Bir Kadının Hayatından 24 Saat
Stefan ZweigBir Kadının Hayatından 24 Saat Sözleri ve Alıntıları
Bir Kadının Hayatından 24 Saat sözleri ve alıntılarını, Bir Kadının Hayatından 24 Saat kitap alıntılarını, Bir Kadının Hayatından 24 Saat en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Şahsen ben bir kadının içgüdülerinin peşinden özgürce ve tutkuyla gitmesini, bilinen örneklerdeki gibi kocasını onun kollarındayken , gözlerini kapayarak aldatmasından daha dürüstçe buluyorum."
"Çoğu insanın hayal gücü sığdır. Eğer bir şey onları doğrudan etkilemiyorsa, sivri oklarını duygularına sertçe saplamıyorsa, hayal güçleri pek çalışmaz; ama gözlerinin hemen önünde, duygularına hemen dokunabilecek bir yerde küçücük bir şey bile meydana gelse birden aşırı heyecanlanırlar."
Ben, ben yine aradım onu... Demek istiyorum ki onunla geçirdiğim her dakikayı aradım. Dün birlikte yürüdüğümüz yerlere sürüklendim.
... sırf geçmişi bir kez daha, bir kez daha yaşayabilmek için.
... her kelime, her hareket içimde bir kez daha canlansın, evet kafa karışıklığım bu kadar anlamsız, bu kadar çocukçaydı.
Sayfa 84
"hakikatin yarısının hiçbir değeri yoktur, tamamı olmalıdır."
Acılar korkaktır, yaşamayı fazlasıyla talep edersek korkup geri çekilir, bu talep ruhumuza gömülü aşırı ölüm isteğinden daha güçlü bir şekilde etimize gömülüdür.
Kayıpla kazancın böyle hızla birbirini izlemesi aralıksız bir saat kadar sürdü, o saat içinde ben gözlerimi bir an bile o sürekli değişen, üzerinde tutkuların kabarıp söndüğü yüzden ayırmadım.
Sayfa 37
" Edepli bir kadının üç saatlik bir tanışıklıktan sonra bir anda kaçıp gitmesini mümkün görmüyorlardı. Farklı görüşte olmak eğlendirdi beni. Yıllardır kendisini mutsuz eden, canını sıkan bir evlilik yüzünden her türlü sert girişime içten içe hazır olan bir kadının böyle davranması mümkündür, hatta olasılık dahilindedir."
... o yaşananları düşünmediğim bir tek gün, bir tek saat bile geçmiyor.
Sayfa 23
Her zaman sakin olan yüzüne ansızın tuhaf, gergin bir ifade geldi, deniz grisi gözlerinden bir bulutun gölgesi geçti: "Çok yazık! Sizinle konuşacak çok şeyim vardı hâlâ!"
Sayfa 20
"ve eğer belli bir amacınız yoksa yaşamak bir hatadır."
Her şeyi öyle doğal, öyle büyük bir heyecanla anlatıyordu ki yaptıkları bir rezaletten çok geçirdiği bir nöbetin, bir hastalığın hikâyesi gibiydi.
“Şahsen ben insanları yargılamak yerine, onları anlamaya çalışmaktan zevk alıyorum."
Içimi acıtan şey hayalkırıklığıydı...
O genç adamın o denli itaatle gitmesinin verdiği hayalkırıklığı,
beni durdurmak,yanımda kalmak için hiçbir girişimde bulunmaması,
oradan ayrılıp gitmesi konusundaki ilk arzuma minnetle ve saygıyla boyun eğmesi,
beni kendine çekmek için birşey yapmak yerine,beni yoluna çıkan bir azize gibi görmesi sadece, ve beni görmemesi,
Bir kadın olarak hissetmemesi.
Sayfa 55 - Türkiye Iş bankasıKitabı okudu
Bir arzudur insanı aşağı çeken.
" Şahsen ben insanları yargılamak yerine, onları anlamaya çalışmaktan zevk alıyorum. "
Venedik