François L Yvonnet İle Söyleşi

Bir Parçadan Diğerine

Jean Baudrillard

En Eski Bir Parçadan Diğerine Gönderileri

En Eski Bir Parçadan Diğerine kitaplarını, en eski Bir Parçadan Diğerine sözleri ve alıntılarını, en eski Bir Parçadan Diğerine yazarlarını, en eski Bir Parçadan Diğerine yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fotoğraf için söylediğim de bu: Dünya, bütünüyle ele alındığında, anlam düzeyinde, adamakıllı düş kırıklığına uğratıcıdır, ama tekilliği ile kusursuzdur, onu kusursuz duruma getirmeye gerek yoktur, zaten kusursuzdur. Elbette arı bir derin düşünmeye dalmak söz konusu değildir. Bütünlere karşı, bütünlükçü düşselliğe karşı, stratejik olarak parçadan yana geçilmeli, onun tekilliğini teslim ederek; içinde devinilebilecek tek alan burasıdır, çünkü eğer bir tekillik kendinde kusursuzsa, birinden ötekine de geçilebilir ya da biri ötekine karşı oynanabilir, oyunun bir sürü kuralı var. Bu, tüm alanlarda,şeylerin anlayışında, idealarda, ama aynı zamanda bu açıdan belki en değerli platform olan dilde yansır. . . Dil ereklendirilmiş bu bir araya gelmeye en iyi direnen şeylerden biridir. Dilin anagram şeklinde kullanımına geri dönmek gerekir; eğer bir idea varsa, dilin içinde anagram durumuna getirilmeli, dolayısıyla idea olarak yok olmalıdır. Demek ki burada anamorfoz, anagram ve aforizma arasında bir tür anlaşma, suç ortaklığı vardır. . .
Parçanın, ereksizlendirilmiş bir dünyanın tam yeri olan imge. İmge bir ahlak anlayışının, bir ideolojinin yeri olabilir yeniden, ama fotoğraf -sinemadaki devinimli imgeden daha çok- bana parça ile aynı ayrıcalığa sahip gibi geliyor; yalnızca sinemaya özgü kesimden değil, aynı zamanda sessizlikten, devinimsizlikten ötürü; ve de fotoğraf, parça gibi, bir bekleyişe bağlı, açıklanmayan ve açıkIanmak amacını gütmeyen bir şey olmalı ..
Reklam
Metnin kendisine, dilin düşsel bir şey olmayan gerçekliğine ulaşmak gerek. Bu tamlık kavramı bana çok önemli gibi görünüyor ve yalnızca parçalar için değil. Bir düş -bunu belirten Canetti'dir- açıklanmak için oluşmamıştır, o da tamlığı içinde ele alınmalıdır. . . Leopardi, sanıyorum, mitleri oldukları gibi, oluştukları ve dilin kendisinin içinde değişime uğradıkları gibi ele almak, onları güçlerini engelleyen yorumlarla tüketmemek gerektiğini söylüyor. Güçleri, bir anlamın çözülmesinin içinde olmaktan daha çok biçimin içindedir. Tamlık bir şiirin de gizidir, ama tamlık, aynı zamanda tüm biçimleri, olaylardan başlamak üzere herhangi bir olayı ilgilendirir, bunların tamlığına ulaşmak her zaman güç olsa da . .
... kötülük sonuçta iyiliğin karşıtı değildir, çünkü ikisi de asimetriktir . . . Bir anlamda parça, iyilik olan bütüne göre kötülüktür. Burada karşımıza o ünlü kötülüğün saydamlığı ya da daha doğrusu "terlemesi" çıkıyor. Tüm iyilik ve mutluluk teknolojilerimizin gerisinde başı çeken, kötülüktür! Dolayısıyla, nihayet, tüm stratejimiz, kötülüğün aracılığıyla kötülüğün stratej isidir. Bu, homeopatik şekli altında, kötülüğün gerçekleşmesidir, eğer böyle söylenebilirse
Yine Lichtenberg karşımıza çıkıyor; siz ondan alıntı yapmaktan hoşlanıyorsunuz: Özgürlük kalır, çünkü o en kolay ideadır . . . Verilmiş olduğu andan başlayarak en kolay, en çok kabul edilebilir ideadır, çünkü, daha önce ortaya çıkmamıştır.Ama bu özgürlük ideasının nasıl ortaya çıktığını bilmek de ayrı bir sorun. Bir giz bu . . . Lichtenberg ayrıca diyor ki : "Aslında, açık olalım, insan özgür bir varlık değildir, bu karar hiçbir yerde yoktur. İnsan özgür değildir, ama bunun farkına varamaz ya da varmak istemez, çünkü bu böyle bir zihinsel çile ister. Öyleyse, özgürlük sonsuzluğa dek sürmek için tüm