Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Gün Bir Gün

Akın Art

Öne Çıkan Bir Gün Bir Gün Gönderileri

Öne Çıkan Bir Gün Bir Gün kitaplarını, öne çıkan Bir Gün Bir Gün sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Bir Gün Bir Gün yazarlarını, öne çıkan Bir Gün Bir Gün yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama geçer, oturur o denizin kıyısına biraz soluklanırım. Ağrı yavaş yavaş huzurlu bir uyuşma hissine dönüşmeye başlar. Uyuşma hissi belki gözlerimin daha kolay dolmasına sebep olur. Ağlamamak için susmama, seni korkuttuğunu söylediğin suskun ve uzun bakışlarımı olabilecek en uzak yerlere, “lacivert ülkelere” dikmeme sebep olur. Gitmeyi düşünürüm, buralardan. Sonra gidemem. Kalırım.
Özgürlük gaz bulutları arasında soluk alıp verirken, türkiye sokakta güzelleşiyor...
Reklam
Doğalında öyle olan, gündelik hayata dair şeylerin aslında öyle olmaması gerektiği düşüncesine kapıldın mı hiç? Ne bileyim; gökyüzü aslında mavi olmamalıymış gibi ya da yaprakların çoğunlukla yeşil olmasında bir gariplik varmış gibi hissettin mi?
80 syf.
5/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Gerçekten Gezi'de Miyiz?
Bu kitap bir kitabevinde tarafından bana birkaç yıl öncesinde hediye olarak gönderilmişti. O zamanlar okuma fırsatı bulamayıp kitaplığımın bir köşesine yerleştirivermişim. Birkaç gün önce kitaplığımı düzenlerken karşılaştım kendisiyle ve merak içerisinde hemencecik elime alıverdim. Gezi üzerine hiçbir kitap okumadığım için çok heyecanlı ve meraklıydım. Kitap yazarın kendisiyle -ya da benim öyle sanmam- konuşması ile başladı. Geçmişi, üniversite yıllarını anlatmaya başladı birden okuyucuya. Kendisinden bahsetti bol bol, yaşadıklarından, düşüncelerinden... Bir ara kitabın çok kısa olmasına rağmen anlattıklarını yoğunlaştıran cümleler kullandığını düşünmeye başladım. Beni içine çekiyor daha sonra fırlatıyordu kendi hayatıma. Bazen bu durum o kadar sık yaşanıyordu ki paragrafın ortasında bir bakmışım kovulmuşum. Tekrar dön başa bu sefer içinde kalmayı umarak okumaya çalışıyordum. Akıcı ve merak uyandırıcı olmasını beklediğim bu kitaptan yavaş yavaş umudumu kesmeye başladım. Konusu ve anlatma tarzı bakımından güzel planlanmış bir kitap olmasına rağmen yazarın kalemi ve birkaç hata sayesinde benim içi hayalkırıklığına neden oldu.
Bir Gün Bir Gün
Bir Gün Bir GünAkın Art · Ve Yayınevi · 20195 okunma
Benzetme yapmayı çok severim. Sahiden. ‘Teşbih’ sözcüğünün tınısını sevmemin de payı olabilir bunda. Peki, geleceği neye benzetirim biliyor musun? Yağmura: Bir tempo ile yağar. Penceremize vurur. Manzaramızı bulanıklaştırır. Biz ise oturup sesini dinleriz. Dışarı çıkma planlarımızı erteler, ıslanmamak için elimizden geleni yaparız.
O gece ya da sabah eve kendimi güç bela attım. Bir gecede onlarca yere gidip gelmek bir yandan beni ayıltmış, bir yandan da gerçeklik algımı sarsmıştı. Yorulmuştum. Kendimi yatağa nasıl attığımı hatırlamıyorum. Uyandığımda telefonumun ekranında şöyle bir Whatsapp bildirimi buldum: “Cemil Faruk sizi İttihad-ı Kadıköy grubuna ekledi.”
Reklam
(...)Tüm bu öfkemi dışavurmak için yazmak istediğime karar vermiştim. Şaşırmazsın sanırım, önce öykü yazmaya çalıştım. Yaşıtlarımın çoğu gibi. Eminim sen de denemişsindir. Hepimizin, samimi olduğu insanlara en büyük sırrını verir gibi anlattığı öykü taslakları vardır.
(...)Bir ıslığın peşinden gitmek güzeldir, dalga seslerini yakından duymak için denize yaklaşmak da. Dalga seslerini duymak, denizi göremesen bile onun serinliğini duymanı sağlar. Bazı sesler, tınılar… Ama sosyal bilimlerde ve felsefede büyülü sözcüklerin, edebiyattan farklı olarak, bir anlamı olması gerekir. Değil mi?
Önce kendi hayatımızın içerisinde kitaplardan okuduğumuz hikâyeleri, sonra kitaplarda okuduğumuz hikâyelerde kendi hayatlarımızı arıyoruz. Ne kadar ilginç değil mi? Sanki şeyler yalnızca dile geldiğinde, bir dramatik kurgunun parçası olduklarında gerçeklik kazanıyorlar. Ezgi’yi bu kadar anlatmasaydım, şiirler yazmasaydım, kitaplarda, şarkılarda adını aramasaydım içimde yarattığı boşluk bu kadar büyük olur muydu?
Cemil o zamana kadar gözlerini masaya dikmiş bir halde kıpırtısız duruyordu. Gülümseyerek, yumuşak ama kararlı bir sesle “Bir gün yarım kalan bütün öyküler tamamlanacak. Dersaadet bizim olacak.” diyerek kadeh kaldırdı. Bardaklarımızda kalan son biraları diktik. Dördüncüleri söyledik. Cemil az önceki yenilgi senaryomu hatırlatarak “Nasıl kuşağız lan biz. Bohem desen bohem değil, fedai desen fedai değil.” diye isyan etti. Güldük.
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.