Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kan damarlarımda özgürce akıyor. Bütün uzuvlarım Tüm kaprislerime boyun eğiyor. Bedenen ve ruhen sağlamım. Uzun bir ömür sürmeye uygun bünyem. Bununla birlikte bir hastalığım var. Ölümcül bir hastalık, insanların eliyle yaratılmış bir hastalık.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Hapishane , Dehşet verici, eksiksiz ve bölünmez , yarı ev yarı insan bir varlık türüdür. ben onun avıyım , beni örtüyor ,bütün kıvrımlarıyla beni sarıyor .granit duvarları içine kapatıyor beni ,demir kilitleri kilitliyor beni ve Zindancı gözleriyle gözetliyor beni. Ahhh zavallı benn!
Heyhat, ölüm ruhumuza ne yapar? Ona hangi doğayı bırakır ? Ona ne bırakacak ya da ondan ne alacaktır ? Ruhu nereye koyar ? Ara sıra yeryüzüne baksın ve ağlasın diye göz verir mi ?
Ama ölüler geri gelirse, hangi biçimde geri gelecekler ? Eksik ve sakat gövdelerinin neresini koruyor olacaklar ? Neyi seçerler ? Başlarınını mı, hayalet olan gövdelerini mi ?
Her günün, her saatin, her dakikanın ayrı bir düşünceai vardı; genç ve girişken zihnim beni eğlendirmek için bitmek tükenmek bilmeyen fantezilerini peş peşe, düzensizce önüme yuvarlamaktan keyif alır, hayatın o kaba ve ince kumaşını işlemelerle süslerdi.