Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büyük Oyun ve İçimizdeki Cehennem

Abdullah Rıza Ergüven

Büyük Oyun ve İçimizdeki Cehennem Gönderileri

Büyük Oyun ve İçimizdeki Cehennem kitaplarını, Büyük Oyun ve İçimizdeki Cehennem sözleri ve alıntılarını, Büyük Oyun ve İçimizdeki Cehennem yazarlarını, Büyük Oyun ve İçimizdeki Cehennem yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmgetanrılara nice yalvarırsak yalvaralım, dil dökelim yanıt gelmez! Nitekim milyonlarca yıldır yanıt gelmemiştir! Şunu da söylemek zorundayım, her yalvarı yanıtsız kalacaktır! Yanıtın gelmesi için; inanılan ya da inanılmaya alışılan bu imgetanrıların gerçekten varolması gerekir. Varolmayandan yanıt gelmez!
Sayfa 120Kitabı okudu
Hukuk bunlara kalmış
Ama bu kez savcı dayanamayıp yeniden sordu: " - Milyonlarca insan Tanrı'ya, tanrılara inanıyor. Onlar deli, onlar yanlış düşünüyor da; bir sen mi akıllı, bir sen mi doğrusun?" Bu gülünç, gülünç olduğu kadar anlamsız sözler karşısında ben de: " - Bir şeye, bir duruma inananların çokluğu; o şeyin, o durumun doğruluğunu, gerçekliğini göstermez!" deyip sustum.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Bu tanrıları biz yarattık! Sığınacak bir güç de yok bütün evrende! Yaşam doğal, evrensel bir ağlatı! Bu oyunu din sözcüleri hep kendi çıkarlarına oynadılar! İnsan, tanrıları yaratan güç değil yalnız; bu güç evrenin de bilinci!
Sayfa 117Kitabı okudu
Toplumun yararına olabilecek eylemlerden ötürü insanın pişman olmasını hiçbir zaman onaylamadım. Bir adam öldürmek! İnsan ancak böyle durumlarda pişmanlık duyabilirdi! Ama toplumu aydınlatma, düşlemli öykülerden kurtarma çabaları nedeniyle insan nasıl olurdu da pişmanlık duyabilirdi? Daha önceki soruşturmaların, yargılıkça verilmiş olan iki yıl hapislik cezasının, verilecek bu son kararla birleştireceklerini duyunca, ne yalan söyleyeyim, irkildim! Ayaklarımın ucuna kadar donup kaldım!
Sayfa 101Kitabı okudu
Önümüze sürülen düşlemli tanrıların düzmece olduğunu söylüyorum.
Demek ki ortada uyutma eylemi olduğu için uyandırmayla suçlanmış
Bir ara sorgum yapılırken yargıca: "- Varlığı kesinlikle saptanmayan, kanıtlanmayan bir "Tanrı"ya nasıl hakaret edebileceğimi anlamıyorum" dedim. Yargıcın gülmesiyle birlikte bu gülünç hava salondakileri de etkiledi. Onlar da gülüşmeye başladılar. Raporcuların "Anadolu insanını uyandırıyor" savı da bu türden bir suçlamaydı. Çoğunluğun okuma yazma bilmediği bir toplumda "uyandırma" işlevinin nasıl gerçekleşebileceği de kuşkuluydu. Hiç değilse kesin bir sonuç da alınamazdı. Raporcuların yargılığa ulaşan suçlamaları başka bir soruyu da ortaya koyuyordu. Bir ara bu karşı savımın altından nasıl kalkabileceklerini düşündüm. "Uyandırma" eylemi bir hazırlanmayı gerektirir. Böylece "uyutma" eylemi de özdeş türden suçlamaya açılıyordu! Kendimi toparlayıp yargıca: "- Demek ortada bir uyutma eylemi var ki, ben uyandırmış oluyorum. Onları uyutmasalardı, ben de uyandırmış olmazdım. Buna ne dersiniz? Ben bunun yanıtını diliyorum sizden" deyip sustum. Sorum yanıtsız kaldı, salondakilerin gülüşleri arasında.
Reklam
İnsanlık, tarih boyunca hep çıkarlara bağlı tanrılar üretmiş; tanrılar kişisel çıkarların, alçaklıkların, haksızlıkların, kepazeliklerin koruyucusu olmuştur yeryüzünde!
Bir an elim memelerine dokundu. Bu nasıl oldu? Elim kendiliğinden mi gitti, yoksa ben mi öyle yaptım, bilmiyorum. Ama öyle bir gülüşü vardı ki, bir anda sanki her şeyi açığa vurmuş oluyordu. Yumuşacıktı. Bir portakal değirmisi, portakal yumuşaklığı... Sonra havuzdan çıktı, kumlara uzanıverdi. Mor mayosu, kanarya sarısı sütyeniyle sarı kınalı deniz kuşlarına benziyordu.
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.