Sayfa Sayısına Göre Bir Osmanlı Bürokratının Uzakdoğu Seyahati Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Bir Osmanlı Bürokratının Uzakdoğu Seyahati sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Bir Osmanlı Bürokratının Uzakdoğu Seyahati kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
.....Türk seyyahlardan olduğumu övünerek söyledim. Hepsi gayet hoşlarına giderek:
"Ne büyük muvaffakiyet, bundan evvel buralara Türkler ayak basmazken;
şimdi sizden seyyahlar görüyoruz. Bunlar hep Sultan ABDÜLHAMİD ile meydana çıkan şeylerdir.
Yaşasın o padişah, yaşasın ki; sultanlar içinde onun gibisi çıkmamıştır..." dediler.
Bu ifadelerine karşılık ben de onlara teşekkür ettim.
Cenâb-ı Hakk, İslâm dininin hamisini ve Resûlullâh'ın halifesini, o mübarek nebisi hürmetine ilelebet payidar
kılsın.
Âmin.
Yemen vilâyetinde Ta'iz sancağına bağlı
Ka'tabe kazası eski kaymakamı
el-Hac Mustafa bin Mustafa
Yemenliler kahveyi kabuğu ile kavururlar.
Sonra "meshaka" dedikleri çukurca bir taş üzerine koyup; küçük hamur oklavasına benzer bir taş ile ezerler.
Ezilenlerin kahve, bizim kahvemize benzemez.
Her biri bulgur tanesi kadar kalır....
Yemen bedevileri genelde torba içine girip başları altına bir taş koyduktan sonra,
toprak veya hasır üzerine yatarlar.
Bu sebeple misafirim olan şeyh de yanında bulundurduğu torbaya girip, hazırlanan yatağa -kerhen- yattı. Seherde kalktı, beli ile boynunun ağrıdığını, vücudunun tamamını sızıların kapladığını söyledi. Zavallı şeyh! Tam bir hafta ızdırap çekti.
Bunlardan da anlaşılıyor ki bir insan, vücudunu nasıl alıştırır ise sıhhatini de o yolla muhafaza edebilir.
Adetinin aksine hareket ederse vücudunu muhafaza edemiyor.
Taş-toprak üzerinde uyumayı âdet edinen bedevî şeyhiyle hatırım için tuzsuz kahve içen hizmetçinin halleri de bu âcizane ifademi teyid etmektedir.