"Adeta tekniğin her zaferinin bedeli, bireyin mağlubiyetiyle ödenmektedir.
İnsanlık doğaya hakim oldukça birey, benzerlerinin ya da kendi alçaklığının tahakkümüne uğramaktadır."
''Bilinç hallerimiz genel olarak insanın psikolojik doğasından değil, bir araya gelmiş insanların birbirlerini karşılıklı biçimde etkileme tarzlarından türerler.''
Toplumların çoğu ilk olarak düzene, yani her öğenin bütün içindeki yeriyle uyumlu olmasına değer verirler - yani bir bütün olarak topluma - değerlerle ilgili bu genel doğrultuya "bütüncülük" adını veriyorum...
İnsanın piyasa evreninde "yabancılaşması" ve "ufalanması", 1844 Elyazmaları'nda bir "bütün insan'' (l'homme total) antropolojisi adına, yani sonsuz potansiyelin gelişebileceği ideal bir insanlık vizyonu adına sorgulanır. Marx'ın kapitalist yabancılaşmadan kurtarmak istediği, tam da bireyselliktir: "Dünyayla arasındaki insani ilişkilerin her biri: görmek, duymak, hissetmek, tatmak, dokunmak, düşünmek, temaşa etmek, arzulamak, eylemde bulunmak, sevmek, kısaca, bireyselliğinin tüm edimler."