İnsanların ortaya koyduğu şeyler kolaylıkla tahrip edilebilir, bunları kurmuş olan bilim ve teknoloji bu yapıtların ortadan kaldırılması için de kullanılabilir.
Böylece uygarlığın, baskı ve iktidar araçlarını elde etme yollarını bir şekilde bulmuş küçük bir azınlık tarafından direnen bir çoğunluğa zorla kabul ettirilen bir şey olduğu izlenimini ediniliyor. Bu güçlüklerin aslında
uygarliğın doğasında var olmayıp şimdiye kadar geliştirilen kültürel biçimlerin hatalı oluşundan kaynaklandığını düşünmek elbette doğaldır. Oysa bu eksiklikleri ortaya koymak güç değildir. insanlık doğa üzerindeki
denetimini devamlı olarak ilerletmişken ve daha da büyük ilerlemeler yapabilmeyi umabilirken, insan ilişkilerinin yönetiminde benzer bir ilerlemenin yapılmış olduğunu net olarak belirlemek münkün değildir. Ve
belki de tüm çağlar boyunca, tıpkı şimdi bir kez daha sorulduğu gibi, birçok
insan kendi kendine uygarlığın bu şekilde ortaya koyduğu ufak ilerlemelerin de gerçekten savunulmaya değer olup olmadığını sormuştur.