Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Kuşağın Dramı

Süleyman Kocabaş

Bir Kuşağın Dramı Sözleri ve Alıntıları

Bir Kuşağın Dramı sözleri ve alıntılarını, Bir Kuşağın Dramı kitap alıntılarını, Bir Kuşağın Dramı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
BİR KUŞAĞIN DEĞİL KOCA BİR ÜLKENİN DRAMI
Tüm bu anlatılanların yanı sıra , " Bir Kuşağın Dramı"nın canlı şahitlerinden biri olarak söyleyebiliriz ki biz yirmi yıl boyunca ( 1960 - 1980 ) hep komünizm geldi- gelecek korkusu ile yatıp kalktık.Halbuki ne geleceği ne de gideceği vardı.Aslında " komünizm öcüsü " ile " düzene dizayn " edildik. Solun içine sağlandığı " faşizm öcüsü " nün bu dizayna katkısı sağdan daha büyük oldu.Gelin görün ki sonuçta her iki tarafı da " alıp yere çaldılar." Yeni nesillerin, bu kuşakların dramını tarih şuuru içinde öğrenip analiz etmesini ve uğursuz tarihi ülkemizin üzerinde bir daha tekerrür ettirmeyecek feraset ve basirete sahip olmasını diliyoruz.
Sayfa 388Kitabı okudu
Erol Simavi “ Türkeş’e masonluk teklifi yaptık kabul etmedi”
Reklam
Son Söz Yerine
Aydınlık ve Kalkınma Partisi Ankara Milletvekili Cemil ÇİÇEK'in sağı da solu da içine alan toplu değerlendirmesinin özeti şöyledir : " Tanzimat Devri"nden beri Türkiye'de sağı , solu ve resmi ideolojisi ile slogancılık ve hazırcılık vardır.Biz, Avrupa'nın ızdırabını çekerek belli yerlere geldiği verilerini hazır olarak aldık." İzdırabı çekilmeden elde edilen fikir ve eylemler bizim değildir." denilir.Bizde aynen öyle oldu.Aldıklarımızı ızdırabını çekmeden aldığımız için sürekli ve istikrarlı olmadı.Sağı,solu iyi niyetli olsa da düşünce birikimleri yoktu.Birbirimize tahammül etmek yerine kavgayı tercih ettik.Bilgi ve düşünce olmayan yerde kavga, hakimiyet mücadelesi vardır, ( sloganize ) olmak vardır.Hep anlamını bilmediğimiz sloganların ardından gittik.Sloganize olduk.Düşünce, plan üreten kuruluşlar bir elin parmakları sayısını geçmez.Avrupa'nın yapısını biz hep kopye Türkiye'nin beleşçiliği kadar sağ ve sol hareket yok dünyada. Türkiye'de siyasi kalitenin olmaması , siyasi partilerin düşünce temeline oturtulmamasından ileri geliyor.Siyasi partileri insanlar yığını olmaktan kurtarmalı, onları fikirler yumağı haline getirmeliyiz.
Sayfa 388Kitabı okudu
Tabii bunu solda örgütleyen çevreler, bir yandan da bazı gençleri 'ülkücülük' adı altında örgütlediler. Kamplar kurup yetiştirdiler. İki tarafı birbirinin üzerine saldılar. Medyanın yaraları taze tutmasını sağladılar. Böylelikle sağda ve solda konumlanmış, aynı yerden silah sağlayan gençler birbirlerini kırdılar. Vahşi cinayetler işlediler. Devlet burada görünüşte taraf tuttu ama nedense bir taraf ötekini yenemedi.
Sayfa 370Kitabı okudu
İsyan
Osmanlı tarihinde isyan ve ihtilallerde hep ordu ve öğrenciler kullanılır, günümüz Türkiye'sinde sık sık söylenen "Ordu-gençlik el ele!" sloganı en eski zamanlardan beri atılır dururdu.
İşin dramatik yanı komünistler ezildiğinde biz, biz ezildiğimizde onlar seviniyorlardı. "Haklardan ortak faydalanmak", farklılıklara saygı, hoşgörü, barış içinde bir arada yaşamak" düşüncesi yoktu. Herkes birbirine ve düzene düşman, birbirini yok etmekle meşguldü. İşte, "Bir kuşağın dramı" nın önemli sebeplerinden biri de budur.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Tarih kendisinden dersler alınmazsa tekerrür eder.
Gerekli tecrübe ve birikimden yoksun Yeni Osmanlı Kuşağı'nın peşinden koştuğu 1. Meşrutiyet mücadelesi ile (1866-1885) Jön Türkler'in ön ayak olduğu 2. Meşrutiyet Mücadelesi (1889-1918) sonucunda, darbelere vasıta olan askerler ile gençliğin nasıl çıkmazlara düştüğü , oyuna getirildiği -o günün sisli havasında görülmediği halde- daha sonra apaçık ortaya çıkmış, Jön Türk Kuşağı da yazdığı hatıralarda bunu bizzat dile getirmiştir.
