Bölünmüş Benlik
R. D. LaingBölünmüş Benlik Sözleri ve Alıntıları
Bölünmüş Benlik sözleri ve alıntılarını, Bölünmüş Benlik kitap alıntılarını, Bölünmüş Benlik en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir bakıma bir tür ölüydüm. Kendimi başka kişilerden ayırdım ve kendi içime kapandım. Bu yapıldığında bir bakıma ölmüş olunacağını görebiliyorum. Dünyada başka kişiler ile yaşamak zorundasınız. Bunu yapamazsanız içinizdeki bir şey ölür. Aptalca geliyor. Gerçekten anlayamıyorum, ama olanlar böyle bir şey gibi gözüküyor. Tuhaf.
peter vakasıKitabı okudu
Bu tartışmayı daha fazla sürdüremeyeceğim. Çünkü sen beni yenmenin zevkini tatmak için tartışıyorsun. Bu nedenle sen en iyi durumda bir tartışmayı kazanır, en kötü durumda da bir tartışmayı kaybedersin. Oysa ben varoluşumu muhafaza etmek için tartışıyorum.
Kızıl olmaktansa ölü olmayı yeğleyen bir insan normaldir. Ruhunu yitirdiğini söyleyen bir insan ise delidir. İnsanların makine olduğunu söyleyen biri büyük bir bilim insanı olabilir.
Normalliği, aklıbaşındalığı, özgürlüğü tarif ettiğimiz, halihazırdaki delilik bağlamımız içinde tüm gönderme çerçevemiz muğlak ve çifte anlamlıdır.Kitabı okudu
Öldüğünüzde, ölü olduğunuzu bilmezsiniz; bu sadece başkaları için zordur.
Aynı şey salak olduğunuzda da geçerlidir.
"Evet, beni öldüren vicdanımdır. Annemden tüm yaşamım boyunca korktum ve her zaman da korkacağım. Sizce böyle yaşayabilir miyim?"
arka bahçenin hayaletiKitabı okudu
Her algı içinde eriyip kaybolduğu bir tehdit gibi görünüyordu; öteki tarafından algılandığına dair her his de onu benzer şekilde tehdit ediyordu. Bu şu anlama geliyordu: O sürekli bir zulüm dünyası içinde yaşıyordu ve kendisine olmasından korktuğu şeyi kendisinin başkalarına yaptığını hissediyordu. Hemen her algı edimi benliğin benlik-olmayanla karıştırılmasına yol açıyordu. Bu karıştırmanın zeminini şu olgu hazırlıyordu: Şahsının çoğu veçhesinin kısmen "benliğinin" dışında olmasından dolayı, varlığının bu bölünmüş veçhelerini başka kişilerle karıştırması, mesela "vicdanını" annesiyle ve annesini "vicdanıyla" karıştırması kolaylaşıyordu. Bu yüzden sevmek çok tehlikeliydi. Hoşlanmak (to like) = gibi olmak (to be like) = aynı olmak (to be the same as). Benden hoşlanırsa, benim gibidir, bendir.