Niceler varam gelem deyü gider
Gelmeyenler kim bilir kande gider
Gör Kemâl’i gelmeğe gitmiş idi
Ol murâda ermeyüp batmış idi
Nâm u şöhretle denilirken ayân
Kanı şimdi nâmı da oldu nihân
[Bâyezîd Hân hizmetinde iken ol
Azrail deryâ yüzünde buldu yol
Her ki merhûmu duâ ile ana
Hakk Teâlâ rahmet eyleye ana
Çün Kemâl’in ömrü yetdi âhire
Gitdi ol biz bunda kaldık zâhire
On yedi yıl hizmet etdi şâha ol
Ta dokuz yüz on yedide gitdi ol
Kemal Reis acaba bir kış seferinde yahut sırf bir kaza neticesinde mi denizde boğuldu? Yoksa o çelik vücut, çelik kalp, bir Venedik kurşunu, bir Sen Jan
güllesi ile parçalanarak mavi suları mercanlandıra mercanlandıra
mı batıp
gitti? Tesadüf bu müşkülü halledinceye kadar bu âkıbet, çılgın Akdeniz’in
sonsuz sırlarından birini oluşturacaktır. Bununla beraber şanlı kahramanımızın
mezarını ziyaret etmek isteyen Osmanlılar, kadirbilir Türkler, ne zaman
kalplerine müracaat etseler orada onun vakar ve haşmetle dolu ebedî
istirahatgâhını bulabileceklerdir!
Bu Müslüman Türk korsanlarının, Avrupalıların kullandığı şekilde haydutluk ve serserilikle geçinip
ekseriyetle bir gözü kör, tahta bacaklı korsan tipiyle herhangi bir alakası yoktur. Türk korsanları, Osmanlı
kara ordusundaki akıncılar gibidir.