İnsanlar tartışınca gerçekler ortaya çıkmaz. Kimin daha hazır cevap olduğu yarıştırılır. Gerçek kimliksizdir.. Gerçekler, sakin aranır, düşüne düşüne ulaşılır. Hastası, delisi, inatçısı, çıkar sağlayanı, korkanı, zekası düşük olanı var, olacaktır da, herkesin gerçeği kabul etmesini bekleyemezsiniz...
Dinlerin ve dogmaların olduğu, inançların salgın hastalık gibi yayıldığı bir gezegende, insan hakları diye bir şeyden bahsetmek mümkün değildir. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü şimdilik bomboş bir hayaldir. Başka 10 Aralıklarda görüşmek üzere...
İnanç, sadece insanlara bulaşan fakat tüm canlı ve cansız varlığı tehdit eden ölümcül bir hastalıktır. En büyük semptomlarından biri ise hasta kişinin hastalığı iyi bir şey sanma yanılgısı ve onu yaymaya çalışmasıdır. Hastalığı güçlü yapan asıl mesele de budur.
Aydın görünümlü cahiller ve aptallar azaldıkça, topluma yalan dolan empoze eden büyük başlar azalmış olacaktır. Toplumun en büyük zehiri, bu aydın görünümlü cahillerdir.
Akıllı bir köpeği eğitmek, aptal bir insanı eğitmekten çok daha kolaydır. Üstelik köpekten çok da güzel dost olur, aptal insandan ise büyük ihtimalle büyük bir düşman...
Bir gün insanlık her şeyi çözecek, hatta yeni evren bile oluşturabilecek. Evrenin geçmişinde planck zamanından gerisini göremeyebiliriz. Çünkü ortada madde yok...
İnsanlara gökyüzünde evreni yaratan görünmez birisi olduğunu söylediğinizde büyük çoğunluğu size inanacaktır. Boyanın daha kurumamış olduğunu söylediğinizde emin olmak için dokunmaları gerekir.
-