Bir Dükkanı Beklemek

Uğur Nazlıcan

En Eski Bir Dükkanı Beklemek Sözleri ve Alıntıları

En Eski Bir Dükkanı Beklemek sözleri ve alıntılarını, en eski Bir Dükkanı Beklemek kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Aklımda çay demlemek vardı ama demleyeceğim çayı karşımda oturan çıraklığımın beğenmeme ihtimalinden korkuyordum. Çıraklığım karşısında kalfalığımın çayına güvenmiyordum. Belki şimdi burada ustalığım olsa, onun demleyeceği çayı her ikimiz de beğenirdik. Ama ustalığımın burada olmasından da korkuyordum; daha doğrusu, ustalığımın demleyeceği çayı çıraklığımın beğenmesinden ve devamında ustalığımla çıraklığım arasında doğacak şefkatten pay alamamaktan, ayrı düşmekten korkuyordum.." .
“Arada sönen cılız bir sokak lambası ışığının aydınlattığı dünya, durmadan yağan karın altında usul usul yitmekteydi.”
Sayfa 9
Reklam
“Sokak lambasının altında durdum bir süre, karanlık sokağın içine doğru baktım. Kar ve karanlık sokağın iki ucunda birikiyor, biriktikçe yükseliyor, yükseliyordu; dibinde benim olduğum bir çukura dönüşüyordu dünya. Sokak lambasının yere doğru genişleyen ışığı söndükçe duran kar, lambanın her yanışında, biraz daha hızlanarak, yeniden yağmaya başlıyordu.”
Sayfa 10
“Camekânın hemen önündeki masada oturmuş bir başkası, eli yanağında, dalgın dalgın kahvehanenin camekândaki yansımadan ziyade dışarıdaki karanlığı izliyor, arada dalgınlığı geçip gerçeğe yaklaştıkça görüntüler karışıyor, camekânın hangi tarafında olduğunu unutup dışarıdaki karanlıktan içeriyi mi, içerideki karanlıktan dışarıyı mı izlediğini kendisi de ayırt edemez oluyordu. Sonra tekrar dalgınlaştıkça görüntüler belirginleşiyor, içeriyle dışarının karanlıklarının birbirlerindeki yansımalarını izlemeye devam ediyordu.”
Sayfa 27
“(..) yalnızlığını vücudunun devamıymış gibi, bir uzvuymuş gibi ustalıkla kullanmaya başlıyor.”
Sayfa 29
*yol
“Otobüsümüz sigara dumanı, hikâye fısıltıları, kesif uyku kokusu, belli belirsiz insan gölgeleri taşıyordu. Kaç saattir yolda olduğumuzu, daha kaç saat yolda olacağımızı unuttuğumuz, umursamadığımız bir zamandı. Hatırlamak ya da umursamak çaresiz kalıyordu; boşlukta yol alır gibiydik, ilerleyip ilerlemediğimizi bile bilmiyorduk.”
Sayfa 32
Reklam
141 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.