Bir Osmanlı Doktorunun Anıları kitaplarını, Bir Osmanlı Doktorunun Anıları sözleri ve alıntılarını, Bir Osmanlı Doktorunun Anıları yazarlarını, Bir Osmanlı Doktorunun Anıları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşamak için her konuda ucuzluk var ve yerel besin, bizim pilavımıza, İtalyanların makarnasına, Almanların patatesine, Mısırlıların foluna (bakla) denk burada ve bütün Suriye'de "humus" denilen nohut tur.
Hep bunu yiyorlar
Şam'ın havası rutubetlidir.
Çünkü içinden yedi kola ayrılan bir dere geçiyor.
Her evde (suyu) sürekli akan havuzlar yapmışlar. Binaları da taştan ve kerpiçten olmakla rutubeti artırıyor.
En sağlıklı ve havadar mahallesi "Salilliye"dir
Şam, cennet kokulu benzetisi yapılmış olan bir güzel ve mamur memleket olup Suriye'nin eski payitahtıdır. Emevilere saltanatlık ve hilafet yeri olmuş ve Arap uygarlığı burada doğarak yetkinleşmiştir.
Şam, Arabistan çölü ile Lübnan sırdağları arasında ve saatlerce uzaklığa uzanan yeşillik deryasının ortasına kuruludur, içinden "Merce" deresi akar.
Adana ili genel bir tarla gibi olup toprağının bitkisel gücü kendisine "Mısr-ı sarıi - İkinci Mısır" ve Seyhan nehrine "Nehr-i Sâra= temiz nehir" dedirtmiştir.
İzmir cidden mamur, bayındır bir memleket.
Uygar gereçler ve beldenin gereksinmeleri İstanbul'a oranla mükemmel.
Frenk çarşısında geniş ve birçok mağaza pasajlar var. Geçtiğimiz sokakları olağantüstü temiz ve düzgün kaldırımlı.
Tramvayları pek şık, pencereleri geniş ve döşemeli. Tepelerinde hava değişimi için yelpazeli kafesleri var. Demiryolu (raylar) üstünde işlediğinden hiç sarsmıyor ve pek hızlı gidiyor.
Seyis (Atlı tramvay) ve biletçiler şapka giyiyorlar. “Sigara içmek yasaktır." anlamında asılı levhalar yalnız Fransızca yazılı olup bir Türkçe sözcük bulunmayışı garibime gitti.
Kira arabaları da pek çok ve onlar da şapkalı.
Yük arabaları hep bir renkte ve bir örnek ve tek atlı.
İzmir’in her konudaki ucuzluğu da ayrıca unutulmamalıdır.
Ayvalık adının ayva ile ilgisi yoktur.
Xonohphon bu bölgede Kitonion adlı bir kent bulunduğunu söylemektedir.
Kentin eski adı olarak Ai-Vallin, Ailoliki bilinmektedir
Ayların adı da bambaşkadır.
Bir dereceye kadar İstanbul'umuzda kadınların deyimlerine benzer :
Ramazan - Oruç ayı
Şevval - bayram ayı
Zilkade Kurban bayramı
Muharrem - Aşure ayı
Rebi ül evvel - İlk mevlut
Rebi ül âhır - Son mevlut
Cemazi ül evvel - İlk yüz
Cemazi ül ahır - Son yüz
Recep - İlk namaz
Şaban - Son namaz diye anılmaktadır.
Eğer burada Pazar denirse mutlaka Salı anlaşılır. Pazartesi'ye Yolcu günü denmesi adı geçende Salı Pazarı münasebetiyle köylerden ve bucaklardan yolcuların gelmesindendir.
Çarşamba'nın Dabbag Pazarı diye adlandırılması ise o günü Balıkesir- de sahtiyan, kösele kısaca deri pazarı kurulduğu içindir.
Daha sonra araştırdığıma göre Anadolu'nun her yerinde günlerin adları değişirmiş.
Nitekim Edremit ve Kemer(Burhaniye) taraflarında da değişikliğe uğradığını oralara gittiğimde anladım.
Oralarda :
Cuma - Cuma
Cumartesi - Erti,irti
Pazar - Geray
Pazartesi - Ayızmad
Salı - Dernek
Çarşamba- Edremit Pazarı
Perşembe - Cuma akşamı olarak söylenmektedir.
Kânun-u evvelin (Aralık) on sekizinci Gerey günü!
Saat üç buçukla Edremit'e doğru Balıkesir'den hareket ettim.
Okurlarım içinde Anadolu'ya seyahat etmeyenler Gerey gününün ne olduğunu anlayamamışlardır. Bandırma'nın içerilerinde hele Balıkesir yöresinde günlerin adları değişik oluyor :
Cuma'ya Cuma
Cumartesi'ne erti, irti
Pazar'a Gerey
Pazartesi'ye Yolcu günü
Salı'ya Pazar
Çarşamba'ya Dabbag Pazarı
Perşembe'ye Cuma Akşamı derler.
Balıkesir’de en çok görülen şey deve katarlarıdır.
Özel günlerde her sokakta rastlanır.
Memleket olağanüstü ucuzluktur.
Yağ, süt, kaymak o kadar boldur ki bizim İstanbul'da ele geçiremeyeceğimiz canım tereyağlarına bile tenezzül etmeyip lüle kaymağını lengerlere doldurarak onunla yumurta ve peynir pişirdiklerini çok gördüm. Ekmekleri pişkin ise de hepsi mısır unuyla karışık olduğundan renkleri sarıdır ve tıkızdırlar.
Hele biraz bayatlayınca pek sertleşiyor.
Hazmı da daha güç.