Metin Aktaş' in okuduğum ilk kitabıydı. Kitaba başlarken harika bir giriş ve sürükleyici bir anlatım vardı. Ama ilerledikçe ezilen, ötede kalan ne varsa kitaba alinmya çalışılmış gibi geldi. İstismarın her türlüsünü barındırma çabası gibi.. yazarın akıcı ve sürükleyici bir dil kullanması olaylar arasında kopukluk hissettirmiyor, ama ee yeter şimdi kahramanımız yeni tanıştığı kişi hangi ezilmişlik, ötekilestirilmis, halkları yenmiş, çaresiz, kimsesiz çıkacak dedirtti. Okunmasını elbette ki tavsiye ederim. Ama bu kadar olayı bı kitaba sığdırmak biraz zorladı o yüzden 9 yıldız verdim
13 yaşındaki bir kızın gözüyle yansıtan Aktaş, bozkırda kısa süre içinde ortaya çıkan değişimi çarpıcı bir dille anlatıyor. Değişim, bozkırda küçük bir köye devletin yaptırdığı camiye Selefi mezhebinden gelen bir imamı göndermesiyle başlıyor.Tek bir renge bürünüyor bozkır. O kadar trajedik bir roman ki bazı yerlerde ağlamamak için kendimi zor tuttum. Yazarın kitaplarını severek okuduğum için aynı duyguları bu eserde de aldım. Karakterler öyle derinlemesine bir anlayışla işlenmiş ki takdire şayan eser ortaya çıkmış. Ellerine sağlık...