Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büyük İslam İlmihali 

Ömer Nasuhi Bilmen

Büyük İslam İlmihali  Gönderileri

Büyük İslam İlmihali  kitaplarını, Büyük İslam İlmihali  sözleri ve alıntılarını, Büyük İslam İlmihali  yazarlarını, Büyük İslam İlmihali  yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İhtilaflı meselelerde ihtiyata riayet edilmesi daha iyidir. Hanefi mezhebinde olan bir kimse, kendi mezhebine göre abdesti bozmayıp başka mezhebe göre abdesti bozan bir hal ile karşılaştığı zaman, ihtilâftan kurtulmak için abdest almalıdır. Böyle hareket etmek, bilhassa imamlar için mendubdur.
Sayfa 107 - TAHÁRET (TEMİZLİK) KİTABI.Kitabı okudu
Reklam
Şafiîlere göre, namaz içinde de kahkaha ile gülmek abdesti bozmaz.
Sayfa 106 - TAHÁRET (TEMİZLİK) KİTABI.Kitabı okudu
Sülüğün karnı doluncaya kadar kan emdikten sonra düşmesi halinde kendisinden kan çıkarsa abdesti bozar.
Sayfa 106 - TAHÁRET (TEMİZLİK) KİTABI.Kitabı okudu
Abdesti Bozmayan Şeyler
Aşağıdaki haller abdesti bozmaz: 14) Kullanılan misvak (ve fırça) üzerinde veya ısırılan sert meyvalar üzerinde görülen ve akıcılığı bilinmeyen kan izleri.
Sayfa 106 - TAHÁRET (TEMİZLİK) KİTABI.Kitabı okudu
Düşününce şu gerçeği anlarız: İnsan bu dünya hayatında yaratıklardan bir yaratıktır. Insan bu alemdeki yaratıkların yanında bir zerre miktarıdır. Birçok ihtiyaçlar içinde çırpınmaktadır. Mevcut alemin birtakım kuvvetleri karşısında pek aciz bir durumdadır. Sonra da, daha açılmadan solan çiçekler gibi bütün varlığını kaybederek ölüp gitmektedir. O halde insanlık bu ölümlü hayattan ibaret olsa, insanlar kadar durumlarına acınacak bir yaratık olamazdı.
Reklam
Huşu:
Tevazu göstermek, hakka boyun eğmek, korku ile sevgi karışımı olan saygılı bir tavır takınmak demektir. Karşıtı, gaflet içinde kendini büyük görme, kalb huzurundan yoksun olmadır. Bir ibâdetin değeri, huşua olan yakınlığı nisbetinde artar. Haşyet de, saygı ile karışık kalble ilgili bir korkudur. Allah korkusuna "haşyetullah" denir. Kalbinde Allah korkusu bulunmayan kimsenin her çeşit fenalığı yapması mümkündür. Bir hadis-i şerifde buyrulmuştur: "Hikmetin başı Allah korkusudur." Yüce Allah'ın kudret ve azametini düşünen her müminin kalbinde Allah korkusu parlar ve onu daima iyiliğe götürür.
Sayfa 498 - İSLAM AHLAKI.Kitabı okudu
Hayâ:
Utanma, hicab, ar, namus manalarına gelir. Çirkin şeylerden nefsin darlanması, edebe aykırı bir işin meydana çıkmasından dolayı kalbin duygulanıp sıkıntı içinde kalması demektir. Bunun eseri hemen yüzde belirmeye başlar. Hayâ pek güzel bir huydur. Bunun karşıtı vakahat (utanmazlıktır). Batılı hak şeklinde görüp çekinmeksizin onu yapmaktır. Hayâsızlık, insanı insanlıktan çıkarır, hayvanlardan daha aşağı düşürür. Hadis-i şerif: "Hayâ imandan bir bölümdür." "Insanlardan utanmayan Allah'dan da utanmaz."
Sayfa 498 - İSLAM AHLAKI.Kitabı okudu
Hamiyet:
Kutsal şeyleri ve milletin haklarını gözetmek, namus ve şerefi suçlamadan koruma üzerinde gösterilen ve fikirleri korumak yolunda gösterilen çabaya denir. Pek çok medhedilmiş bir haslettir. Batıl fikir ve inanışları korumak yolunda gösterilen çabaya da "cahilce hamiyeť" denir ki, bu pek kötüdür.
Sayfa 498 - İSLAM AHLAKI.Kitabı okudu
Hamiyet:
Kutsal şeyleri ve milletin haklarını gözetmek, namus ve şerefi suçlamadan koruma üzerinde gösterilen ve fikirleri korumak yolunda gösterilen çabaya denir. Pek çok medhedilmiş bir haslettir. Batıl fikir ve inanışları korumak yolunda gösterilen çabaya da "cahilce hamiyet" denir ki, bu pek kötüdür.
Sayfa 498 - İSLAM AHLAKI.Kitabı okudu
Reklam
Hilm:
