Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bu Zamanda Anne Baba Olmak

Ayşe İzci Coşkuner

Bu Zamanda Anne Baba Olmak Gönderileri

Bu Zamanda Anne Baba Olmak kitaplarını, Bu Zamanda Anne Baba Olmak sözleri ve alıntılarını, Bu Zamanda Anne Baba Olmak yazarlarını, Bu Zamanda Anne Baba Olmak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
EŞYALAR YÜZÜNDEN YAŞANAMAYAN AİLELER
O güzelim dantel örtüleri aylarca-yıllarca, gece-gündüz, çocuklar kirletsin diye mi ördük? Hele bir dokunsunlar bakalım! Her gün yer silmekten belimiz ağrıyor. Cam silmekten kollarımiz dökülüyor. Çocuklar ne hakla alınlarını cama dayayıp dişarıyı seyretsin! Camdaki buğuya kirli parmaklariyla nasıl resim çizerler?!. Bir çocuk okuldan geldiğinde, dalginlıkla ayakkabılarıyla içeri dalıverirse, tokadı hak etmez mi?! Hatta aynı şeyi kocamiz da yapiverirse, azarladık diye şikâyete hakkı var mi?!. Evi bir gün de o temizlesin bakalım nasıl oluyor? Bazı çocuklar da çok aşırı gidiyor canım!... Oynamaya diye çıkıp, toza-çamura belenip geliyor... Şaka bir yana, yazık ki çoğu hanımlar böyle söylemeseler de bu şekilde düşünüyorlar. Hatta bu tip manzaralar, titizliğiyle övünen bir annenin sinir krizlerine tutulması için yeter de artar bile. Çocukların ev içi hayatındaki sınırlama ve engellemeler yetmezmiş gibi, bir de alt kattakilerin, üsttekilerin rahatsiz olması meselesi var ki, Allah korusun zaman zaman kan davasına dönüşebiliyor. Bu durumda, çocuklar başkalarını çileden çıkarmamak için okuldan gelirgelmez yemeğini yemeli, ödevlerini yaptıktan sonra sessizce televizyonlarını izlemeli, sonra da hücrelerine (pardon, yani odalarına) çekilmelidirler. Ortaliıkta dolanmaları onların hayrına değildir. Yorgun babalar da gazetelerini rahat okuyabilmeli, televizyon haberlerine bir de çocuk sesleri karışmamalıdır.
Sayfa 128
Reklam
Bu Gidiş Nereye?
Mesela "mac izlemeye değil, takımları uğruna ölmeye" giderler. Hatta birtakım biçak, şiş gibi silahlarını da yanlarında götürürler. Ekmek kuyruğunda beş dakika beklemeyi göze alamazken, saatlerce bilet kuyruğunda bekleyebilirler. Bazı olağanüstü durumlarda bu bekleme süresi 24 saati bile bulabilir. Bilet bulup stada girebilenler bahtiyar olur. Dışarida kalanlar ise meydanlarda dev ekranlardan, televizyonlardan izlemeye çalışır. Özellikle erkekler, maçları toplu halde izlemek üzere rahat evlerini birakıp kahvehanelerde sigara dumanı altında bazen bir sandalye bile bulamadan izlemeyi tercih ederler. Cocuklar ve gençler fanatizmi daha da abartılı yaşarlar. Onlar giyim-kuşamlarıyla, takılarıyla hal ve tavırlarıyla da fanatiktirler. Takımlarıyla ilgili her konu ve olayı yakından takip edip bilgi sahibi olurlar. Çünkü mahallede, okulda yapılacak atışma veya sözlü saldırılara karşı hazırlıklı olmak gerekir Bir fanatiğin tuttuğu takım yenilirse son derece üzülür, yemeden-içmekten kesilebilir. Fanatik delikanlı, rakip takim taraftarlarının gururlanmasını görmemek için okula gitmek bile istemeyebilir.
Sayfa 85
Kendimizi hiç sorgulayabilecek şuur ve cesarette olduk mu?
"Müslüman;iyi, akıllı, şuurlu, münevver insandir." hükmünü biraz da kendi ellerimizle biz yok ettik
Sayfa 80
Senin çocuğun olduğundan emin misin?
Gençlerimiz toplum tarafindan nadasa birakılmış boş arazi gibiler. Canı isteyen bu verimli topraklara istediği tohumu ekmeye çalışıyor. Çünkü inanma ihtiyacı fitridir ve mutlaka giderilmesi gerekir
Sayfa 78
Reklam
Neler oluyor, neler dönüyor hayatta? Nereye götürülüyoruz?
İşsiz, yarınlarına umutla bakamayan, yari aç bir gençliği bir takım ekonomik ödül ve vaatlerle kandırmak kolay olabilir. Ancak bu gerekçe yakın zamanda oluşmuş bir anlık durum değildir. Yani insanların umutsuzluğunu sadece ekonomik sebeplerle izah etmeye çalışmak yeterli değildir. Bir toplumda umutsuzluk tohumları yeşertmek için önce manevi değerleri bastırıp, maddi ihtiyaç ve ihtirasları ön plana çıkararak ortam hazırlamak gerekir.
