“Babamın yüzü kırışıklıklarla doluydu ve her kırışığa bir sorunu yerleştirmişti, öyle ki, artık
bu yüz onun yüzü değildi de, her dalında bir kuş bulunduran bir ağaç gibiydi…”
Keder garip bir duygu; onunla karşılaştığımız zaman kendiliğinden açılan bir pencere gibi. Oda soğuyor ve bizler de titremekten başka bir şey yapamıyoruz. Fakat pencere her defasında biraz daha az açılıyor ve günün birinde pencereye ne olduğunu merak ediyoruz.
Köydeki insanlar, annemin annesiyle babasının çok çekici insanlar olduklarını, annemin de öyle olması gerektiğini sık sık söylerlerdi.
Eh, şeftalinin tadı çok güzeldir, mantarın da öyle ama ikisini bir araya getiremezsiniz.