Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Konuk İşçilikten Ulus-Ötesi Yurttaşlığa

Bitmeyen Göç

Nermin Abadan-Unat

Bitmeyen Göç Gönderileri

Bitmeyen Göç kitaplarını, Bitmeyen Göç sözleri ve alıntılarını, Bitmeyen Göç yazarlarını, Bitmeyen Göç yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çocuk Eğitiminde Farklılıklar
‘’ Türk çocuklarının yetiştirilmesini gözlemleyen Wülfing, amacın yetiştirme yerine çocuğu her türlü tehlikeden korumak olduğunu söylemektedir. Bu açıkça ‘aşırı korumacılık’ sayılır. Buna karşılık oyuna gereksiz bir uğraşı gözü ile bakılmaktadır. Bu tutum Türk çocuklarında görülen öğrenme güçlüğünde kendini göstermektedir. Onlara küçük yaşta el becerilerini geliştirmek, bağımsız olmak öğretilmemektedir. ‘’
Sayfa 221Kitabı okudu
Çocuk Eğitiminde Farklılıklar
‘’ ‘Durumsal’ aile sisteminde başlıca erdemler dindarlık, şeref duygusu ve rollere saygıdır. ‘Kişisel’ bir aile sisteminin erdemleri ise doğallık, dürüstlük ve kişisel başarıdır. Dolayısıyla ‘durumsal’ ailelerde hep ‘ayıp’tan söz edilir, ‘kişisel’ ailelerde ise ‘suçluluk duygusu’ daha çok hâkimdir. ‘’
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
‘’Göçmen aileler daha eşitlikçi olmakta, aile içi ilişkileri daha açık gelişmekte, çocukların başarılı ve bağımsız olmaları için daha fazla çaba sarfedilmektedir. Kadınlar ayrıca karar verme sürecinde daha etkin olmaktadırlar. ‘’
Sayfa 181Kitabı okudu
2006
Kültürel değerler adına genç dimağları tartışılmaz dogmalara saptıran ulus-ötesi ağlar ağırlık kazanırlarsa, dışarıdaki Türkler etnik ve dinsel farklılaşmalar nedeni ile “alt sınıf”ların önemli bir kısmını oluşturacaklardır. Yeni ülkelerinde farklı, insan hakları ve rasyonel düşünceye üstünlük tanıyan, laik dünya görüşünü önplanda tutan kuşaklar yetişirse Türk kültürü yeni bir sentez içinde filiz verecektir. Türkiye’ye düşen görev iç odaklı politikalar yerine dışa dönük, küreselleşmeye karşı haklı eleştirileri ve dirençleri belirli bir uyumla birlikte götürecek politikalar üretmek ve ulusal sınırlarımızın dışındaki Türkiye’leri kucaklayarak ilgisini sürdürmektir.
1992 anketine göre sığınmacılara karşı kaba kuvvet kullanmaya Batı Almanyalıların ortalama %8'i onay vermiş, Doğu Almanyalıların ise %18'i. Genel olarak şiddet yanlısı yüksek öğretim görmüş Almanlar %6, ilkokul eğitimliler ise %18,5'dur. Bu şiddettin gösterilmesinden utanç duyanlar ise Doğu'da ortalama %58 iken, Batı Almanya'da %66'dır. [Kendime not: Görüldüğü üzere Batı Almanya, Doğu Almanya'ya göre; her bölgede okumuşlar ise okumamışlara göre şiddete daha karşıdırlar. Dün Türk'e, bugün başka bir ırka, yarın ötekine şiddet aynı şeydir, sadece cahil insan ırkçıdır. Sadece zekâsı yetmeyen, eğitimsiz insan özgürlüğünü arayanlara terörist der. Ve sadece yetersiz insanlar şiddeti gördüklerinde "haketmiş aslında" diyerek kendilerini teskin ederler.]
Miraç gibi hem Almanya hem de Türkiye’de faaliyet gösteren seyahat acenteleri her hacı adayından 1700 dolar ücret talep etmişti. Oysa böylesi bir hac yolculuğunun esas fiyatı 1300 dolardı. Geri kalan 400 dolar ise iki seyahat acentesi ile Erbakan'ın genel başkanı olduğu Refah Partisi arasında bölünmüştü.
Reklam
Evlerine Dönen Yurtdışı İşçileri
“Şahap, evinde karısı, beş çocuğu, oğlunun karısı ve iki torunu ile hep birlikte oturuyordu. Misafir odası modern şehir işi möblelerle döşenmişti, ama hiçbiri de kullanılmamıştı. Odada iki tane elektrikli battaniye, iki tane abajurlu lamba, bir tane mikser, bir tane elektrikli bıçak bileyicisi, 5-6 tane saat, bir tane elektrikli süpürge, tavanda bir sürü plastik noel süsleri, romatizmalı kimselerin kullandıkları elektrikli güneşlenme makinası, bir çamaşır makinesi, Türk malı kurutucusu, bir buzdolabı vardı, ve aile köye ELEKTRİĞİN GELMESİNİ bekliyordu!”
Tahminlere göre, 1964-1973 yılları arasında Türkiye’den yurtdışına giden yaklaşık 9.000 kadar ilkokul öğretmeni, endüstri işçisi olarak çalışmıştır. Bu işçilerin yurtdışına gidebilmek için asıl mesleklerini gizlemiş oldukları da anlaşılmaktadır. Tarım toplumlarının egemen özelliğini oluşturan (sosyo-ekonomik açıdan) aşağı doğru toplumsal hareketlilik, kısmî olarak statü bilinçliliğine yol açmakla beraber, yoğun ölçüde işten duyulan memnuniyetsizliği de yaratabilir.
Başta Frankfurt olmak üzere çeşitli kentlerinde 112 dernek; İsviçre, Avusturya, Belçika, Hollanda ve Danimarka’da ise 44 Türk işçi derneği faaliyete geçmişti. Zamanla bu dernekler ideolojik bir kutuplaşmaya sürüklendiler. Daha 1973’te faşist eğilimli Milliyetçi Hareket Partisi; Berlin, Hannover, Köln, Mannheim, Münih ve Stuttgart’ta altı özerk birim kurmuş ve “Bozkurt” adlı bir milis örgütünü faaliyete geçirmiş bulunuyordu.
Federal Alman Cumhurbaşkanı Theodor Heuss Ankara ziyaretinde, meslekî bilgilerini geliştirmek üzere yüz elli Türk sanat enstitüsü mezununa Praktikant (stajyer) olarak Almanya’da staj görme olanağının hazırlandığını beyan etmişti. Bu gelişimi takiben, merkezi Hamburg’da bulunan Zentralverband des Deutschen Handwerks (Alman Sanatkârlar Genel Merkezi), Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu ile “Mittelstand hilft dem Mittelstand” (Ortadirek ortadireğe yardım eder) parolası ile işbirliği yapmak istediğini bildirmiştir.
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.