Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağdaş Dünyaya İslami Bakış

Muhammed Kutub

Çağdaş Dünyaya İslami Bakış Sözleri ve Alıntıları

Çağdaş Dünyaya İslami Bakış sözleri ve alıntılarını, Çağdaş Dünyaya İslami Bakış kitap alıntılarını, Çağdaş Dünyaya İslami Bakış en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kilisenin tahrif edilen dini, onların ahiret için hayatı ihmal etmeye çağırıyordu. Oysa bu, Mesîh aleyhisselâm'ın -eğer gerçekten söylemişse- şu sözünün hatalı bir şekilde yorumlanmasının bir sonucuydu: "Melekûtu isteyen malını ve çocuklarını terk edip bana uysun." Fakat müslümanlar, kilisenin Mesîh aleyhisselâm'a nispet edilen bu sözden anladığını anlamadılar.
Yine bu düzen, güç ve araç imkânlarına sahip olmayan zayıfın bütün şeref ve haysiyetini ortadan kaldıran vahşi emperyalizmi de doğurmuştur. Yeryüzünün yarıdan fazlasını teşkil eden ve "Üçüncü Dünya" diye adlandırılan kesimi avucu içine alan böyle bir emperyalizm ortaya çıkmıştır. Çünkü cahiliyede egemen olan yasa, orman yasasıdır. Yani güç demek, hak demektir (Might is right). Güçlü olan zayıf olanı yer. Onların örfündeki "Daha iyi olan kalır" ifadesi, "Daha güçlü olan kalır" anlamındadır. Bu güçlü ne kadar şer ihtiva ederse etsin... Bu ise, insanın hayvan türü olarak yorumlanmasından çıkartılan bir anlamdır.
Reklam
İslam uygarlığı aynı anda hem ruhî hem de maddi bir uygarlıktır. Allah in emirlerine bağlı, insanî faaliyetlerini de bütünüyle gerçekleştiren bir uygarlıktır. Bunu gerçekleştirmek için de Allah'ı inkâr etmeye; ahlakını ve geleneklerini bir kenara bırakmaya; hayatının bir bölümünü düzenli çalışan bir alete dönüştürmeye, diğer bir bölümünü de ipten kazıktan kopmuş, bağırıp çağıran, hayvanî bir hayâsızlığa dönüştürmeye-çağdaş cahiliyenin uygarlaşmak, ilerlemek ve gelişmek gerekçesiyle yaptığı gibi- hiçbir zaman gerek duymaz.
Sayfa 221Kitabı okudu
Çünkü insan, fıtratı gereği ibadet eden bir varlıktır ve gerçekte ibadet etmeyen kimse yoktur. Bir insan ile diğeri arasındaki fark, bunun ibadet etmesi, diğerinin ise etmemesi değildir. Bir insanın diğerleriyle farkı ibadetini yaparken yöneldiği "mabud"un farkı olmasıyla ortaya akar. Yoksa farklılık, ilkesel olarak bir mabuda yönelip ibadet etmekte değildir. Bütün insanlık düzeyinde insanlar arasındaki temel fark şudur: Ortada ortak koşmaksızın bir ve tek olarak Allah'a ibadet edenlerle, Allah'tan başkasına -O'nunla birlikte O'ndan ayrı olarak- ibadet eden kimselerin bulunmasıdır. İşte veya bundan dolayı insanlar, onları yaratanın haklarında haber verdiği gibi iki gruba ayrılırlar: "Sizi yaratan O'dur. Böyle iken kiminiz kafir, kiminiz mü'mindir. Allah yaptıklarınızı görendir." İbadet de iki türe ayrılır. Ya Allah'a ibadet edilecektir ya da şeytana ibadet edilecektir: "Ey Ådemoğulları! Size 'Şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır' demedim mi? Ve 'Bana kulluk edin, doğru yol budur' demedim mi?"
Sayfa 173Kitabı okudu
"(Rasûlüm!) De ki: İşte benim yolum budur; basiret üzere Allah'a davet ediyorum. Ben ve bana uyanlar (işte böyleyiz). Ben Allah'ı tesbih ederim ve ben müşriklerden değilim." (Yusuf 108) Ayette bu dine davette basiretin, tıpkı iman gibi onunla aynı düzeyde istenildiğine ve Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in izinden gidenlerin, ışığında atacakları adımlanı belirlemeleri sonra da Allah'tan kendilerini doğrultmasını ümit etmeleri için bu basireti araştırıp bulmaları gerektiğine dair açık bir işaret vardır.
"İnsanlar arasında hiçbir ayıp ve kusur görmedim, Mükemmelliğe gücü yetenlerin eksik kalması gibi."
Reklam
İslam uygarlığı aynı anda hem ruhî hem de maddi bir uygarlıktır. Allah in emirlerine bağlı, insanî faaliyetlerini de bütünüyle gerçekleştiren bir uygarlıktır. Bunu gerçekleştirmek için de Allah'ı inkâr etmeye; ahlakını ve geleneklerini bir kenara bırakmaya; hayatının bir bölümünü düzenli çalışan bir alete dönüştürmeye, diğer bir bölümünü de ipten kazıktan kopmuş, bağırıp çağıran, hayvanî bir hayâsızlığa dönüştürmeye-çağdaş cahiliyenin uygarlaşmak, ilerlemek ve gelişmek gerekçesiyle yaptığı gibi- hiçbir zaman gerek duymaz.
Sayfa 221Kitabı okudu
Onların bütün dünyayı hegemonyaları altına alma sınırına kadar ulaşmış bulunan hâli hazırdaki başarıları. Yüce Allah'ın takdir etmiş duğu belirli şartlara bağlıdır. Yahudilerin bunlardaki rolü, hiçbir zaman olayları inşa etmek olmamıştır. Onların rolü, en ileri sınıra kadar bu olayları kendi menfaatleri için kullanmaktan ibaret olmuştur.
Sayfa 105Kitabı okudu
Çağdaş cahiliye, sahip kılındığı savaş gücü, siyasal güç, maddi güç, ekonomik güç ve bilimsel güç gibi imkân ve iktidar araçlarının tamamına rağmen huzur ve sükuna sahip değildir. İnsanın hayatında arzuladığı mutluluğu bulamamıştır. Huzursuzluk, intihar, delilik, psikolojik ve sinirsel hastalıklar bir tarafa; sadece içki, uyuşturucu ve yükselen suç oranlan bile mutluluk ve huzurun bulunmadığının bir delilidir. İçki ve aynı şekilde uyuşturu cu maddeler gerçekten kaçış çabasıdır. Peki, insanlar mutlu olsalardı. yaşadıkları gerçeklerden kaçarlar mıydı? Suç, topluma karşı bir çeşit hastalıklı duygudur. Bu, toplumdan hoşnut olmadığını, memnun ol madığını ifade eder. O hâlde suç, niçin yayılmakta ve suç oranı niçin artmaktadır?
İslâm, bu cahili uygarlığın olumlu taraflanını ise olduğu gibi bırakacaktır. Fakat o bunların üzerinde yükseldikleri zemini doğrultacaktır. Nitekim İslâm, Arap cahiliyesindeki erdemleri bırakmış olmakla birlikte, bunların dayandığı zemini tashih etmiştir.
Sayfa 285Kitabı okudu
158 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.