Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Düşünmeden Düşünebilmenin Gücü

Blink

Malcolm Gladwell

En Eski Blink Sözleri ve Alıntıları

En Eski Blink sözleri ve alıntılarını, en eski Blink kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Blink, gundelik hayatımızın en kücük bileşenleri -ne zaman yeni biriyle tanışsak , karışık bir durumla karşılaşsak veya sıkıntılı bir anımızda karar vermek zorunda kalsak birdenbire ortaya çikan anlık izlenimlerin ve kararların kaynaği ve muhteviyatı- ile ilgilenir ..
Sayfa 20
Taze
Taze'ydi "taze" dediğini hatırlıyor Hoving. Ve "taze" iki bin yıllık heykele verilecek doğru bir tepki değildi. Geri dönüp baktığında, neden öyle bir tepki verdiğini anlıyor Hoving: " Daha önce, bu heykellerden kimi parçalar bulduğumuz Sicilya' da kazı yaptım. Hiçbir heykel toprağın altından, sanki Starbucks' tan alınmış lezzetli bir caffè latte'ye batırılmış gibi çıkmadı."
Reklam
İçgörü
İçgörü kafamızın içinde yanan bir ampul değildir. Aksine kolayca sönebilen titrek bir mum ışığıdır.
Wilson, içinde bulunduğumuz duruma bağlı olarak bilinçli ve bilinçdışı düşünme şeklimiz arasında gidip geldiğimizi söyler. Bir iş arkadaşınızı yemeğe çağırmak bilinçli olarak yaptığınız bir şeydir. Bunun üzerine düşünürsünüz. Eğlenceli olacağına kanaat getirirsiniz. Daha sonra da onu davet edersiniz. Ancak aynı iş arkadaşıyla aniden tartışmak,
Bir kararın niteliğinin, oluşumunda sarf edilen çaba ve zamanla doğrudan bağlantılı olduğunu dayatan bir dünyada yaşıyoruz. Doktorlar zor bir teşhisle karşılaştıklarında daha çok test istiyorlar veya ne duyduğumuzu tam olarak anlamadığımızda ikinci bir görüşe ihtiyaç duyuyoruz. Peki, çocuklarımıza ne öğütlüyoruz? Acele işe şeytan karışır. Dereyi görmeden paçayı sıvama. Dur da bir düşün. Görünüşe aldanma. Olabildiğince çok bilgi toplamayı ve bir konuyu enine boyuna düşünmeyi, uzun uzun incelemeyi iyi bir şey sanıyoruz. Sadece bilinçli olarak alınmış kararlara güveniyoruz. Ancak öyle bir an gelir ki, özellikle gergin olduğumuzda, acele işe şeytan karışmaz veya anlık hükümlerimiz ve ilk izlenimlerimiz bulunduğumuz durumu daha iyi anlamamızı sağlar.
Bazen çiftler çok mutlular. Bazen kavga ediyorlar. Bazen birbirlerini öldürebilecek raddeye geliyorlar ama sonra bir tatile çıkıp eve yeni evliler gibi dönebiliyorlar. Bir çifti “tanıyabilmek” için onların her anına tanık olmamız gerektiğini düşünürüz: mutlu, yorgun, kızgın, gergin, memnun, sinir krizi geçirirken vb. Bill ve Sue’nun içinde bulunduğu rahat sohbet ortamı yetmez yani. Bir evliliğin geleceği gibi ciddi bir konuda doğru bir saptama yapabilmek için –dahası herhangi bir konuda saptama yapabilmek için– birbirinden farklı bağlamlarda bir sürü bilgi edinmemiz gerekiyor diye düşünülür.
Reklam
Konuşmaya devam ederken Gottman bir kâğıt parçasına değişen borsa değerlerini andıran bir grafik çiziyordu. Yaptığı şeyin bir çiftin olumlu ve olumsuz hissiyatlarının iniş çıkışlarını teşhis etmek olduğunu ve kısa bir süre içinde durumun gidişatının ne olduğunun anlaşıldığını anlattı. Ardından, “Gördüğünüz gibi, kimi inişte kimi de yükselişte. Ama olumsuz hislere dogru bir düşüş başladığında yüzde doksan dördü düşmeye devam edecektir. Kötüye gitmeye başlayınca durumu düzeltemiyorlar. Bunun sadece anlık bir şey olduğunu düşünmüyorum. İlişkilerinin bütününe nasıl baktıklarının bir göstergesi bu” diye ekledi.
Eğer Blink’i yazarken bir şeyi hedeflediysem o da bu tür pratik problem çözme biçimini desteklemesidir. Size bir örnek vereyim. ABD’deki ceza sisteminin çarpıcı özelliklerinden biri, siyahi insanların beyazlara göre tutuklanmaya, suçlu bulunmaya, mahkûm edilmeye ne kadar daha yakın olmalarıdır. Genel anlamda suç oranlarındaki ırk farklılıklarından bahsetmiyorum. Bahsettiğim şu: Örneğin bir beyaz tenli adam ve siyah tenli adam uyuşturucu ile ilgili tıpatıp aynı suçtan suçlu bulundular, siyah tenli adamın beyaz tenliye göre hapse gitmesi daha olasıdır. Peki bu oran ne kadardır? Kâr amacı gütmeyen bir grup olan İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden aktarılan bir alıntıya bakalım: “Ulus genelinde siyahilerin uyuşturucu suçundan eyalet hapishanelerine girme oranı beyaz tenlilerin oranına göre on üç kat daha fazladır. On eyalette siyahilerin uyuşturucu suçundan eyalet hapishanesine gönderilme oranı aynı eyaletteki beyaz tenlilere göre 26 ile 57 kat arasında değişmektedir. Örneğin siyahilerin uyuşturucu suçundan dolayı hapishaneye alımlarının en yüksek olduğu eyalet olan Illinois’de, bir siyahinin uyuşturucu suçundan hapse girmesi beyaz tenli bir kişiye göre 57 kat daha olasıdır.”
393 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.