Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlk 5000 Yıl

Borç

David Graeber

Borç Sözleri ve Alıntıları

Borç sözleri ve alıntılarını, Borç kitap alıntılarını, Borç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadının örtünmesinin ilk yaygınlaştığı yer "ATİNA"
Namuslu kadınların eve kapatılmış olması bekleniyor, bu sebeple kamusal hayatta yer alan her kadın fahişe veya buna benzer bir şey kabul ediliyordu. Asur adeti olan örtünme Ortadoğu'da yaygınlaşmamıştı, ama Antik Yunan'da uygulandı. "Batılı" özgürlüklerin kökleri hakkındaki klişelerimize zıt düşse de, demokratik Atina'da kadınlar, İran veya Suriye'dekilerin aksine, kamusal alanlara çıkarken örtünmekk zorundaydılar.
Sayfa 199Kitabı okudu
1540'larda François Rableais "Borca övgü" adıyla bilinen metinde şöyle yazar; Mutlaka her zaman birine borçlu olun, borcunuzu odemeniz icin size uzun, mutlu ve kutlu bir hayat vermesi için Tanrı'ya dua edecek­tir.
Reklam
Fıkra
"Şimdi neredeyiz, Rusya'da mı, Polonya'da mı?" "Yaptığımız hesaplara göre, köyünüz şu anda sınırdan Polonya'ya doğru tam otuz yedi metre içerden başlıyor. · Köylüler hemen sevinçle dans etmeye başladı. "Neden?" diye sordu haritacılar. "Ne fark edecek ki?" "Anlamıyor musunuz bu ne demek?" diye cevap verdiler. '' Artık o korkunç Rusya kışlarına katlanmak zorunda kalmayacağız!"
Daha geniş anlamda, atalara borcumuzu asla ödeyemeyeceğimiz, hiçbir kurbanın (ilk doğan çocuğumuzu kurban etmemizin bile) bizi gerçekten borçtan kurtaramayacağı gibi içimizi ürperten bir duygu geliştiririz. Atalarımızdan korkarız, toplum daha sağlam ve daha güçlü hale gelir, daha da güçlüymüş gibi görünür, en sonunda "atalar zorunlu olarak tanrıya dönüşür."Topluluklar büyüyerek krallıklar, krallıklar evrensel imparatorlar haline geldikçe, tanrılar da daha evrensel olmaya başlar, daha büyük, daha kozmik bir havaya bürünür; gökleri idare eder, yıldırımlar savurur - Hıristiyanlığın tanrısında zirveye çıkar, en yüce tanrı olarak tabii "yeryüzüne en büyük borç duygusunu husule getirir." Atamız Adem bile artık bir alacaklı olarak tasvir edilmez, aksine bir günahkar ve ilk günahın yükünü bize devreden bir borçludur:
Borç, zincire vurulmuş özgürlüktür
1694'de İngiliz bankerierinden oluşan bir konsorsiyum, krala 1 ,200,000 I. kredi verdi. Buna karşılık, kraliyetin banknot basma tekelini aldılar. Bu pratikte şu anlama geliyordu: Kralın şu anda kendilerine borçlu olduğu paranın bir kısmı karşılığında, krallık halkı arasından kendilerinden borç almak isteyenlere, ya da kendi paralarını mevduat olarak bankaya yatırmak isteyenlere JOU'ları verme hakkına sahip olacaklardı - fiilen, yeni oluşan kraliyet borcunu dolaşıma sokacaklar veya "paralaştıracaklardı." Bankerler için büyük bir başarıydı (borcun anaparası üzerinden krala yüzde 8, yıllık faiz tahakkuk ettireceklerdi, aynı zamanda aynı para üzerinden kendilerinden borç alanlara da faiz tahakkuk ettireceklerdi), ama bu ancak borcun anaparası ödenınediği sürece devam edecekti. Günümüze kadar bu borç asla geri ödenmedi. Ödenemezdi. Ödenseydi, ingiltere'nin tüm para sistemi yok olurdu.
IMF
Şans bu ya, IMF'nin ne olduğunu tam olarak bilmiyordu, Uluslararası Para Fonu'nun aslında dünyanın borç infazcıları olduğunu söyledim. "Şöyle söyleyebiliriz, bacaklarınızı kırmaya gelen adamların, yüksek finans dünyasındaki eşdeğerlileri." Tarihçesine girdim; 70'li yıllarda yaşanan petrol krizleri döneminde OPEC ülkelerinin sonunda yeni zenginlerin paralarının çoğunu Batı bankalarına akıttığını, bankaların parayı nereye yatıracaklarını bilemediklerini; C itibank ve Chase'in, Üçüncü Dünya diktatörlerini ve politikacılarını borç almaya ikna etmek üzere dünyanın her köşesine ajanlar göndermeye başladıklarını (o zamanlar, "go-go bankacılığı" deniyordu); aşırı düşük faiz oranlarıyla başladıklarını, hemen ertesinde, 80'lerin başlarında ABD'nin sıkı para politikaları nedeniyle faizlerin yüzde 20'ler civarına nasıl fırladığını; 80'lerde ve 90'larda bunun nasıl Üçüncü Dünya borç krizine yol açtığını; bunun üzerine IMF'nin yoksul ülkeleri yeniden borç alabilmek için temel besin maddelerine fıyat desteği vermekten, hatta stratejik besin rezervleri tutma politikalarından vazgeçmeye, ücretsiz sağlık ve eğitim hizmetlerini terk etmeye nasıl zorladığını ve bütün bunların dünyanın en yoksul ve en korumasız insanlarının bir kısmı için en temel destekierin çökmesine nasıl yol açtığını anlattım. Yoksulluktan, kamu kaynaklarının yağmalanmasından, toplum-ların çöküşünden, endemik şiddetten, kötü beslenmeden, umutsuzluktan ve yıkılan hayatlardan bahsettim.
Reklam
Diyorlar ki tarihte paranın olmadığı bir zamanın yaşandığını biliyoruz. Nasıl bir şeydi acaba? Haydi, bugünkü gibi bir ekonomiyi hayal edelim ama parasız olacak. Kuşkusuz çok zor olurdu! Demek ki insanlar kolaylık uğruna parayı icat etmek zorundaydılar.
Şimdi hayatımızı, bizi biçimlendiren millete borçluyuz, faizi vergi olarak ödüyoruz, sıra milleti düşmanlarına karşı ko­rumaya gelince, borcumuzu hayatımızia ödemek zorundayız.
İnsanın ana babasıyla ödeşmesini düşünmek bile tuhaf- daha çok insanın onları artık ana baba olarak düşünmek istememesi anlamına ge­liyor.
212 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.