"Sonra," diyorum ve bu sefer ciddiyim. Ona savaşımızın hikayesini anlatacağım. Hepsini değil tabi ki, en kötü yanlarını değil, bazı kısımlarını. Beni daha iyi tanımasına yetecek kadarını. "Burada olmaz ama. Çok yorgunum." Geniş, birinci sınıf koltuğuma yaslanıyorum ve gözlerimi kapatıyorum.
Tek düşünebildiğim sonuyken en başından anlatmaya nasıl başlayabilirim?