar acilen bir taksiye binecegi sırada aynı taksiye, mahallemizin karizmatik ağır abisi, Bahar'in çok sonra "zamanın efendisi" lakabını takacağı Adem de biniyor. Oluşan anlaşmazlığa rağmen aynı takside seyahat ediyorlar ve birbirleri ile bir daha karsilasmiyorlar. Ta ki iki yıl sonraya kadar... Adem ünlü bir mücevher tasarımcısı aynı zamanda babadan kalma bir zanaat ile saat tamiri ustası. Bahar bu mücevher tasarımcısınin koleksiyonunu görünce kendi tasarladığı kıyafetlerin bu koleksiyon ile uyumunu görüp iş teklifi icin Adem'in kapısına çalıyor. Ancak kafasında tasarladığı ortam Adem'in bulunduğu ortama hiç uymuyor. Cunku burası son derece sıcak insanların yaşadığı Kuzguncuk'ta bulunan rengarenk bir mahalle. Tam bu şoku üzerinden atacagi sırada Adem ile de karşılaşınca tüm işler değişiyor.
Adem çok olgun, Bahar'da bir o kadar içi içine sığmayan biriydi. Mahalledekiler ayrı güzel insanlardı. Okurken hep aklıma çocukluğum, yaşadığımız komsuluklar, arkadaşlıklar geldi. Ister istemez soruyor insan kendine; "simdi nerede o eski insanlar, dostlar, komsuluklar?"
