Kısa öykülerde olay akışı çok hızlı ve belirli bir sona sahip değil ayrıca Mezar Bekçisi diyaloglardan oluşmaktadır. Dönemin şartlarını ve yazarın o dönemki ruh halini araştırmadığım için kitap beklentimi karşılamadı çünkü sonu tam olarak son gibi değildi. Kitapta ikilemde kalmak da hoşuma gitmedi. Tüm bunların yanında benim için en güzel bölüm, kitaba adını veren Bir Köy Hekimi öyküsüydü.
Sizin de hayal ve gerçek arasında sıkıştığınız zamanlar oldu mu? İkilemler hayatınızda çok yer ediniyor mu? Kitabın sonu sizin için ne kadar önemli?
Başka bir kitapta görüşmek üzere, hoşçakalın.