Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Gün Bir Gün

Akın Art

Bir Gün Bir Gün Gönderileri

Bir Gün Bir Gün kitaplarını, Bir Gün Bir Gün sözleri ve alıntılarını, Bir Gün Bir Gün yazarlarını, Bir Gün Bir Gün yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
31 Mart’tan sonra Abdülhamid’in makamına “Bizler Meclis-i Mebusan’dan geliyoruz. Fetva-i Şerif var. Millet sizi hal etti,” diye girmenin coşkusundan, Mahmut Şevket Paşa’nın Hareket Ordusu İstanbul’a doğru yola çıkmadan önce yaptığı konuşmanın benzersizliğinden, konuşmadan karşılıklı spot cümleler çıkararak konuşuyorduk. İttihat Terakki yöneticileri ile birlikte Almanya’ya kaçacakken son anda İstanbul’da kalması gereken Mithat Şükrü’nü sisli bir İstanbul akşamında, arkadaşlarının kayığını gözden kaybolana kadar izlemesini anlatırken “Angelopulos yaşasa, filmini falan geçtim, sadece şu sahneyi çekse bana yeter” dedikten sonra duraksadı Cemil. İkimiz de hipnotize olmuş gibiydik. Bir farkla. Kendi çocukluğumuzu yerine yaşadığımız toprakların çocukluk günlerine dönmüştük. Bak Freud yok, dedi. Unutma!
(...)Yeşilin kaç tonu var? Bilmiyorum. Ara renklerin isimlerini hatırlamak konusunda pek iyi olduğum söylenemez. Ama adını bilmediğim onlarca tonu var yeşilin. Nisan’ın on sekizi yeşili. Mayıs’ın beşi yeşili. Temmuz’un yirmi yedisi yeşili… Adını bilmiyor olmam ya da adının henüz konmamış olması bu renklerin olmadığı anlamına gelmiyor ya. Bir gün bu düşüncemden Tugay’a bahsetmiştim. O, dil, gerçeklik ve post yapısalcılık kolun uzun, sıkıcı bir nutku kararlılıkla sürdürürken, ben oturduğumuz bahçedeki renk değişimlerinin boyutlarını kavramaya çalışıyordum. Onun oturduğumuz yerin gerçek güzelliğinden değil de, o yerin güzelliği ile belli referanslar arasında bağlantı kurabilmiş olmaktan heyecanlanmasına hâlâ şaşırıyorum. Yine de gördüğüm “homo-academicus” türleri içerisinde en naif ve zararsız olan Tugay’dır sanırım. Bizimkiler pek sevmez, bilirsin. Ama iyidir. Hele bizim bölümün kalanını düşününce…
Reklam
Bir de sürekli günümüz romanındaki karakter inşasının eleştirilmesini anlamıyorum. On dokuzuncu yüzyılın ve yirminci yüzyılın bir kısmının siyasi romanlarındaki karakter inşasını temel alarak günümüzün karakter inşasını nasıl eleştirirz? Romandaki karakter inşasından bahsetmiyorum sadece. İnsanların gerçek hayatta kendi karakterlerini nasıl inşa ettiğinden bahsediyorum. Hani ‘gerçekçi’yiz ya.
(...)Kendimi küçücük bir merminin, içi görkemli fikirlerle dolu olsa bile, bir kafayı rahatlıkla parçalayabildiği gerçeğine, sonbahara ve artık büyüdüğüm fikrine alıştırıyordum.
Yeni bir şehre taşındığında öncesizlik hissi insanı esir alıyor. Sanki bütün hayatın boyunca bu “yeni” şehirde yaşamışsın ve kalan tüm hatıralar birer rüya imiş hissi… Ciddi bir kesinti. Bu kesinti sebebiyle bir dönemin yaşanmışlıkları mekânsız kalıyor. Dolayısıyla gerçekdışı hale geliyor. Terk ettiğin mekâna geri dönmek ise, belleği sen farkında olmadan esir alan bu alışılmışlıktan kurtarıyor. Bir zamanlar kaybettiğin bir eşyayı bulmanın sevinci gibi. Bir yandan da onu şimdi nereye koyacağını bilememenin yarattığı kafa karışıklığı, ne işe yaradığını unutmanın tedirginliği. Hafızada yer açmak için başka eşyaların yerini değiştirmek, bir kısmını atmak gerekiyor belki de.
Hayatı mekânsal kesintilerle dolu kişilerde bir süre sonra bu kesintiler bellek kesintilerine de dönüşüyor. Mekânsal kesinti ne kadar erken yaşta yaşanırsa bellekteki kesintinin boyutu da o kadar büyük oluyor.
Reklam
Yineleyen şeyler tehlikelidir. Bir süre sonra dışında kalan her şeyden kurtulmak ister. Bilirsin. Önce, kendini bir öncesizlik/sonrasızlık olarak sunar. Dayatır. Sonra bellekte krallığını ilan eder. Zaferi mutlaklaşınca da krallığının tarihini yazar. Gelinecek olan, gelinmesi gereken noktanın burası olduğu düşüncesini pekiştirir.(...)
Geçmişini kavrayış biçimin değişirse başka pek çok şey de değişir. Hayat kategorisi içerisinde, şimdiye kadar tanımladığın bütünlük, yeni bir nitelik kazanır.(...)
“Bence onlar Ergenekoncu. Sosyalistim diyorlar ama nasyonel sosyalistler.”
Tüm bu öfkemi dışavurmak için yazmak İstediğime karar vermiştim.
49 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.