Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bir Hal Var Sende

Berna Durmaz

Bir Hal Var Sende Gönderileri

Bir Hal Var Sende kitaplarını, Bir Hal Var Sende sözleri ve alıntılarını, Bir Hal Var Sende yazarlarını, Bir Hal Var Sende yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Son olarak ;
Bulanıktı gölün dibi. Uğultulu bir basınç oluştu kulaklarında. Dağın görüntülerini görebiliyordu hala. Biliyordu, oradaydı hepsi. Gök, dağ ve güneş. İki cılız ağaç, gölün kıyısında. Onlar orada güvenle durdukça içi rahatladı. Bıraktı kendini. Hiç devinmedi, çırpınmadı Peri. Küçük bir taş gibi kıpırtısız, gerilen lastiğin ona kattığı hızdan kurtulmuş, yavaşça dibe çöktü.
Sayfa 93 - Pdf
Donup kalmış bir film karesi gibiydik. Ya da, objektife bakmadan verilen bir poz gibi. Suyun uğultusunu dinliyorduk, içimizdeki fısıltıları duymamak için. … Herkes kendi zehirli suyunda boğuluyordu.
Sayfa 69 - Pdf
Reklam
Her an kalkıp gidecek gibiydi hep oturuşun. Bir türlü gidememenin sıkıntısı değil miydi yüzündeki? Anlattığın hikayeleri, hep bu yüzden yarım bırakmaz mıydın?
Sayfa 69 - Pdf
Sen buradayken, aramızda oturmuşken sessiz, gülerken, konuşurken, susup bakarken en çok, hangi kuşun kanadı çarptı yüzüne de oturup bir dolu kuş öyküsü anlattın?
Sayfa 69 - Pdf
Zamansızlıktan bir türlü gelişip serpilemediğinden, eciş bücüş bedenlerine sıkışıp kalmış insanlar, ne yapsalar farklı davranamıyorlardı. Her şey tepedeki saatin akrebiyle yelkovanın hareketi kadardı. Çocuklar sokaktan bir kez geçiyor, dönüp dolaşıp bir daha geçiyordu. Kahvenin asma dalları altındaki yazlık bölümü, kentin işsiz güçsüz erkekleriyle doluyor, boşalıyor, sonra tekrar doluyordu. Kadınlar sıraya dizdikleri işlerini bir tur dönüp ertesi gün yeniden başa dönüyorlardı. Hiç kimse saatin dairesinin dışına çıkamıyordu.
Sayfa 63 - Pdf
düşüncemin bir yarısı benimse, öteki yarısı benim değildi. Ne zaman kayanın yanından geçsem benim olmayan öteki yarım sızlardı. Ne zaman buraları bırakıp aşağıya inmeyi istesem, benim olan yarım buna direnirdi. Ben bu iki yarımın toplamı olduğumu sanırdım ya, bir araya gelseler hep bir eksik kalırdı. Ya da bir fazla.
Sayfa 60 - Pdf
Reklam
Sokulup durduğum acılı yanıma bir bakış borcum vardı, başka bir şey değil. Olup olan ve de olacak olan bu kadardı ya, o bakışın sivri yanı en başta benim içime battığından, dikili bir kayanın dibine fırlatıvermiştim onu. Otuz yıl kadar oluyor.
Sayfa 59 - Pdf
"Bu kalp işe yaramıyor, paramı geri ver." "Neden?" diye sordu adam, "Sağlıklı biriydi, kalbi de öyle." "Bilmem," dedi adam, "kalbin içinde ölü bir kuş bulmuşlar."
Sayfa 57 - Pdf
"Göz değdiği yeri yakar," demişti ninem. "Tatlı söz yaranın merhemidir," de demişti. En çok hangisineydi meylim? Durmuş, soğuk su gibi bekliyorlardı. Yüreğimi dağlayanı mı, beni sözüyle sağaltanı mı seçecektim?
Sayfa 52 - Pdf
Ben kuyunun başındaydım. Bir tas su için. Çocukluğum tuttu, var gücümle bağırdım ağzından içeri. Sesim geri gelmedi. Hepten düştü dibine.
Sayfa 51 - Pdf
Reklam
"Her orman, kendi hikayesini kendisi anlatır," derdi ninem. "Dinlemek istiyorsan, gidip kopkoyu göbeğine oturacaksın."
Sayfa 45 - Pdf
Bana bir şeyi hatırlattı :’))
Yıldız gökyüzünden kopup yanlışlıkla buraya düşmüş bir şeydi zaten. Yıllarca, onu, ait olduğu yere götürecek birini beklemiş gibiydi. Bilmem, belki de ben öyle sandım. Ellerinden tuttum Yıldız'ın. Köyü ardımızda bırakıp uçup gittik.
Sayfa 43 - Pdf
Nasıl unuturlar benim perdenin gerisinde, odanın ortasındaki çamdan direğe bağlı çaputun ucunda olduğumu?
Sayfa 42 - Pdf
Silyazılı Dede'nin verdiği iplerlerle dokuz kere boğumlanmış bileklerim. Bağlanmış çocukluğum evin ortasındaki bir direğe. İki kulaç ya var ya yoktu ip. Dış kapıya varamadan biterdi. Oyunlarım da dünyam da o kadardı. Ayağıma dek gelenlerle benim gidebildiklerim kadar. Düşlerimle gördüklerim arasına ne sığıyorsa işte. Ne kadar sığabiliyorsa.
Sayfa 41 - Pdf
Kuş günü doğmuşum. Yıldız köyümüzdeyken.
Sayfa 39 - Pdf
79 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.