İlk 5000 Yıl

Borç

David Graeber

Borç Sözleri ve Alıntıları

Borç sözleri ve alıntılarını, Borç kitap alıntılarını, Borç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ekonomi, bizim doğal değiş tokuş ve takas içgüdümüzün tatmin edildiği yerdir.
Bu yirminci yüzyılın büyük tuzağı: bir tarafta piyasa mantığı var, ha­ yata birey olarak geldiğimizi ve birbirimize borçlu olmadığımızı düşün­mekten hoşlanıyoruz. Diğer tarafta devlet mantığı var, hepimiz hayata, asla gerçekten ödeyemeyeceğimiz bir borçla başlıyor u z. Bize sürekli bun­ların birbirine karşıt olduğu, gerçek insani ihtimalleri bunların arasın­ da bulunduğu söylendi. Ama bu yanlış bir ikilemdir. Devletler piyasaları yarattı. Piyasalar devlete ihtiyaç duyar. Hiçbiri diğeri olmaksızın varlığını sürdüremez, en azından bugün bildiğimize benzer bir şekilde sürdüremez.
Sayfa 78
Reklam
Şöyle bir atasözü vardır, "En iyi hükümdarlar, din hocalarını ziyaret edenlerdir, en kötü din hocaları da hükümdarların ziyaretlerini kabul edenlerdir. "
Sayfa 287Kitabı okudu
Büyük klasikçi Moses Finley'in söylemekten hoşlandığı gibi, antik dünyada bütün devrimci hareketlerin tek programı vardı: "borçlar silinsin ve toprak yeniden dağıtılsın. "
Borç, zincire vurulmuş özgürlüktür
1694'de İngiliz bankerierinden oluşan bir konsorsiyum, krala 1 ,200,000 I. kredi verdi. Buna karşılık, kraliyetin banknot basma tekelini aldılar. Bu pratikte şu anlama geliyordu: Kralın şu anda kendilerine borçlu olduğu paranın bir kısmı karşılığında, krallık halkı arasından kendilerinden borç almak isteyenlere, ya da kendi paralarını mevduat olarak bankaya yatırmak isteyenlere JOU'ları verme hakkına sahip olacaklardı - fiilen, yeni oluşan kraliyet borcunu dolaşıma sokacaklar veya "paralaştıracaklardı." Bankerler için büyük bir başarıydı (borcun anaparası üzerinden krala yüzde 8, yıllık faiz tahakkuk ettireceklerdi, aynı zamanda aynı para üzerinden kendilerinden borç alanlara da faiz tahakkuk ettireceklerdi), ama bu ancak borcun anaparası ödenınediği sürece devam edecekti. Günümüze kadar bu borç asla geri ödenmedi. Ödenemezdi. Ödenseydi, ingiltere'nin tüm para sistemi yok olurdu.
IMF
Şans bu ya, IMF'nin ne olduğunu tam olarak bilmiyordu, Uluslararası Para Fonu'nun aslında dünyanın borç infazcıları olduğunu söyledim. "Şöyle söyleyebiliriz, bacaklarınızı kırmaya gelen adamların, yüksek finans dünyasındaki eşdeğerlileri." Tarihçesine girdim; 70'li yıllarda yaşanan petrol krizleri döneminde OPEC ülkelerinin sonunda yeni zenginlerin paralarının çoğunu Batı bankalarına akıttığını, bankaların parayı nereye yatıracaklarını bilemediklerini; C itibank ve Chase'in, Üçüncü Dünya diktatörlerini ve politikacılarını borç almaya ikna etmek üzere dünyanın her köşesine ajanlar göndermeye başladıklarını (o zamanlar, "go-go bankacılığı" deniyordu); aşırı düşük faiz oranlarıyla başladıklarını, hemen ertesinde, 80'lerin başlarında ABD'nin sıkı para politikaları nedeniyle faizlerin yüzde 20'ler civarına nasıl fırladığını; 80'lerde ve 90'larda bunun nasıl Üçüncü Dünya borç krizine yol açtığını; bunun üzerine IMF'nin yoksul ülkeleri yeniden borç alabilmek için temel besin maddelerine fıyat desteği vermekten, hatta stratejik besin rezervleri tutma politikalarından vazgeçmeye, ücretsiz sağlık ve eğitim hizmetlerini terk etmeye nasıl zorladığını ve bütün bunların dünyanın en yoksul ve en korumasız insanlarının bir kısmı için en temel destekierin çökmesine nasıl yol açtığını anlattım. Yoksulluktan, kamu kaynaklarının yağmalanmasından, toplum-ların çöküşünden, endemik şiddetten, kötü beslenmeden, umutsuzluktan ve yıkılan hayatlardan bahsettim.
Reklam
164 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.