Dedi, yiyenim hele dinle. Unutma ki, dünyadaki her bir şey gibi insanoğlu da bir gün kendini bitirir. Eskir. İşi bitti mi, tükenir. Avluda bir iki turunç ağacı vardı. Yumruk kadar, kararmış turunçlar düşmüştü diblerine. O turunçlardan birini gösterdi de, dedi, bak yiyenim, bu turunçlar bir zaman neydi? Çiçekti.Tamam mı? Sonra n'oldular? Çiçekler meyveye döndü, ışıl ışıl turunç oldu. Gün geldi, iyice olgunlaştılar, zenklendiler, yere düştüler. Buraya kadar he mi? Dedim, he. Dedi, peki bundan sonra n'olacak? Dedim, çürüyecek. Dedi, yani gübre olacak toprağa. Peki çekirdekleri? Sustum, düşündüm bir. Her yılın baharında filizleniverir turunçların dipleri. Bildim, dedim, filiz verecek. Dedi, halı tamam işte, buldun. Yani yeniden başlayacak yaşamaya. İnsanoğlu da böyledir yiyenim. Tabiatta hiçbir şey bu hükmün dışına çıkabilemez. Ama ne var ki, bir de zorla yok etme, daşından koparıp, işi bir tamam olmamışken ezme var. Benim asıl korkum işte bu yiyenim, görevimi bitirmeden beni yok etmeleri.