Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt kitaplarını, Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt sözleri ve alıntılarını, Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt yazarlarını, Böyle de Buyurabilirdi Zerdüşt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanoğlu, vicdanıyla aynı Ömürde uzun süre birlikte yaşayamaz. Uzun yaşamayı planlayan bir insan için vicdan, uygun bir uçurumdan aşağıya atılması gereken bir yüktür, Yeterinden çok taşınan, serbest bırakılmış ve ölçüsüz bir vicdan, bir yerlerde, o hayatla bağdaşmaz ahlakın zehrini size geçirecek ve namuslu olmaya devam edip diretenlerin kaçınılmaz bir şekilde daha kısa yaşamasını sağlayacaktır. Uzun yaşamak istiyorsan vicdanının hassasiyetini selpakçı çocuklardan alınan mendil, dilencilere verilen bozuk paralar ve kapıcının çocuğuna verilen eski ayakkabı hizasına göre ayarlamalı, bu dozun üstüne asla çıkmamalısın.
Seninle doğrudan ilişkili olmayan bir acıyı duyabileceğin en yakın mesafe nedir?
Senin olmayan acılara sahip çıkmayı ve nerede bir acı görsen onu mülkiyetine almayı olanaklı kılacak bir ahlâk edinmek için daha kaç ton ceset gerekiyor?
İnsanoğlu, tıka basa yanlışlıklarla, ağzına kadar safsatalarla, birkaç kilometre ötede değişen “mutlak” inançlarla, bağnazca savunulan dogmalarla dolu bir ambardır.
Hiçbir soyut engel (kanun, gelenek, töre, vicdan vs.) nesnenin olanaklarını sonuna kadar tüketmesine engel olmamıştır. Bir şey olmamışsa ahlâk dışı olduğundan değil, sadece olanak dışı olduğundandır.
Birinden tiksinmek istemiyorsan onunla en yakın ilişkin sadece yüzüne bakmak olsun; bu onun olabilecek en saygın halidir. Tanımaya başladığın anda bir deri yığınının içine gizlenmiş bir çuval zaaf, ancak mikroskoplar yardımıyla görülebilen binlerce kişisel çıkar, acılar yardımıyla haklı çıkarılmış her an kullanılmaya hazır bir zulüm eğilimi ve şimdiye dek hiçbir ışığın aydınlatamadığı uçsuz bucaksız bir karanlık ortaya saçılır. En ilginç insan hiç tanımadığın ve mümkünse hiç karşılaşmayacağın insandır.
Ne aydınlanma, ne akılcılık, ne sanayi devrimi, ne kapitalizm, ne sosyalizm insanoğlunun gerçek yaşamına tam olarak sızabildi. Kaç yüzyıldır bütün insanlığı sarsıcı bir şekilde etkileyen büyük biçimlendirilişlerin hiçbirinin, insan yaşamında içsel bir ağırlığı yok. İnsanoğlunun derininde, gerçek yaşamın aktığı beyninin arka sokaklarında, toplam yaşamın büyük bir kısmını temsil eden kılcal damarlarda, ağırlıklı olarak hâlâ on binlerce yıl önceki düşünme biçimleri ve bakış açıları hâkim. Takvimler yaşanan dönemi sanayi çağı, bilgi çağı, uzay çağı vs. diye adlandırsa da ortalama insan beyni en iyimser değerlendirmeyle Kaba Taş Çağı'nın ortasında duruyor.
Aradığın bilgi senin için, sonuna varılmamış bir yolu yürümekte kullandığın bir kılavuz mu, yoksa zaten durduğun ve değiştirmeyi hiç mi hiç düşünmediğin yerde elini güçlendirmek için kullanacağın bir silah mı?
Her bir paragrafı en az bir adet aforizma içeren kitap epey yorucu. Bu yoruculukta sürekli negatif bir tavrın katkısı da büyük. İnsan okurken bu insanoğlunun hiç mi iyi bir yönü yok diye düşünüyor.