“Bir gardiyan alfabetik sırayla sayım yaptı, bunun üzerine tek tek çıktılar ve her bir forsa gidip büyük avlunun bir köşesine, adının baş harfinin tesadüfen yanına verdiği bir yol arkadaşının dibine geçti. Böylece her biri, kendi kaderine mahkum olduğunu gördü; her biri, meçhul(bilinmedik) biriyle yan yana kendi zincirini kendisi için taşıyor ve ola ki bir forsanın bir dostu varsa zincir onu dostundan ayırıyordu. Sefaletin en kötüsü buydu.”