Ingeborg Bachmann'dan Seçme Yazılar

Bu Tufandan Sonra

Ingeborg Bachmann

En Eski Bu Tufandan Sonra Gönderileri

En Eski Bu Tufandan Sonra kitaplarını, en eski Bu Tufandan Sonra sözleri ve alıntılarını, en eski Bu Tufandan Sonra yazarlarını, en eski Bu Tufandan Sonra yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Çok sayıda yazarın yazmak zorunluluğunu duyduğu büyük olayları yazmak da, bunlardan yakınmak da çok kolaydır. Pakistan’da olanların, şurada, burada olanların korkunç olduğunu söylemek için büyük bir sanatın varlığı gerekmez. Yanıbaşımızda her gün nelerin olup bittiğini, günlük yaşamda insanların insanları nasıl öldürdüklerini söylemek; önce betimlenmesi gereken budur; önce bu yapılmalıdır ki, büyük cinayetlere nasıl yol açıldığı anlaşılabilsin.”
Sayfa 9
Karanlık Şarkılar
Unutma, sen de ansızın hani o sabah, kurumamışken daha döşeğin çiğ yağmurlarından ve karanfil uyurken henüz yüreğinin üstünde, görmüştün o karanlık nehri akıp giderken senin kıyılarından.
Sayfa 11
Reklam
Karanlık Şarkılar
Ve bir parçan değilim ne yazık ki. Yakınmaktır şimdi yapabildiğimiz, yalnızca.
Sayfa 11
Karanlık Şarkılar
Orpheus gibi, ben de biliyorum artık hayatın asla ayrılmadığını ölümden,
Sayfa 11
İnsansız
Belki yıllar var ki, ölmekteyiz. Sürekli yükselmekte bulutlarımız. İncelenen havada ellerimiz şimdiden yitik, ya artık sesimiz ve soluğumuz da kesildiğinde, son anlarımıza mı kalacak ilençler?
Sayfa 12
Gidiyoruz, Tozlanmış Yüreklerimizle
Gidiyoruz, tozlanmış yüreklerimizle, ve çoktandır sertleşmiş artık yitirilenlerle, Salt biİ duymamak değil onlarınki, sağırlaşmışlar tozlanmış iniltilerimiz için yakınamayacak kadar. Şarkı söylüyoruz, ezgi yüreklerimizde. Daha hiç duyulmamış oradan çıkabildiği. Ama bilen var bir gerçeği: Tufan olmamıştı bizi kalalım diye. Duruyoruz. Kesiyoruz ağırdan yürümeyi. Varmak istediğimiz son da bozulacak yoksa. Yaradana çeviriyoruz gözlerimizi: Değeriz artık bir veda şarkısına!
Sayfa 15
Reklam
Elbet Anlamı Olabilirdi
Elbet anlamı olabilirdi: geçip gitmekteyiz dünyadan, sormamışlar gelirken, çekilmeliyiz şimdi yavaştan. Ama konuşmamıza karşın, birbirimizi anlamadan ve karşımızdakinin ellerine bir an bile ulaşamadan, yıkım bu işte: Çıkamayacağız bu sınavdan. Denemek bile kalkılmaz bir şey altından, ve bir çarmıh dikilmiş, kendimizi tanıyamadan, yalnızlığımızda, silinip gidelim diye dünyadan.
Sayfa 16
Yabancılaşma
Bıkmıştım artık zamandan, ve zamanın açlığı içimde. Ne olacak şimdi?
Sayfa 20
Dökül Yürek
Ve neyi kanıtlar ki yüreğin? Bir rakkastır dünle yarın arasında, sessiz ve yabancı, ve ilan ettiği artık kendi dökülüp gidişidir zamandan.
Sayfa 21
Sonbahar Manevrası
Dündü deyip geçmiyorum. Ceplerimizde bitmiş bir yazın kırıntıları, yine uzanmışız kötücül alayların döşeğine, ve zaman, sonbahara talim etmekte. Güneye kaçış yolu da kapalı bizler için, kuşlara olduğunun tersine. Akşamları önümüzden gondollar, balıkçı kayıkları geçiyor ve bazen, düşlere doymuş mermerden kopma bir kıymıkla yaralanıyorum güzellikler
Sayfa 24
207 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.