Geçen hafta kitaplık düzenlemesine giriştim.Böylece kıyıda köşede kalmış kitaplarım ortaya çıktı.
Elif Key'in gazete yazılarından oluşmuş, Bize İki Çay Söyle kitabını da bu düzenleme sırasında ayırdım, okumak üzere.
Elime bir aldım, bırakamadım.
İlk yazı olan "Buna tıpta büyümek mi deniyor?" aldı götürdü beni çocukluğuma.Hem güldüm, hem ağladım.
Ama daha çok ağladım.
"Çok ağladım.Dünyanın bütün anneanneleri gitmiş, bütün çocukların ev karıştırma izinleri kalkmış, parklardaki bütün salıncakları bana verseler olmayacakmış gibi ağladım.
Kimse annemden çok ağlamadı.Annemin annesi gitti, her gün konuştuğu insan yok oldu, annemin kronometresi sıfırlandı, bilgi bankası silindi, hayatından " Anneme sorarım" cümlesi gitti."syf 14
Benim de kronometrem sıfırlandığı, bilgi bankam silindiği, anneme sorarım cümlesi kaybolduğu için çok ağladım.
Kadrini kıymetini yeterince bilemediğimi düşündüm, o çocukluk günlerinin.İnsan yaşarken anlamıyor ki yaşadıklarının güzelliğini.
Elif Key, ülke gündemine oturmuş, içimizi yakan toplumsal acılara da odaklanıyor yazılarında.Zevkle okudum.