Şiddete sabredip tahammül etmek, öfke ateşini söndürmek ve nefsi heyecandan korumaktır. Yerinde yapılan böyle bir davranış büyük bir fazilettir. Bunun karşıtı "hiddet, tehevvür"dür. Bu da bir öfke, titizlik ve kızgınlık halidir. Hoşa gitmeyen bir olaydan dolayı gazab kuvvetinin parlayıp meydana çıkmasıdır. Kızgınlık ve darılma halleri, kalbdeki kanın taşması zamanında meydana gelen bir nefis değişikliğidir ki, haksız yere olunca bir kusur sayılır, pişmanlığı gerektirir. Fakat akla uyarak haksızlığa karşı olan bir öfke iyidir. Çünkü kutsal inançlar bununla korunur. Hilm, ilim ve hikmete bağlı olmalıdır. Bir hadis-i şerifde şöyle buyrulmuştur. "Hiçbir şeyin bir kimsede birleşmesi ilimle hilmin birleşmesinden daha üstün olamaz."
Sayfa 497 - İSLAM AHLAKI.Kitabı okudu
Hikmet:
İlim ile amelin birleşmesinden meydana gelen yüksek bir sıfattır. Bilmeyen veya bildiği ile amel etmeyen kimse hikmet sahibi değildir. Her şeyin aslını öğrenmek için edinilen bilgiye de hikmet denir. Adâba, ahlâka, öğütlere ait güzel sözlere ve fıkralara da hikmet denir. Hikmet sahibi olan insanda, zekâ, ezberleme, güzel düşünme, kolaylıkla öğrenme, açık zihin, iyi anlayış ve kavramları hafızada tutma gibi duygular belirir. Bir ayet-i kerimede buyrulmuştur: "Kendisine hikmet verilen kimseye, muhakkak birçok hayır verilmiş olur." Bir hadis-i şerif de şöyle: "Hikmet, müminin yitiğidir. Onu nerede bulursa alır."
Sayfa 497 - İSLAM AHLAKI.Kitabı okudu
Hakk:
Yüce Allah'ın mübarek bir ismidir. Her doğru olan ve değişmeyen şeye de hak denir. Bunun karşıtı "batıl" sözüdür. Herkesin meşru bir şekilde elinde bulundurduğu yetkiye veya mülke de hak denilmiştir. Bunun çoğulu "hukuk"dur. Her hak karşılığında bir görev vardır. Bir insan hayat (yaşama) hakkına, namus ve şeref hakkına sahibdir. Bunlara hiç kimsenin tecavüz hakkı yoktur. Her insan karşılıklı olarak bu hakka sahib olduğu için herkes karşısındakinin hakkını kabul ve ona uygun hareket etmekle görevlidir ve bu görevleri korumakla yükümlüdür. Bu haklara tecavüz haramdır, cezayı gerektirir. Toplum düzenine engel olur. Hak hiçbir zaman değişmez. Hakka, kuvvet ve diğer şeyler üstün gelemez. Geçici olarak kaybolan bir hak, bir gün dünyada değilse bile ahirette meydana çıkacaktır.
Sayfa 497 - İSLAM AHLAKI.Kitabı okudu
Hifz-ı Lisan:
Dili gereksiz sözlerden koruyup ihtiyaçtan fazla söz söylememek halidir ki, çok iyidir. Bunun karşıtı "malâyani" denilen faydasız şeylerle uğraşmak ve ağıza gelen gelen her şeyi söylemektir. Akıllı olanlar çok kez susarlar. Gerek görülmedikçe söz söylemek istemezler. Susmak çok güzel bir şeydir. Yeter ki, bir hakkın kaybolmasına veya bir gerçeğin yanlış anlaşılmasına sebebiyet vermiş olmasın. Peygamber Efendimiz sallallahu 'aleyhi ve sellem buyurmuşlardır: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa, hayır söylesin veya sussun."
Sayfa 496 - İSLAM AHLAKI.Kitabı okudu
Hüsnüzan:
Güzel sanma veya birşeyin iyiliği üzerinde inanç beslemedir. Bunun karşıtı suizan (kötü sanma)dır. İnsan kötü zan beslemekte hiçbir zaman aşırı gitmemelidir. Hiç kimse hakkında da yok yere kötü zanda bulunmamalıdır. Doğrusu, herhangi bir kimse hakkında körü körüne "Pek iyi bir insandır" diye hüküm vermek de hüsnüzannı kötüye kullanmak olacağından iyi bir davranış değildir. Onun bunun işlerini araştırmak, kusurlarını öğrenme arzusunda bulunmak, tecessüs denilen, kötü zandan doğan ve ahlâka aykırı olan bir harekettir ve haramdır. Bunun hakkında Kur'an-ı Kerimde buyrulmuştur: "Şüphe yok ki, zannın bir kısmı günahtır."
Sayfa 496 - İSLAM AHLAKI.Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.