Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir İmparatorluğun Ölümü 1908- 1923

François Georgeon

En Eski Bir İmparatorluğun Ölümü 1908- 1923 Gönderileri

En Eski Bir İmparatorluğun Ölümü 1908- 1923 kitaplarını, en eski Bir İmparatorluğun Ölümü 1908- 1923 sözleri ve alıntılarını, en eski Bir İmparatorluğun Ölümü 1908- 1923 yazarlarını, en eski Bir İmparatorluğun Ölümü 1908- 1923 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Meşrutiyetle gelen özgürlük ne getirdi?
"Hürriyet sarhoşluğu",taşkınlıklara,disiplinsizlik ve anarşi gösterilerine, vergi ödemeyi reddetmeye yol açtı. Görevliler, dairenin yolunu tutmak istemiyorlardı artık,öğrenciler de okulun.
İttihat ve Terakki Komitesi,karmaşık bir örgüttür: Hem Mason locasına benzer,hem devrimci hücreye, hem komitacı çetesine, hem de terimin çağdaş anlamıyla siyasal partiye. Liberal ve demokratik laf kalabalığı altında, Jön Türkler eski alışkanlıklarını yitirmemişlerdir. Gizlilik zevki, birbirine koşut şebekeler sistemi, özellikle Hüseyin Cahit'in Tanin'de büyük ustalıkla yönlendirdiği kullanma ve propaganda sanatı,baskılara ya da gerektiğinde şiddet araçlarına başvurmadır bunlar. Yerel gazetelerinin adları anlamlıdır:Silah,Süngü, Kurşun,Bıçak, Bomba!
Reklam
1908 seçimlerinde,147 milletvekilinin yanı sıra,60 Arap, 27 Arnavut, 26 Rum,14 Ermeni,10 Slav ve 4 yahudi seçilmişti.
144 syf.
8/10 puan verdi
140 sayfada bu kadar geniş bir konuyu basit bir şekilde anlatması,gerçekten takdire şayandır. İmparatorluğun son yıllarını merak edenler genel çerçevede belli başlıklar altında yazılmış bu eseri okuyabilir. Yazarın Türk olmayışından dolayı bazı çevirilerde ufak problemler yaşanmış lâkin mühim değil. Tavsiye edilir,iyi okumalar.
Bir İmparatorluğun Ölümü 1908- 1923
Bir İmparatorluğun Ölümü 1908- 1923Paul Dumont · Cumhuriyet Gazetesi Yayınevi · 199712 okunma
Böylece Jön Türkler, bir yirmi yıla yakındır saplantısı oldukları bir düşüncenin, Osmanlı Devleti'nin yeniden anayasalı bir devlet olması düşüncesinin gerçekleştiğini görüyorlardı. Savaş vermeden, şiddete başvurmadan, sıradan bir müdahale tehdidiyle elde ettikleri zaferin çabukluğu, isteklerine Abdülhamit'in kolayca uyması, hazırlıksız yakalamıştı onları. Aralarında en tutucu olanlar, programın esası gerçekleştiğine göre komitenin dağılması gerektiğini düşünüyordu.
Osmanlı İmparatorluğu gibi geniş ve karmaşık bir devleti yönetmeye kalkmak olanaksızdı bu koşullarda. İktidardan gözü korkmuş darbeciler olarak, Jön Türkler, hiç olmazsa geçici bir süre, kurumların dışında kalmaya mahkumdular.
Reklam
Fransız Devrimi nasıl Bastille'in alınışından ibaret değilse, Türk Devrimi de 24 Temmuz'dan ibaret değildi sadece. Gerçekten, söz konusu Jön Türk eylemi, on yıldan fazla bir zamana yayılacak -derinliğine- bir dizi değişikliğin yolunu açıyordu.
Sultanın, İzzet Paşa ya da Ebülhüda gibi, despotizmle en çok uzlaşmış yakınları kaçmıştı ya da içeri atılmıştı. Y ıldız'daki "gizli eller", dağıtılmış bulunuyordu. Gizli polis örgütüne son verilmiş ve hafiye şebekesi yok edilmişti. Bir genel af çıkarılmıştı 27 Temmuz günü: Keyfiliğin ve jurnalcıların kurbanlarından başka, adi suçlardan bir bin kadar mahkfun yararlanıyordu bundan. Yüzlerce siyasal mahkkum yurduna yuvasına dönüyordu ve Prens Sabahattin Bey gibi, kimi zaman pek büyük coşku gösterileriyle karşılanıyordu bunlar. Sansürden kurtulmuş gazeteler çoğalıyordu; kamuoyu, ülkenin siyasal yaşamına giriyordu.
Sait Paşa, komiteye daha iyi karşı çıkabilmek amacıyla, iki nazırlığın, Harbiye ve Bahriye nazırlıklarının seçimini sultana bıraktı. Pek büyük bir şey öne sürülmüştü kumarda: Orduyu denetleyecek olan, gücü hatırı sayılır ölçüde genç subaylara dayanan Jön Türk hareketini de yola getirebilecekti aynı zamanda. Sait Paşa, güç denemesinde başarısızlığa uğradı ve görevden ayrılmak zorunda kaldı.
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.