Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ingeborg Bachmann'dan Seçme Yazılar

Bu Tufandan Sonra

Ingeborg Bachmann

En Eski Bu Tufandan Sonra Gönderileri

En Eski Bu Tufandan Sonra kitaplarını, en eski Bu Tufandan Sonra sözleri ve alıntılarını, en eski Bu Tufandan Sonra yazarlarını, en eski Bu Tufandan Sonra yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Belki yıllar var ki, ölmekteyiz. Sürekli yükselmekte bulutlarımız. İncelen havada ellerimiz şimdiden yitik, ya artık sesimiz ve soluğumuz da kesildiğinde, son anlarımıza mı kalacak ilençler?
Gelecek bir şey yok artık. Bir daha ilkbahar olmayacak. Herkese kehanetidir bin yıllık takvimlerin. Ama yaz ve hani derler ya, "yazdan kalma" diye, onlar da olmayacak- artık hiçbir şey gelmeyecek. Asla ağlamamalısın, der bir şarkı. Onun dışında bir şey diyen kimse yok.
Reklam
Bıkmışım artık zamandan, ve zamanın açlığı içimde. Ne olacak şimdi? Ateşler yanacak gece bastığında dağlarda. Yoksa davranıp yine koşmalı mı oralara? Yollar yitirmişler artık yolluklarını gözümde.
... kötücül bir gülümsemeyle, duvarların arasında gezinirken bana eşlik etti, arada sırada otları koparıp ısırdı, sonunda da şöyle seslendi:"Hep bu hoşgörüler! Neden kimse ne olduğunu söylemiyor, neden dünyayı, sanki kendi kendimize yaklaşmamıza izin yokmuş gibi, hem kendi hayaletlerimizle, hem de başkalarının hayaletleriyle dolduruyoruz!"
STEFANO: Öyle sanıyorum ki, kendimize göre bir hukuk düzeni yapmak zorunda kalacağız, Antonio. Çünkü öte yakada yalnızca haksızlık var. Bizler korsanız ama haksızlığa da dayanamayız. Buna itiraz eden herkes cezalandırılır ve direklere bağlanır. Bir çocuğun sözünü bitirmesine izin vermeyen herkes, direklere daha da sıkı bağlanır. Cebinde bir sicim ve bir kuş yumurtasından başka bir şey olmayana kimse şöyle diyemez: Sen hırsızlık yaptın! Ama cepleri para dolu olan, bu paraları vermek zorundadır. Yalan söylüyorsun, diyen, bunu yaparken kılını kıpırdatmaksızın çorbasını kaşıklamayı sürdüren ve hiçbir şey kanıtlamayanlar, köpek balıklarına yem olarak atılır.
(...) Bachmann'ın yalnızca "yaşamaktan acı çekmek" gibi temel bir temasının bulunması, nasıl açıklanabilir? Bachmann'a göre yaşam, aslında "korkunç bir incinmedir" ve bundan kurtuluşun tek yolu da ölümdür; insan toplumu, gerçekten de düşünülebilecek en büyük "cinayetler alanı" mıdır? Bu sorum üzerine Bachmann, bakışlarını bana çeviriyor: "Evet, yoksa kuşku mu duyuyorsunuz bundan? Bu sözde uygar dünyada, görünüşte iyi davranan insanlar arasında gizliden gizliye bir savaşın egemen olduğundan, insanların birbirlerini ağır ağır öldürdüklerinden kuşkunuz mu var? Kimi zaman bunu herkes görebiliyor, ama kimi uzun zaman parçaları boyunca da herkes kendi küçük yaralarıyla dingin bir yaşam sürüyor; zaten küçük yaralarla pekala yaşanabilir... "
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Yasak levhaları, buyruk levhaları olmaksızın düşünmekten korkuyoruz, özgürlükten korkuyoruz. İnsanlar özgürlüğü sevmiyor. Özgürlük nerede boy göstermişse, insanlar onunla bozuşmuştur.
İçerde derin bir denizdir senin göğsün, beni dibe çeker.
“... Bu sözde uygar dünyada, görünüşte uygar davranan insanlar arasında gerçektee sürekli bir savaşın egemenliğinden kuşku mu duyuyorsunuz? İnsanların birbirlerini ağır ağır öldürmekte olduklarına inanmıyor musunuz? Kimi zaman herkes açık ve seçik görebiliyor bu gerçeği, ama uzun zaman parçaları boyunca da insanlar yine belli bir dinginlik içerisinde yaşayıp gidiyorlar, küçük yaralarıyla, yaralanmalarıyla birlikte ve aslında yaşanabiliyor da bunlarla.”
Sayfa 8
“Çok sayıda yazarın yazmak zorunluluğunu duyduğu büyük olayları yazmak da, bunlardan yakınmak da çok kolaydır. Pakistan’da olanların, şurada, burada olanların korkunç olduğunu söylemek için büyük bir sanatın varlığı gerekmez. Yanıbaşımızda her gün nelerin olup bittiğini, günlük yaşamda insanların insanları nasıl öldürdüklerini söylemek; önce betimlenmesi gereken budur; önce bu yapılmalıdır ki, büyük cinayetlere nasıl yol açıldığı anlaşılabilsin.”
Sayfa 9
Reklam
Karanlık Şarkılar
Unutma, sen de ansızın hani o sabah, kurumamışken daha döşeğin çiğ yağmurlarından ve karanfil uyurken henüz yüreğinin üstünde, görmüştün o karanlık nehri akıp giderken senin kıyılarından.
Sayfa 11
Karanlık Şarkılar
Ve bir parçan değilim ne yazık ki. Yakınmaktır şimdi yapabildiğimiz, yalnızca.
Sayfa 11
Karanlık Şarkılar
Orpheus gibi, ben de biliyorum artık hayatın asla ayrılmadığını ölümden,
Sayfa 11
İnsansız
Belki yıllar var ki, ölmekteyiz. Sürekli yükselmekte bulutlarımız. İncelenen havada ellerimiz şimdiden yitik, ya artık sesimiz ve soluğumuz da kesildiğinde, son anlarımıza mı kalacak ilençler?
Sayfa 12
207 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.