Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Budapeşte

Chico Buarque

Budapeşte Gönderileri

Budapeşte kitaplarını, Budapeşte sözleri ve alıntılarını, Budapeşte yazarlarını, Budapeşte yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çok geçmeden farklı yine giden yürüyüşçüler belirdi, yanımdan geçtiler, onlarla birlikte ortalığa saçılan sözler, sözcük parçaları. Sonra sis dağılmaya başladı, dumanlar dağlara çekildi; şehir kendi tenini göstermek istiyordu. Yine de karşılaştığım insanlar, ne kadar gülerlerse gülsünler ve ne kadar salınırlarsa salınsınlar, çevreyle uyum içinde değillerdi. Bazen onları bir sinema filminin figüranları gibi görüyordum, yönetmenin emirlerine göre sağa sola koşuşturuyorlar, bisiklete biniyorlardı. Patenlerin üzerindeki kızlar profesyonledi, sokak çocukları ücretliydi, arabaların direksiyonununda, caddede hayvan gibi araba kullanan adamlar dublördü. Şehrin fotografik bir anısını sakladığını düşünüyordum. Şimdi onun üzerinde hareket eden her şey bir oyun gibi beni çarpıyordu.
Reklam
Bildiğim en güzel sözler, esinlerini senden alanlar; onlar güçlerini ve güzelliklerini sana borçlu.
Gece, yatakta Vanda'ylayken ağzımdan büyüleyici sözcükler dökülecek olduğunda kendimi tutuyor, biriktiriyordum, gelecekte kullanmak için.
Yeni yıl, yeni yaşam; kulağına onu bir daha gözümün önünden ayırmayacağımı fısıldayacaktım.
Reklam
Ben kötü bir adamdım ya da zor, ya da hayatındaki en değerli anları mahveden berbat biriydim.
Ağır bir havanın altında yarım saat daha yürüdüm, arada bir köprünün kenarından eğilip Tuna'ya bakıyordum, siyah, sessiz. Onun hareket ettiğine ikna olmam zaman aldı, kendimi atacak mıyım, görmek için arabalar duruyordu.
Onun sessizliğini izledim, kesinlike benimkinden daha derin ve daha sessizdi.
Kendi sessizliğini yaşayan iki insan uzun bir süre yan yana, dengede kalamazlar.
Reklam
Parmak uçlarıyla yüzümü okşadı, gözlerini kapattı ve fısıldadı,"Végtelenül büntess meg", sonra dudaklarını aralık bıraktı...
Aşağıya, Atlântica Bulvarı'na indim; yağmur yağıyordu, sahil boştu, deniz çırpıntılı ve karanlıktı. Bir gazete kulübesine sığındım ve denizden uzakta, bunun gibi birden bitmeyen, ama acıyla kıvranarak dört bir yöne uzanan şehirde acaba yaşayabilir miyim, diye düşündüm.
Sözcükler kaçıp gitti benden. Sözcükler, yazılır yazılmaz bana ait olmaktan çıktılar.