Sayfa 77
Anne baba olamayanlar en başta siz suçlusunuz!
Satanizm, aslında çocukların ailelerine ait bütün değerlerden kopuşun en uç noktada dışa vurumu olarak görülmelidir. Burada temel sorun, günümüzde çocukların içinde yaşadıkları toplumun inanç ve değerler sistemiyle çatışmaya itilmeleridir. Yanlış eğitimle, iletişim araçlarından akıp duran yanlış mesajlarla, ailelerin yanlış tutumlarıyla kendi bünyemizden koparılmış olmalarıdır
Sayfa 71
İletişim, anlatım, anlayış Sosyolojik, psikolojik analizler, namaz
Önce şunu itiraf etmek gerekir: Namaz kılmaya sebatla devam etmek sadece gençlerin degil, yetişkinlerin de zorlandığı bir durum. Bir gence namazlarını kaçırmaması tavsiye edilirken: "Ah, ah!. Şimdiki aklım olsaydı hiç gençliğimde namazimi geçirir miydim!" diye yaklaşmak, onun şu anda aptalca veya gafilce davrandığını vurgulamak olur. Oysa böyle gizli itham taşiyan ifadelerden gençler nefret ederler, tam tersini yaparlar "Kendim gençken pek çok hata yaptım ama evládima hata yaptirmazsam, Allah da benim hatalarımı telafi eder." gibi düşünenler de mevcut. Oysa namaz bir borç ödeme meselesinden ziyade, Yüce Yaratıcımızin huzuruna çıkma, O'nunla iletişime geçme durumudur Çocuğa ve dolayısıyla gence Allah'i öyle anlatmalı ve tanitmalıyız ki, O'nun huzuruna çıkmayı arzu etsin, namaz kılmaktan haz alsın. Hiç Rabbimiz bize, "Bunca yıldır veya kaç gündür huzuruma durmadın, yani namaz kilmadın da, niye bugün geldin?" der mi? Ama bazı insanlar, hâşa, Allah'n adina bunu söylemeye cüret edebiliyorlar. "Beş vakit kılıyorsun veya namazını kılmazsın, niye cuma namazi bayram namazina gidiyorsun?" diye sorgularlar. Bu eleştirinin altındaki gizli mesaj şudur: "Ben senden daha üstünüm, çünkü namazımi aksatmıyorum!" Bu tür ifadeler uzaklaştıricı, hatta koparicıdır. Şimdi şu soruyu dürüstçe cevaplayalım: Acaba bizler, gençleri sorgulamakla gerçekten onlara yardımcı mı oluyoruz, yoksa üstünlük mü taslıyoruz?
Sayfa 70
İnceleme potasına girmeyen NESİL MESELEMİZ
Gençliğin içine düştüğü anlam boşluğu ve içinde yaşadığı topluma yabancılaşması henüz bir "problem" olarak nitelendirilmiyor
Sayfa 68
Reklam
En büyük meselemiz, davamız; ASIMIN NESLİ. NESİL YETİŞTİRMEK
Bizde ve bütün ülkelerde, üniversitelerde, "gençliğin sorunları", "gençliğin boş zamanlarını değerlendirmesi", "gençliğin alkol ve uyuşturucuya yönelimi", "gençliğin meslekî tercihleri ve işsizlik kaygısı" gibi başlıklar taşıyan pek çok araştırmalar yapılıyor
Sayfa 68
Hadi çocuk yapalım! Oyuncak mı bu yapıyorsun?
Apartmanda yaşayan bir kadının 3-4 yil ikinci çocuğu olur. Lâkin ilk çocuk kardeşine hl maz. Annesine sürekli "anne bu bebeği atalım" dedikçe, annesi de onu hoşnut etmek için "olur, atalim'" dermiş Bir gün anne çamaşır yıkamak için banyoya girer. Işi bittikten sonra bebeği emzirmek için gelir, ancak bebeği beşiğinde bulamaz. Telaşla "kardeşin nerede?" diye sorar. Küçük çocuk "Hani onu atacaktık ya, işte ben onu pencereden aşağıya attim!" cevabinı verir. Gerçekten de açık olan pencereden aşağıya bakan anne, bebeğini yerde görünce yiğılır kalır.
Sayfa 64
Çocuk YAPMAYIN, NESİL YETİŞTİRİN!
Kendinin her şeyi iyi bildiğini, tecrübeli olduğunu düşünen pek çok anne de nihayetinde kızının evini ve evliliğini idare etmeye kalkar. lyi niyetlidir, tavsiyede bulunduğunu zanneder ama kaş yaparken göz çıkarır! Özetlemek gerekirse, kendini sevmeyen anne kızını sevemez, kendi hatalarının telafisini kızının şahsında yapmaya kalkar. Ulkemizde birçok kız evden kaçıyor, çünkü büyükler sadece kendini düşünüyor. Evlatlarını ciddiye alan, ayrılığı da akla getirmemeli. Atasözü ne demiş: "Atlar tepişir, arada taylar ezilir"
Sayfa 57
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.