Alpaslan Türkeş'in ömrünün son yıllarında yanında bulunan Seyfi Şahin'e sordum: "Türkeş'in 'keşke şunu yapmasaydık.' dediği bir şey var mı?" "Var." dedi. "Keşke 27 Mayıs İhtilaline katılmasaydım." demiş. Ordu'da kalsa genelkurmay başkanı olurmuş. Avukat İ. Necdet Çetinok şunu ilave etti: "İhtilali bu noktaya gelince yapmak istiyordu." 27 Mayıs'a İnönü'yü iktidar yapmamak için katılmış...
Sayfa 387Kitabı okudu
Silah hem ülkücülere hem solculara hem de Türkiye'ye çok şey kaybettirdi.
Sayfa 387Kitabı okudu
"Sloganlar düşüncelerini tutsak almıştı o yıllarda. Sen de küçük bir 'düşünce diktatörü' idin. Yalnız kendi sesine ya da senin sesine benzeyenlere bayılırdın. Başka seslere hayat hakkının devrimcilik adına tanınmayacağı bir düzenin peşindeydin. Siyah beyaz gözlükle görme alışkanlığın vardı." . Hasan Cemal a.g.e. s.124
Sayfa 371Kitabı okudu
Reklam
"Hakikaten 3 yıl sonra FKF'yi tam olarak ele geçirdiler. Adını Dev-Genç olarak değiştirdiler. Bu süreçte görünmez bir el, gençleri her gün biraz daha şiddete yöneltti. Kaçaklar, kahramanlar yarattı. Bunlar basında öne çıkarıldı. Kantinde oturup, yurtlarda kalıp sağa sola ateş eden 'kaçak'lar gençlik liderleri olarak takdim edildi. Onlar da bu oyundan hoşlandılar. Kendilerini Fidel'e Che'ye benzetmeye başladılar. Bunlara fitili ateşlerlerse halkın arkalarından geleceği söylendi. Amerikalıları, İsraillileri kaçırmaları empoze edildi. Dağa çıkmaları için yönlendirildiler.( Gezmişleri, Cemgilleri yönlendiriş) Hapishaneden kaçırıldılar.(Mahir Çayan'ın kaçırılması) Elbette onlar, bunu kendi öz iradeleriyle yaptıklarını düşünüyorlardı. İş biraz alevlenip de bazı istihbarat örgütleri bunlarla açık açık temasa başlayınca, bunu da güçlendiklerine yordular. İyi niyetleri ve oyunu sezmemeleri yüzünden, Türkiye, o dönemdeki en civelek gençlerini, hapishanelerde, pusularda, işkencelerde, idam sehpalarında kaybetti.
Sayfa 369Kitabı okudu
27 Mayıs benzeri bir darbe planı ve bunun gerçekleştirilmesi için şiddet olaylarının tırmandırılarak darbeye zemin hazırlanması: "Doğan Avcıoğlu bunun başaktörlerinden biriydi. Gençlik içindeki şiddet eylemlerinin gelişmesinin ülkeyi bir askeri darbeye götüreceğini düşünüyordu. Bunu olumlu değerlendiriyordu.
Sayfa 286Kitabı okudu
Tarih kendisinden dersler alınmazsa tekerrür eder.
Gençliğimizin ve ülkemizin 1960-1980 zaman diliminde yaşadığı dram, 1866-1918 zaman diliminde yaşanan dramın neredeyse aynısıdır. Dolayısıyla bu kuşağın yaşadığı dramın dinamiklerini geçmişte aramak lazımdır. 1866-1918 zaman dilimini Cumhuriyet döneminde tam ve gerçek anlamda tahlil edilip genç kuşaklara şuurlu bir "tarih dersi" verilmediği için maalesef tarih tekerrür etmiştir. Milletler içinde tarihsel hafızası belki de en zayıf millet olarak ne yazık ki tarihten ders almıyoruz.
Günümüzde de değişen bir şey yoktur. Figüranlar değişik, roller aynıdır. "Amerika düşmansız ve terörsüz yaşayamaz." denmiştir. Doğrudur, "komünizm şeytanı" yıkıldıktan sonra "fundamentalizm" adı altında "İslam ve İslam dünyasından gelecek tehlikeler" yeni şeytan ilan edilmiştir. Amerika bugün Afganistan'da, Irak'ta varsa ve buralar onun yeni eyaletleri haline gelmişse bu, icat ettiği yeni "şeytanı" sayesinde olmuştur.
Sayfa 217Kitabı okudu
Tarih kendisinden dersler alınmazsa tekerrür eder.
Öğrencileri kullanmada "para" da işin içine girmişti. Kışkırtmayı kolaylaştırmak için öğrencilere gizlice para dağıtılmıştı. Paranın kaynağı ise cuntaya meşrutiyeti ilan etme sözü veren Veliaht Murat Efendi idi. Murat Efendi, sarrafı Hristaki Efendi'den "borç para" alarak öğrencilere dağıtılmak üzere cuntaya vermişti. Öğrencileri silahlandırma işi de bu paralarla alınan silahlarla yapılmıştı. Öğrencilere dağıtılan "kirli para" işinde "İngiliz ve Rus altınları" bile vardı.
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.