Bir Gölge Gibi
Michel SchneiderEn Eski Bir Gölge Gibi Sözleri ve Alıntıları
En Eski Bir Gölge Gibi sözleri ve alıntılarını, en eski Bir Gölge Gibi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir kardeşten daha yakın ne olabilir insana? Aynı ebeveynlere maruz kalırsınız. Daha uzak ne olabilir? Sözünü edemeden aynı hikayeyi yaşarsınız.
Sayfa 16 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Aşk başından aşağı iner, haykırışlarla kanı başka haykırışların altında silercesine, bir başka bedende kendisini unuturcasına aşk dökülür üstüne.
Sayfa 26 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Yüzler yalan söyler. Sözcüklerden daha az belki ama yine de yalan söylerler. İşte bu yüzden onlara ellerinizi uzatırsınız, gülümseyen ya da sımsıkı kapanmış dudaklara dokunursunuz; elmacık kemiklerine, yeniden çizdiğiniz kaşlara; alın kemiklerine doğru uzanırsınız; size ulaşmayacak gerçekler çatırdayıp açılsın diye.
Sayfa 32 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
... Ama hatıralar arkanızda bitiveren, ayak bileklerinizi ısıran gezgin köpekler gibi takip ederler sizi.
Sayfa 36 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bernard dudaklarında sanki şunları söyleyen acı bir gülümsemeyle bakar onlara: Hepsi çocuk: Paraşütçüler, teröristler, ben. En azından ben bunun farkındayım.
Sayfa 43 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Sanırım yalancıları severim, kimi zaman öyle bir hayal güçleri ve şiirleri vardır ki. Doğruyu söyleyenler beni korkutur. Ne pahasına olursa olsun doğruyu söylemek, bunu sevmem. Doğrucular çoğunlukla kötülük peşinde.
Sayfa 78 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Savaş biraz da bu olmalı: Dost ile dostun arasındaki hatta bir cızırtı, sizi görünmez düşmanınızı körlemesine vurmaya ve silah arkadaşınızı yanlışlıkla hedef görmeye mahkum eden bir iletişim kopukluğu. Savaşta iki tür adam vardır: Ölenler ve ölecek olanlar.
Sayfa 82 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ertesi gün, yakınlardaki bir cebelde, tehdit ya da emir almadan ateş etmeye başlar. İş ateş etmeye gelince, silahını neyin üstüne doğrultacağını bilmez. Ağaçları vurur, uzaktaki beyaz bir viraneye ateş eder. Çitlere ateş eder, yanan Mağrip evlerinden yükselen toprak rengi dumana. Solgun bir ay ışığına doğru ateş eder. Kımıldayan ve kımıldamayan her şeye ateş eder. Öylesine ateş eder, hiçbir şeye ateş eder, çavuş şarjörünü boşa harcamamasını ve yerlilere saklamasını emredene kadar.
Sayfa 108 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Tanımak mı? Hayır. Sevmek? Evet. Delice. Sevdiğinde tanıyamazsın karşındakini. Bu yaşta bunu öğrenmiş olman gerek. Sevilen kişi hep, nasıl söylesem, gizil, anlaşılmaz kalır, varolmamış gibidir. Onu kaybettiğimde, aradığım şeyi artık asla bulamayacağımı anlamıştım.
Sayfa 115 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Aramak? Bunu da yapmadım. Yaşlanmak biraz da budur: Bilinen, belki sevilen birini ölmüştür korkusuyla aramamak.
Sayfa 185 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bize en yakın varlıklar en uzak olanlardır. Sahicilikleri siz onlara erişmeye çalıştıkça gerilen, deniz yolculuklarındaki ufuk gibi.
Sayfa 200 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
-Bir halt anladığın yok. Görmek, duymak lazım. Biliyor musun, savaş, gürültüdür, çok fazla gürültü, ve çığlıkları izleyen sessizlik.
Sayfa 204 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Varolmanın dehşeti çok güçlü; yaşama zevki çok zayıf.
Sayfa 214 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kendini öldürerek kimi öldürdüğünü asla öğrenemeyeceğim. Bir yerlerde intiharların çoğunun cinayet olduğunu okumuştum. İnsan kendi üzerinden bir başkasını hedeflermiş.
Sayfa 214 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bir kitabın kalbinde bir delik, onları sonsuza dek bilinmez kılacak, kesilmiş bir cümle ya da cümleler, yerine başka cümleleri okutan bir pencere; her romanda hiçbir imgenin, uydurulmuş hiçbir hikayenin silemeyeceği ya da yerini tutamayacağı bir çukur vardır. Bir roman, bir tüfeğin ağzı gibidir: Etrafında bir şeylerle bir delik.
Sayfa 222 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu