Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bırak Artık Şu Yalanları

Philippe Besson

Bırak Artık Şu Yalanları Gönderileri

Bırak Artık Şu Yalanları kitaplarını, Bırak Artık Şu Yalanları sözleri ve alıntılarını, Bırak Artık Şu Yalanları yazarlarını, Bırak Artık Şu Yalanları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çünkü sahip olduğu gücü kullanmayanlara hayranlık duyarım.
kitabın filmi de var ve ikisinde de mektuplar farklı şekilde ikisi de o kadar hoşuma gitti ki ayrı ayrı bırakmak istedim. kitaptaki mektup: Philippe, İspanya'ya gideceğim ve geri gelmeyeceğim, en azından hemen değil. Sen de Bordeaux'ya gideceksin ve eminim ki uzun bir yolculuğun yalnızca ilk evresi olacak. Senin hep başka yerlerin adamı
Reklam
"Daha sonra, yoksunluk hakkında yazacağım. Ötekinin dayanılmaz yoksunluğu hakkında. Bu yoksunluğun neden olduğu yoksulluk hakkında; düşen bir yoksulluk. İçimi kemiren hüzün, tehdit eden delilik hakkında yazacağım. Bu, neredeyse kendime rağmen kitaplarımın matrisi olacak. Bazen başka bir şey hakkında yazıp yazmadığımı merak ediyorum. Sanki bunu hiç atlatamamışım gibi: öteki erişilemez hale geliyor. Sanki tüm zihinsel alanımı kaplamış gibi."
"Ve sonra zamanla dağılır, solar, baharın dönüşünde havadaki polenler gibi dağılır. Lucas fısıldıyor: Her şeye alışırsın, sonsuza dek bağlı kalacağını düşündüğün kişilerin seni terk etmesine bile."
"Şunu ekliyorum: İşte o zaman o ve ben birbirimizden koptuk. Bu son sözler mümkün olan en az etkiyle dile getiriliyor, sanki hayat bazen böyleymiş gibi, birlikte zaman geçirirsiniz ve sonra bağlantıyı kaybedersiniz ve hayat devam eder, sanki hiçbir zaman tam olarak iyileşemeyeceğiniz aralar yokmuş gibi."
"Tek yönlü bir arzu halindeyim. Bu arzunun karnımda kaynadığını ve omurgamdan yukarı doğru aktığını hissediyorum. Ama başkalarının önünde bana ihanet etmemesi için onu sürekli kontrol altında tutmam ve sıkıştırmam gerekiyor. Çünkü arzunun görünür olduğunu çoktan anladım."
Reklam
"Ben "cesaret" diyorum ama bu başka bir şey de olabilir. Bu adımı atmamış, kendileriyle yüzleşmemiş olanlar ille de korkmuş değillerdir, belki de çaresizdirler, yönlerini şaşırmışlardır, çok karanlık, sık ya da uçsuz bucaksız bir ormanın ortasında kaybolmuş gibidirler."
"İnliyor, artık kendini tutamıyor, belki kendisi bile farkında olmadan çıkardığı bir ses; beni muazzam etkiliyor. Daha önce de söylediğim gibi, hayatta hiçbir şey beni bu saf vazgeçiş, kendini bırakma anları kadar etkilemez."
"Kitaplara geri dönüyor -evde düzgünce dizilmiş ya da yığınlar halinde istiflenmiş çılgın sayıda kitap var. Birden yüzüne bir tür hayranlığın geri döndüğünü görüyorum, ama bu acı veren bir hayranlık; bende sevdiği şey aynı zamanda beni ondan ayrı tutan şey."
"Bir itiraf. Yine başka bir şey yapıyorum, sahneyi gözümde canlandırmaktan başka bir şey, bir anıyı canlandırmaktan başka bir şey, kendi kendime diyorum ki: Thomas son anda ne düşünüyordu? İpi boynuna geçirdikten sonra mı? Sandalyeyi devirmeden önce mi? Ve her şeyden önce, ne kadar sürdü? Bir avuç saniye mi? Bir avuç saniye mi? Zaman kaybetmenin bir anlamı olmadığına göre, karar verilmişti, uygulanması gerekiyordu, bir dakika mı? Ama bu koşullarda bir dakika bile çok uzun bir süre, peki o zaman bu süreyi nasıl doldurdu? Hangi düşüncelerle? Ve soruma geri dönüyorum. Gözlerini kapatıp geçmişinden, erken çocukluğundan kesitler mi yaşadı, örneğin taze çimenlerin üzerinde bağdaş kurmuş, mavi gökyüzüne dönük bedeni, yanaklarında ve kollarında hissettiği sıcaklık mı? Ergenlik döneminden, bir motosiklet yolculuğundan, göğsüne çarpan havanın direnci mi? Beklemediği ayrıntılara mı takıldı? (Sonunda, her halükarda vazgeçmeyi düşünmediğine, kararlılığının sarsılmadığına, varsa bile hiçbir pişmanlığın iradesini engellemediğine ikna oldum).Zihninde oluşan, hafızasından fışkıran o son görüntünün izini sürüyorum, içinde olmayı beklemiyorum ama onu keşfederek yakınlığımızı yenileyeceğime, bir kez daha onun için kimsenin olmadığı şey olacağıma inanıyorum."
Reklam
"Her şeye alışıyor insan, sonsuza kadar bağlı olduğunu sandığı kişilerin hainliğine bile."
"Beni yalnızlığıma terk ediyor. En derin olanına, kalabalığın ortasında hissedilen yalnızlığa."
"Beklemenin acısını keşfediyorum, çünkü yenilgiyi kabullenmeyi, bunun tekrar yaşanacağı bir geleceğin mümkün olduğuna inanmayı reddediyorum. Kendimi onun bana doğru bir işaret yapacağına ikna etmeye çalışıyorum. Birbirine dolanmış bedenlerimizin anısı onun direncinin üstesinden gelecektir, gelmek zorundadır. Bana kendisinin de söylediği gibi, bu bir zorunluluk meselesi. Zorunlulukla savaşamazsın. Eğer savaşırsan, zorunluluk kazanır. Birini özlemenin acısını keşfediyorum. Bir zamanlar sahip olduğum ve sonra benden alınan tenini, bedenini özlüyorum. Delilik tehdidi altında geri verilmeli."
"Bugün bu sahilde çocuklarla karşılaştığımda, onları kum tepelerinde koşarken ya da bir zamanlar set olan sıcak taş duvarın üzerinde uzanırken gördüğümde, bir zamanlar benim de onlar gibi olduğumu hatırlıyorum; o inanılmaz hafiflikleri ve umursamazlıklarıyla güneşin tadını çıkarıyorlardı. Çocukluğunuzu asla gerçekten bırakamazsınız."
"Bu coşku halinde kalabilmeliyim. Ya da şaşkınlık. Ya da her şeyin anlaşılmazlığı karşısında kendimi bırakabilmeliyim. Ama o kaybolduğu anda hakim olan duygu terk edilmişlik duygusu. Belki de zaten tanıdık bir duygu olduğu içindir."
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.