Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Türk Milliyetçisinin Stalin'le İhtilal Hatıraları

Mehmet Emin Resulzade

Bir Türk Milliyetçisinin Stalin'le İhtilal Hatıraları Gönderileri

Bir Türk Milliyetçisinin Stalin'le İhtilal Hatıraları kitaplarını, Bir Türk Milliyetçisinin Stalin'le İhtilal Hatıraları sözleri ve alıntılarını, Bir Türk Milliyetçisinin Stalin'le İhtilal Hatıraları yazarlarını, Bir Türk Milliyetçisinin Stalin'le İhtilal Hatıraları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
kısa ve öz
Her paragrafının altı çizilmesi gereken, her cümlesi alıntı olarak paylaşılabilecek bilgi ve düşünceler içeren, Bolşevik İhtilali ve sonrasındaki yakın döneme ait fikir edinmemizi sağlayan birinci ağızdan yazılmış bir eser.
Bir Türk Milliyetçisinin Stalin'le İhtilal Hatıraları
Bir Türk Milliyetçisinin Stalin'le İhtilal HatıralarıMehmet Emin Resulzade · Türk Dünyası Araştırmaları vakfı · 201897 okunma
Stalin
Dünyanın büyük bir parçasını şahsi iktidar ve kontrolü altına alan bu korkunç adamın ihtirası, bütün dünyayı tahakkümü altına almak çapında idi. Onun yegane gayesi, insani her türlü idelerden uzak kalarak, iktidara ancak iktidar için gelmek ve bütün dünyayı teşmil etmekti. O, Rus emperyalizminin tarihi seyrine hakim olan cihangirlik geleneğinin en gaddar mümessili idi!…
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Atatürk hakkında
Külli bir kaide olarak stratejiyle diplomasiyi nefislerinde cem eden siyasilerin ancak büyük devlet adamı olabilmelerini kaydeden Stalin, Atatürk’ün muktedir bir devlet ve inkılap adamı olduğunu söylerdi. Millet meclisi olmadan hiçbir iktidarın muvaffakiyetle yürüyemeyeceğini söyleyen bu diktatör, Atatürk’e çok kere rastlanan muhalefet karşısında sabırsızlanarak iradeyi kendi eline almalarını tavsiye etmişlerse de, Atatürk’ün bu fikre yanaşmadığından bize bahsederdi.
Enver Paşa hadisesinin cereyan ettiği günlerde Stalin, Pravda Gazetesine yazdığı makalede Pala ile beraber Türkistan milliyetçilerini emperyalizmin birer uşağı olarak tenkit ediyordu. Stalin’in Enver Paşa hakkında cesur olduğu kadar sabırsız ve atak bir adam olduğu hakkındaki mütalaasını bilirdim. Bununla beraber o, Paşa’nın idealizmini de teslim ederdi.
Enver ve Cemal Paşaların Akıbeti
Türkistan’da Enver Paşa’nın sonu 4 Ağustos 1922’de intihara benzeyen bir celadet (yiğitlik) içinde yalınkılıç mitralyöz ateşine hücum ederek müncer (sona ermek) olacak facialar ceryan ederken, arkadaşı Cemal Paşa bulunduğu Afganistan’dan Sovyet ricali ile müzakere etmek için Rusya’ya dönmüş bulunuyordu.
Enver Paşa’yı daha önce İstanbul’da hatta Kafkasya işleriyle alakadar olarak Gülcemal Vapuruyla geldiği Batum’da görmüş, türlü vasıtalarla kendisi ile sık sık temasta bulunmuştum. Onun idealist bir inkılapçı olduğunu bilir, İslami bir romantizm ruhu taşıdığına vakıftır. Bu defa ona kızıl Moskova’da rastlıyordum.
Reklam
Enver Paşa
Günün en sansasyonel hadisesi Enver Paşa’nın Bakü’ye gelmiş olmasıydı. Paşa’nın Müslüman ahali tarafından karşılandığına dair destansı rivayetler bulunduğumuz hapishanenin ses geçirmez duvarından nüfuz ederek bize kadar geliyordu. Şark Milletleri kurultayında Paşa’yı konuşturmamış bilakis tenkit etmişlerse de, locada görünür görünmez bütün kongre ayağa kalkmış, kendisini muazzam bir tezahüratla karşılamışlar.
