Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bir Metropol Hikayesi - Burçin Bircan

Emrullah Erdinç

Bir Metropol Hikayesi - Burçin Bircan Sözleri ve Alıntıları

Bir Metropol Hikayesi - Burçin Bircan sözleri ve alıntılarını, Bir Metropol Hikayesi - Burçin Bircan kitap alıntılarını, Bir Metropol Hikayesi - Burçin Bircan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Spotlar altında parlayan bir yıldız olmanın hayallerini kuran Burçin, aslında amacına çok yaklaşmıştı. Ama düştüğü uyuşturucu batağı onu pırıltılı dünyaların basamakları yerine, bir çöp gibi bırakıldığı Kozlu Mezarlığı'na götürdü.
Ne kadar güçlü olmaya çalışırsa çalışsın, attığı tüm adımlarda büyük hayal kırıklığına uğruyordu. Birinin omzuna yaslanıp ağlamayı çok kadınsı bulduğu için içindekileri hep saklıyordu. Güçlü kadın oyununu oynuyordu. Aslında birisinin omzuna yaslanıp ağlamayı çok istiyordu ama gururu yüzünden yapamıyordu. Çünkü çevresindeki insanların onu kullanmaya başladığını anlamıştı. Her gece annesini ve babasını özlüyordu. Bir tek onların omuzunda ağlayabilirdi.
Reklam
Memleketime bir ben böyle bakamıyorum herhalde
İstanbul... Esrarı hiç çözülemeyen gizemli şehir İstanbul Taşı toprağı altın olan fırsatlar diyarı İstanbul.
Sayfa 16 - 2004, 3. baskıKitabı okudu
İstanbul'da acımasızdır
insanlar onu sırtından bıçaklamış ve sadece cinsel bir obje olarak görmüşlerdi. Yalnızlığını, yıllarca yanından ayırmadığı oyuncak küçük bebeğiyle paylaşı yordu sadece. Ama İstanbul'da o da onu yalnız bırakmış, terk etmişti.
Sayfa 142Kitabı okudu
Burçin, bir gün kumsalda güneşlenirken başını gökyüzüne çevirdi, derin düşüncelere daldı. Gökyüzü masmaviydi, bu da Burçin'in en çok sevdiği renkti. Onun için bu renk özgürlüğü anımsatıyordu. Gökyüzüne bakarken kendi hayatı film şeridi gibi geçti. Çünkü o artık özgür değildi, uyuşturucunun esiri olmuş binlerce insan gibi bir köleydi. Nerede yanlış yaptığını sordu kendi kendine. Şansının neden kendisini bırakıp gittiğini düşündü.
Her yıl, büyüdüğüm her zaman, onları, hayatı sevip, insanlardan nefret ettiklerini anlamaya başladım.
Reklam
Bu İşin Şakası Yok
eroin de Burçin'de saplantı haline gelmişti yavaş yavaş. Madde daha vücuduna gireli birkaç gün olmasına rağmen bağımlı olmuş ve bünyesi tekrar uyuşturucu ister olmuştu. Bulamadığında, 40 yıllık eroinmanmış gibi her tarafta eroin aramaya başlıyordu.
Bugün Burçin Oluyoruz
Hayvanları çok severdi. Ancak her şey gibi, tüm edindiği hayvanlar da hayatlarını yitirdi. Bu yüzden çok acı çekti. Hiç mutlu olmadı. Sevgi nedir bilmedi.
Her gün Tanrım'a dua ediyorum. İnancımı hep koruyor, hep o geceyi düşünüyorum. Ve o geceden sonrayı, Türkiye' yi!! Düşünüyorum da 16 yaşında evden kaçtım. İzmir'de yemediğim bok kalmadı. Daha o yaştayken İtalyan bir pizzacıyı şirketçe kandırıp, nasıl Kıbrıs'a gittiğimi, bileti yırtıp onlarla dönmeyip, tek başıma hiç bilmediğim, tehlikelerle dolu bir adada nasıl kaldığımı, orada neler yaşadığımı, nasıl Türkiye'ye döndüğümü... TANRIM! Sonra tekrar İzmir, hırsızlık ve araba kaçakçılığım, Alsancak'taki o günler, KAOS'taki o sonu hiç gelmeyen geceler...
toz pembe görünen bir zehir
Her şey şimdilik güzel gidiyor ve Nedim ile birlikte eroinmancılık oyunu oynuyorlardı. Buraya kadar sorun yoktu. Burçin para buluyor, Nedim de ikisi için uyuşturucu temin ediyordu. Evde çizgilerin yarısını Burçin, diğer yarısını da Nedim çekiyordu.
Reklam
Burçin ile Yaşar'ın aşkı
İşte bu dünyanın dışında, benim dünyamda tek varlık, tek güç veren şeydi Yaşar. Ve artık yok. Asla olmayacak. Sonsuza dek...
Burçin'in günlüğünden alıntı
Tanrıdan dileyeceğiniz tek bir hak dileğiniz olsaydı neyi dilerdiniz? Benim dileyeceğim tek şey olurdu! Şans! Şansımın hiçbir zaman tükenmeden hayatıma devamlılık getirsin isterdim... Bazen insanları tanımakta zorluk çekersin. Ama çoğu zaman ilk bakışta melek ya da şeytan olduklarını anlarsın. Biliyorum. Zor bu işler aslında. Kimseyi üzmememin yanında, herkesin hayatının başka bir film olduğunu unutmamak gerekir bence.
Bu yaşanan ilk trajedi değildi kuşkusuz. Hayattan, belki de kendinden kaçan, etrafını saran duvarları yıkmak isteyen, mutluluk peşinde koşan, yada belki sırf "meraktan" denediği uyuşturucunun kurbanı olan ne ilk ne son kişiydi bu genç kadın.
Artık uyuşturucusuz hayat o kadar anlamsız geliyordu ki, normal insanların dürtülerinden o kadar uzaktaydı. Hayatındaki hiçbir şeyden zevk almıyordu. Kafasındaki karışıklıktan bir türlü kendini kurtaramıyordu.