Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağdaş Dünyaya İslami Bakış

Muhammed Kutub

Çağdaş Dünyaya İslami Bakış Sözleri ve Alıntıları

Çağdaş Dünyaya İslami Bakış sözleri ve alıntılarını, Çağdaş Dünyaya İslami Bakış kitap alıntılarını, Çağdaş Dünyaya İslami Bakış en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütün sapıklıkların asıl men'şei ve hakiki sebebi, Alloh'a kulluk ve ibadetten uzaklaşmaktir.
Demokrasi oldukça güzel bir tiyatro oyunudur. Bu oyun sayesinde halk kitleleri, gerçek bir ağırlığa sahip oldukları vehmine kapılırlar. Şu ya da bu partiyi iktidara ulaşması için kendilerinin desteklediğini zannederler. Halbuki bütün partiler -istesin ya da istemesin- kapitalizm ekseni etrafında döner, kapitalizmin amaçlanını uygular, kapitalizmin menfaatlerini gerçekleştirir. Bir partinin diğerinden farkı, sadece uygulama yöntemlerindedir.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
II. Yahudiler Hegemonyalarını Nasıl Kurdular?
Özellikle son iki asırda Yahudilerin uluslararası hegemonyası açıkça görülür bir hâl aldı. Yeryüzünün geniş bir bölgesinde ve olayların geniş bir alanı üzerinde Yahudilerin hegemonyalarını kurduklanı hal-i hazırdaki aşamanın başlangıcı için belirli bir sene ya da belirli bir olay göstermek oldukça zor olabilir. Çünkü tarih sürekli akan bir ırmaktır. Olaylar bu ırmakta kesintisiz olarak akar durur. Biri diğerini etkiler, biri diğerinden etkilenir. Fakat etkinin ve etkilenmenin, bu akış içerisinde tamamlanması için bir an dahi durması söz konusu değildir. Bütün bunlar, nehrin akışı içerisinde, devamı esnasında ve kaynaklarının birinin diğerine karışmasıyla birlikte cereyan eder durur.
Sayfa 103
Hitler, kendisine karşı antlaşma yapan ülkelere galip gelebilmek için insanların alabilecekleri bütün tedbirleri alıp sebeplere sarıldı. Bu sebeplerle Allah'ın kaderine meydan okudu. O, güçlerinin bıçağın peyniri bölmesi gibi kolaylıkla Rusya'nın içlerine gireceğini söylüyordu. Napolyon'un düştüğü hataya asla düşmeyeceğini, Napolyon'un ordusunu yok eden soğuk bölgelere asla askerlerinin çekilemeyeceğini söylüyordu. Fakat daha sonra Allah, Hitler'in istediğinden başkasını diledi. Ruslar onu, Napolyon'un ordusunu mahvettiği şekilde, Hitler'in de ordusunu mahveden diğer bölgelere yavaş yavaş çektiler.
Sayfa 74
Müslümanların gerilemesi sonucu ortaya çıkan kayıp, yalnızca Müslümanlarla sınırlı kalmadı. Bu, kapsamlı, bütün dünyayı saran bir kayıptı. Yüce Allah, bu ümmeti varlık âlemine çıkartıp ona son Rasûl'ün risaletini taşıma yükümlülüğünü verdiğinden beri beşeriyetin tümünün mukadderatını bu ümmetin halleri ile bağlantılı olarak tespit etmiştir. Hayırsa hayır, şerse şer olmuştur. Bu da bu ümmetin, beşeriyetin tümüne karşı şahit olmak için çıkartılmış olmasının bir gereğidir: "İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Rasul'ün de size şahit olması için sizi mutedil bir millet kıldık."
Reklam
Aklın faydalı bir araç olduğunda şüphe yoktur. İslâm, aklı alabildiğine yüceltmiş, onu Yüce Allah'ın insana lütfetmiş olduğu büyük nimetlerden biri olarak değerlendirip ona, vahyi anlama, vahiyden hükümler çıkarma ve vahyi uygulama alanları üzerinde düşünme görevini vermiştir. Aynı zamanda ona Müslümanın hayatında önemli daha başka görevler de yüklemiştir. "Fakat İslâm, aklı ne biricik kaynak ne de en yüksek kaynak olarak değerlendirmiştir." Çünkü Yüce Allah, bu aracın sınırlarını bildiği gibi onun faaliyet göstermesine elverişli olan alanlan da bilir. Bu aracın tek başına nefsin hevâsına ya da vehimlerine maruz kalabilen hususlarda hakem olmaya elverişli olmayacağını da bilir. Diğer taraftan bu araç, beşerin gücü ile -beşerin âcizliği ile de diyebiliriz- sınırlı bir araçtır.
İmtihan
"İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece 'İman ettik' demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? And olsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır." Ankebût 29/2-3
Dolaylı ya da dolaysız yolla medyatik araçlara egemen olanlar Yahudiler olduğu için, halkların düşüncelerini ya da demokrasinin direği olarak kabul ettikleri ve "sokak adamı" adını verdikleri kişinin düşüncesini oluşturanlar da onlardır.
Dolaylı ya da dolaysız yolla medyatik araçlara egemen olanlar Yahudiler olduğu için, halkların düşüncelerini ya da demokrasinin direği olarak kabul ettikleri ve "sokak adamı" adını verdikleri kişinin düşüncesini oluşturanlar da onlardır. Bu sokak adamı adlandırması gerçekten gerçeğe uygun ve oldukça inceliklidir. Bu kişinin, kişisel bir tutumu ve işlerin gerçeklerini görmesini sağlayacak bir inancı yoktur. Bu kişi, düşüncesini de konumunu da medyatik araçların oluşturduğu ve egemen olduğu "sokaktan" edinir. İşte, "halklar" oyunu aracılığıyla "politika" oyunu sahnelenir ve bunu Yahudiler yönetir.
Sayfa 117Kitabı okudu
158 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.