Kremlin’den ayrıldığımız sırada, Stalin’in dairesinin bulunduğu koridordan çıkarken Tatar komünistlerinden Sultangaliyev’e rastladık Sonradan “milli saplantıcılık” suçu ile töhmetlendirilerek idama mahkum olan Sultangaliyev’i ta Bakü’den tanırdım. Kendisine mahsus orjinal birtakım fikirleri vardı.
Moskova’da İki Yıl
Stalin bizi kendi evine aldırttı. Burada, Davidov’un bulunduğu dairede bize bir oda ayırtmıştı. Bu tam Stalinvari bir işti; hem hürmet göstermiş, kendi katibinin dairesinde bize bir oda ayırmış, hem de bütün hareketlerimiz daimi bir kontrol altına alınmış bulunuyordu. Göz tutsaklığı ancak bu kadar olabilirdi.
Troçki’ye gelince, bu “Eski Menşevik”ten Stalin müstehzi (alaycı) bir lisanla bahsediyordu. Stalin’e göre o tumturak seven, hodperest (kibirli, bencil) samimiyetsiz, değersiz, yalancı bir dil pehlivanı imiş. Uzun zaman Bolşevik aleyhtarı bir Menşevik iken onun Lenin’e yalnız son demde “Zafer teranesi çalarak geldiğini” alaylı bir lisanla kaydediyordu.
Reklam
Halk Görürse İnkılap Olur
Salon vagonunda yemek sofrası başındayken trenimiz kalabalık bir istasyonda durdu. Stalin, Mehmed Ali’ye perdeleri indirmesini söyledi. Mehmed Ali: - Yoldaş Stalin bu be için, diye sordu. - Dışarıdakiler masamızı görmesinler, dedi. - Görürlerse görsünler ne olur ki?… - Ya hu nasıl olur, sefalet ve mahrumiyet içinde bulunan halk bizim bolluk içinde olduğumuzu görürse ihtilal olur, bilmez misiniz?
Beyazlara karşı yapılan mücadele esnasında İdil Nehri boyunda bir geminin yükünü boşaltmak icap etmiş, sahildeki ameleler çalışmak istememişler, Stalin hemen içlerinden yirmi kişilik bir grubu derhal kurşuna dizdirmiş ve geminin boşaltılmasını temin etmiştir. Bunu bize büyük bir iftiharla anlatıyordu.
Rus-Alman İşbirliği
Stalin, Rusya’nın dünyayı doyurmaya kafi gelen zahiresi (tahılı) ile Almanya’nın teknik istidat ve kabiliyeti bir araya gelince cihan inkılabının başarısını önleyecek hiçbir kuvvet bulunmaz, Lenin şimdi tatbik etmek istediği beş yıllık planla Rusya’nın ziraatını Almanya’nın muhtaç olduğu yiyecek maddeleriyle temin edecek hale getirmek azmindedir, diyordu.
Stalin, Dağıstan’da henüz verdiği bir idam emrini bize anlatıyor.
Komünist Parti’nin ihtilal sahasında hizmetleri geçmiş, sınanmış üyelerinden biri komiserlik vazifesini suistimal ederek, dağlı bir kızın ırzına geçmiş. Stalin onun en büyük ceza ile cezalandırılmasını emretmişti. Parti ve Sovyet büyükleri bu yoldaşın değer ve hizmetlerini nazara alarak affını istemişler, fakat Stalin “Katiyen olmaz, hemen halkın gözü önünde idam edilecektir!” demiş. Çünkü Müslüman halk bu hususta yapılacak müsamahayı katiyen affetmezdi. Dağlardaki adetlere hürmet hükümet itibarı bakımından esastır.
Lenin iş başına gelince, çarlığın bütün borçlarını lağvetmiş iken, 1903’te Rusya Sosyal Demokrat Partisi’nin kongresini finanse etmek için yapılan borcu hemen Ödemiş, “ihtilal, kendi borcunu öder!” diye böbürlenmişti.
119 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.