şanslara sahip." Bu kolay çözüm bugün ancak çok daha kolay bir çözümle, yani, bir tür sayısal amaç, proglamlama,örgütlenme şemaları işlemlerinde dağılım adına özgürlükten vazgeçmeyle yeniden tartışma konusu yapılıyor. . . Bu yeni işlemci , özgürlüğüne pek önem vermiyor. Lichtenberg yine diyor ki : "Özgürlüğü, iradeyi bugün en yaygın şekilde anlaşıldığı anlamda, kesin bir emir olarak geliştirmek, tüm öteki emirleri ortadan kaldıran bir onbirinci emir var etmek demektir." Çok güzel bir düşünce . . . Özgürlükle tüm emirlerin kaynağı dışa vurulmamıştır; bu, mutlak mutsuzluğun kaynağıdır, her şeyden sorumluyuzdur! Bugün özgürlüğün bu kullanılma biçimi karşısında kimi tereddütler var, çünkü bunun birçok sonucunu sezinler gibi oluyoruz. Sanıyorum,"özgürlüğün karakteristik kullanımı, onu kötüye kullanabilmekte yatar," diyen yine Lichtenberg. Bir şeyin ortada olması şunu kanıtlar: Onu aşabilir ve ondan vazgeçebilirsiniz.
Bu bütünsel gerçeklik basit bir fiziksel düzeyde vardır, çünkü bu parçacıkların, parçaların gerçekliğidir, çünkü bu, içinde bir özne için tasarımcı bir bütünü yeniden yakalamak olanağı bile olmayan şeylerin analitik gerçekliğidir. Tasarımın ötesindeyiz -ya da berisinde- her durumda tasarımın dışındayız. Nesnel gerçeklik tasarım türündendi, nesneye ulaşmanın olanaksızlığına bağlıydı (Kantçı "kendinde şey", Lacan'a göre "gerçek"). Burada, tasarımdan kendini bağışık tutan bir dünyadayız. Sistemin kendisi onun etkili, başarılı, kesin bir eleştirisini yapıyor. Böylece gerçeklikten başka şey adına, örneğin yanılsama adına yapılabilecek her türlü tasarım eleştirisini ortadan kaldırıyor.
Reklam
Evet, amacı, bir nesne aracılığıyla, nesnellik ilkesini ortadan kaldırıp bu nesneyi özne de olmayan başka bir şeye dönüştürmektir . . . Fotoğraf ediminde, nesne ile öznenin karşılıklı bir ortadan kaybolma biçimi vardır. Bugün, fotoğrafçının adıyla, konuyla, üslupla çoktan aşırı biçimde belirtilmiş ya da yan anlam verilmiş olmayan pek az fotoğraf görüyoruz. Adsız bir imge görmek ender. .. Kimi eski fotoğraflar kimi zaman güzeldir, ama özellikle nereden geldikleri bilinmediği için; zamanı dolmuş bir dünyadan gelirler, izleri yoktur, hiçbir yerde belirtilmemişlerdir. Bu tür fotoğraflar görmek çok ender oldu ve başarılı bir fotoğraf sizi onu böyle görmeye zorlayan fotoğraftır. Kuşkusuz, arı imge bir hayaldir, ama, umarım, gizi kaybolmamıştır.
160 syf.
6/10 puan verdi
Bunca yıldır ilk kez bir söyleşi eseri okudum. Söyleşi nasıl okunur, tecrübe etmiş bulundum. 9 parçadan oluşan bir filozofun gözünden filozoflar ve felsefe.. Eser soru-cevap yoluyla ilerliyor. Ancak asla basit değil. Farklı kavramlar var ve anlamak hiç de kolay değil. İçerisinde birçok kavram eleştiriliyor, açıklaması yapılıyor, üstüne yazarın görüşlerinden kimi filozoflara sempati duyduğunu farkediyorsunuz. Ben altını çizdiğim bölümleri tekrardan okumayı düşünüyorum. Çünkü cidden anlaşılması kolay bir eser değil. Felsefe severlere tavsiyedir.
Bir Parçadan Diğerine
Bir Parçadan DiğerineJean Baudrillard · İnkilâp Kitabevi · 200521 okunma
Dün gece düşümde gerçekliği gördüm, uyandığımda ne rahatlamaydı öyle! STANISLAW LEC
Sayfa 6 - inkılâpKitabı okudu
Eğer bugün ona yeniden başvuruyorsam, bunun nedeni kuşkusuz yazıda ya da fotoğrafta aforizma biçimine dönüyor olmam... Nietzsche'nin aforizmaları çoğu zaman öyle bir yoğunluk taşır, ama yalnızca aforizma değil, ondan çok daha başka bir şeydir. Ne olursa olsun, Nietzsche'den aforizma açısından yararlanabilirsiniz, felsefe ya da ideoloji açısından değil...
Sayfa 9 - inkılâp / zamana aykırı parçalarKitabı okudu
66 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.