Siborg Manifestosu' nda Foucault'nun biyopolitika kavrayışına açık
ve örtük pek çok gönderme de vardır. Haraway, bir dipnotta "Kliniğin
Ölümü ' nü yazmanın zamanı geldi" diye belirterek şöyle devam eder:
Kliniğin yöntemleri bedenleri ve eserleri gerektiriyordu; bizim ise
metinlerimiz ve yüzeylerimiz var. Tahakkümlerimiz artık tıbbileştirme ve normalleştirmeyle değil, ağ kurulumu, iletişimin yeniden tasarımı, stres yönetimiyle işliyor. Normalleştirme yerini otomasyona,
saf tekrara [redımdancy] bırakıyor. Michel Foucault'nun Kliniğin
Doğuşu, Cinselliğin Tarihi ve Hapishanenin Doğuşu eserleri içe patlama anındaki bir iktidar biçiminin adını koyar. Biyopolitika söylemi
yerini anlaşılamaz teknoloji diline [technobabble], uçlan birleştirilen [spliced] isimlerin diline bırakır; hiçbir isim çok uluslu şirketler
tarafından bütün halde bırakılmaz. Science dergisinin bir sayısında
bu şirketlerin isimleri şöyle sıralanır: Tech-Knowledge, Genentech,
Allergen, Hybritech, Compupro, Genen-cor, Syntex, Allelix, Agrigenetics Corp., Syntro, Codon, Repligen, MicroAngelo from Scion
Corp., Percom Data, Inter Systems, Cyborg Corp., Statcom Corp.,
lntertec. Eğer dile hapsolmuşsak, o zaman bu hapishane-evden kaçmak için dil şairlerine, kodu kesmek için bir tür kültürel restriksiyon
enzimine ihtiyaç vardır; siborg çokdilliliği [heteroglossia] radikal bir
kültürel siyaset biçimidir (Haraway, 2004, s. 11 )